• sezen aksunun isik dogudan yukselir adli albumundeki son sardunyalar isimli sarkisindan sonra yer almasi rastlanti olmayan eser. son sardunyalar ne kadar buram buram imparatorluk egesi kokuyorsa bu parcadan da o kadar imparatorluk istanbulu isitilir. ex oriente lux temasi ile yola cikan album, ironik bir sekilde -giris parcasi sayilmazsa- bati sahillerinde dolastirir biz dinleyenlerini iki parca boyunca. iki parca da yillarin yorgunlugunu, simdiden bakinca bir daha yasanamayacak olmalari daha bir acitir raddede kes(k)inlesmis gecmisin huznunu anlatmaz adeta hissettirir yureklerimizin derinliklerinde. hatta n'olur donebilseydim de bir kez daha yasasaydim o gunleri diye sizlanan bir sesi duyup irkilirsiniz birden acaba hakikaten o kadar uzak miyim gecmise diye sorma ihtiyaci duyarsiniz kendinize. son sardunyalar bir yaz aksamustusunde soylesir bizle; alaturka ise soylesiye bir yaz gecesinde devam eder. naif, tatlimsi acilar, buruk hatiralardir son sardunyalarda anlatilanlar; artik yasanamayacak olsalar da o hatirlari birakan anlar zamaninda mutlu kilmislardir. oysa zaman ilerleyip geceye dogru ilerlendikce alaturka baslar ve geriye kederler kalir. yasanmisliklara geri donmek artik mumkun olmadigi gibi yasanmisliklardan geriye tamiri mumkun olmayan acilar kalmistir. kederden orulu hatiralarla basa cikmak icin ne yapabilir ne soyleyebilir ki insan "kader böyleymiş"den baska.
  • âla turka diye adlandırılan bir serçem şarkısıdır.
    albümi ışık doğudan yükselir de yayın edilmiştir.. albüme albümin yaftasını yakıştıranlara, albüm oturaklı semailerden de bahseder der bu şarkı..
    sözler tabii ki sezen aksu'nun
    müzik ise sezen'in 95 ve küsurlu yıllardaki müzik paratoneri partneri (kullandığım edebi sanat: alliterasyon değil. belli terasyon -birileri kükreyip hırlamadan ben edebliliğimi belli edeyim de, ne olmaz ne olmaz-), fahir atakoğlu

    gece inerken söner perde perde grubun rengi
    derken başlar semada saltanat
    ben ağlarım gülerken

    mehtap uyanmış, seyr-ü sefada yıldızlar
    siyaha yanmış, bende fasıl fasıl dert
    ah o ne zalim bir yarmış

    çalsın sazlar çalsın bu gece alaturka başlasın
    vur usta tamburun tellerine hanendeler çağlasın
    çalsın sazlar çalsın bu gece alaturka başlasın
    vur usta tamburun tellerine hanendeler çağlasın

    penceremden geçer sandallarla sevdalılar hercai
    çınlar gökkubbede aşkın şahane saz semai

    mehtap uyanmış, seyr-ü sefada yıldızlar
    siyaha yanmış, bende fasıl fasıl dert
    ah o ne zalim bir yarmış

    çalsın sazlar çalsın bu gece alaturka başlasın
    vur usta tamburun tellerine hanendeler çağlasın
    çalsın sazlar çalsın bu gece alaturka başlasın
    vur usta tamburun tellerine hanendeler çağlasın

    kader böyleymiş

    böyleymiş de niye böyleymiş?
  • italyanca "alla turca" kelimesinden gelen alaturka kelimesi gerçekte anlam itibariyle bire bir türk musıkisine karşılık gelmez. çoğu insan bu kelimeyi yalnış kullanmaktadır. peki niçin? bildiğiniz üzere türkler tarihte savaşçı bir millettir. o zamanlar türklerde savaşmak adeta bir sanat kadar incelikli ve erdemli bir işti. muzaffer olmak adına müziği dahi kullanmışlardır. bunun en bariz örneği mehter takımıdır. ordunun önünde orduyu yüreklendiren bir çalgı birliği hemen mehteran takımını akla getirir. burada çalan melodiler ekseriyetle orduyu harp havasına sokabilecek şekilde bestelenmiştir. keza müziğin sözleri varsa da bunu pekiştirecek yöndedir.

    hunlar dönemine baktığımızda da ordunun önünde ilerleyen çalgıcı bir birlik olduğunu görürüz. tarihçilerin ve müzikologların araştırmalarına göre hunlar bu askeri müzik takımlarına tuğ adını veriyorlardı. "tuğ" altı tür çalgıdan oluşyordu(tuğ aynı zamanda sancak manasına da geliyordu). "tuğ" askeri müzik takımında yurağ(zurna), borguy(boru), küvrük(kös), tümrük(davul), çanğ(zil) ve çokan(çevgan) adı verilen müzik aletleri kullanılıyordu. uzun lafın kısası mehterin kökeni buralara varıyor.

    peki batılının alla turca dediği nedir? yani kelimenin mucidi bu kelimeyi hangi anlamda kullanmış? hemen cevap verelim; batılının alaturka kelimesinden kastı işte bu yukarıda bahsetmeye çalıştığım askeri bando tarzıdır. bando kelimesinin kökeni için de bazı araştırmacılar türkçe bendir kelimesinin italyancaya banda olarak geçmiş olma olasılığından bahsetmektedirler. zira batı ordularında osmanlı ordularıyla karşılaşmadan evvel böylesi bir bando geleneği yoktu. batılılar bu askeri müziği savaşta muhattap oldukları osmanlı ordularından ve osmanlı elçi heyetlerine eşlik eden mehteran takımından dinlemişlerdir.

    şimdi burada ilk göze çarpan husus bu müziğin ritmidir. 2/4'lük bir ritimdir bu ve gidişatı şu şekildedir:
    "sol... sol... sol sağ sol..." mesela mozart'ın rondo alla turca sında bunu farkedersiniz. bunun haricinde yine mozart'ın beşinci keman konçertosunda bu vuruşlar vardır. başka bir örnek ise beethoven'ın the ruins of athens isimli türk marşıdır. aslında bu formu ilk kullanan bunların babaları george frederic handel dir ya neyse. örnekleri çoğaltmak mümkün. mesela beethoven'in dokuzuncu senfonisindeki ziller ve davullar hep bir alaturka stilini çağrıştırır batılının gözünde.

    demek ki neymiş? alaturka(müzik bağlamında) türk müziğinin askeri bando kümesinin batılı tarafından algılanan şekliymiş. bunun aksi olamazdı; çünkü mehter takımında tanbur, ud, kemençe, kanun, santur ve ney gibi esaslı klasik türk musıkisi enstrumanları yoktur. bunun haricinde ekseriyetle yukarıda bahsettiğim gibi 2/4'lük bir ölçü kullanılır mehter müziğinde. ee gavur da senin müziğini bundan ibaret sanmıştır haliyle. zaten bir sazsemaisi, peşrev yahut şarkı dinlediğinizde türk müziğinin bununla sınırlı olmadığını, engin bir derya olduğunu anlarsınız. nasıl ki oryantalizm batılı gözüyle doğuya bakışsa; alaturka da batılı gözüyle türke bakıştır. yani sınırlı bir bakıştır; müzik bahsinde olduğu gibi.
  • tarkan'ın, müzikçalarınızdan çıkıp elindeki yarısı dolu rakı kadehini masanıza koyarcasına, siz uzaklara dalıp birilerini düşünürken size bakarcasına yorumladığı şarkı.

    öyle böyle değil.

    https://www.youtube.com/watch?v=wwrdxaraymo
  • sertab’ın yıllar sonra kaydettiği muhteşem sezen aksu şarkısı.
    linki şöyle

    iyi ki 90’larda büyümüşüm. insanın ruhuna işleyen ne çok şarkı çıkmış o yıllarda, özellikle de sezen’den. müthiş nostalji kokan, istanbul kokan ve elbette sezen aksu (ve uzay aşkı) kokan bir şarkı alaturka. sertab erener’in asla eskimeyen o muhteşem sesine doyum olmuyor gerçekten. ağzına, yüreğine sağlık...
  • "turk usulu". ev disinda bulunmasi tercih edilen tuvalet tipi. (bkz: alafranga), (bkz: karacaoglu)
  • tarkan öyle bir "o ne zalim bir yarmış" der ki o an'ın güzelliğinden ruhunu teslim edersin. tarkan versiyonu öyle güzel bi şarkıdır.
  • tarkan tarafından seslendirilen çok kıymetlidir. dünyanın öbür ucunda, petaluma'da bir sabaha karşı tadına vardığım eserdir.

    hayat gerçekten çok ironik.
  • etimolojik açıdan araştırıldığında kelimenin ilk kez mozart tarafından kullanıldığı ve bundan sonra literatürde yaygınlaştığı görülür.

    (bkz: bülent aksoy)
  • fahir atakoğlu'nun sarı zeybek belgeseline yaptığı müziklerin bazılarının birleştirilip üstüne sezen aksu'nun sözleri bir güzel yerleştirilerek oluşturulmuş muhteşem şarkı.
hesabın var mı? giriş yap