• allah belasını versindir.

    (bkz: çok doluyum sözlük)
  • su için 1 gr/cm³ yerine; deniz seviyesinde, 20°c sıcaklık ve 1 atm basınçta 998 kg/m³,
    hava için 1 gr/m³ yerine; deniz seviyesinde, 20°c sıcaklık ve 1 atm basınçta 1,25 gr/m³,

    dedirtir.

    bernoulli denklemi ile enerjinin korunumunu (bkz: akışkan olarak)
    navier-stokes ile de akışkanın zaman ve konuma göre hız profilini,

    öğrenirsiniz.

    özellikle bu navier-stokes öyle bir bağıntıdır ki ilk öğrendiğimde ulan resmen allah' a şirk koşuyoruz dedim. özellikleri belirli bir nehirde suyun her noktası/düzlemindeki hızın bulunması hatta suyun nasıl akacağını bulur/bulmaya çalışır. suyun nasıl akacağına sen mi karar vereceksin be ey navier-stokes.

    öyle bir şeydir ki navier stokes denklemi, bilgisayara değerler girilir ve bilgisayar akışkanın davranışını tespit ve tayin etmek üzere en az 1 gün kendi haline bırakılır.
  • mühendis çevrelerinde 'kolay konu yav' diye görülse de bence çok derin ve önemli bir fizik dalıdır. çok iyi akışkan mekaniği bilmek, kafada oturttuğu muhakemeyle diğer fizik konularında da çok işe yarar.

    ayrıca birtek bana oluyor sanırım, bu dersi dinledikce su içesim geliyor
  • çoğu dersin temelidir aslında özellikle mühendisliğin temel sayılan derslerinin bu dersi almadan termodinamik ısı transferi aerodinamik gibi derslerin alınması çok zor ve anlamsızdır
  • fakültede (mühendislik fakültesi )inşaatçı ve çevreci sıvı ağırlıklı (hatta tamamen) görürken makinacıylan kimyacı gazları da işler. elektrikçi tenezzül etmez, endüstrici iterasyon yapar.
  • akışkan olarak adlandırılan maddelerin (genel olarak sıvılar ve gazlar, bunların dışında da bazı diğer maddeler) fiziksel davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. mühendislik fakültelerinde genelde 3. sınıfta verilir.
  • lisans seviyesinde verileni çok kolay olan ders. burada ağlayanlara bakmayınız
  • ışık hızının geçilememesi ile ilgili olan fizik konusunu sıkıştırılabilir akışın başlangıç rejimine benzeterek zamanın sıkıştırılması üzerine felsefe kastığım bilim dalıdır.

    şimdi ses altı sıkıştırılabilir akışı düşünecek olursak, akışkan hızının ses hızına oranını veren mach sayısı büyüdükçe aslında, akışkanın yoğunluğu düşmeye başlıyor. in other words, hız vektörünün diverjansı nonzero oluyor ve yoğunluğun maddesel türevini de non zero eyliyor.

    rölativite teorisine göre ise, ışık hızının %1'ini geçtikten sonra farkı hissedilmekle beraber, hızlandıkça zaman daha yavaş akmaya başlıyor, yani zaman tıpkı sıkıştırılabilir rejimde yoğunlukta olduğu gibi sıkışıyor. sıkışan zamanın ataleti artıyor ve yavaş akmaya başlıyor.

    bu noktaya kadar çok zorlama olsa da bir analoji kurabiliyorum. esas sıkıntı şok fiziğinde karşıma çıkıyor. basınç dalgaları havada ses hızıyla yayılabilir. ses üstü hıza sahip bir uçak, sahip olduğu hız nedeniyle vektör alanını basınç dalgalarından daha hızlı rahatsız eder. bu yüzden basınç dalgası, akışkanın hızına yetişemez ve nano ölçek kalınlığında bir tabaka boyunca şok dalgası yaratır. basınç süreksiz bir şekilde aniden artar, toplam basınç ise düşen hız vektörüyle birlikte azalır.

    kafama takılan nokta ise, ses altı sıkıştırılabilir akış ile ışık hızı altı noktalarda zor da olsa bir analoji kurmak matematiksel olarak mümkünse, aynı şekilde şok dalgasının da ışık hızının üzerindeki hızlarda bir karşılığının olması mümkün olup olmayacağı.

    evet, einstein'a göre ışık hızı geçilemez ama eğer ışık hızına yaklaştıkça kütle artıyorsa, ses hızına yaklaştıkça da yoğunluk azalıyor. tersten bir matematiksel notasyon mümkünse, şok dalgasının rölativistik teoride bir karşılığı olmasının hayal ürünü olmak dışında bir gerçekliği olması mümkün olabilir mi?
  • sinir bozucu, uğraştırıcı, ara ara lise fiziğini hatırlatan, sevimsiz bir derstir.

    hele hele dersin adı (bkz: biyoakışkanlar mekaniği) ise kulaklardan duman çıkmaması düşünülemez.
  • 3 veya 4. alisimda geçtiğim ders
hesabın var mı? giriş yap