alexandre dumas
-
romani ikide bir kesip okuyucuyla konusur bu adam, sinir bozar. siyah lale'de mahkumun hucresi icin aynen soyle bir seyler der: "simdi okuyucu, bu hucreyi daha onceden tarif ettigimiz icin artik corneilus'un nasil bir yere geldigini biliyorsunuzdur"*
-
-
umberto eco'nun anlattığına göre, vaktiyle yazarlar doldurdukları satır üzerinden para aldıkları için, roman içindeki diyalogları uzattıkça uzatırmış -öyle ki bir noktadan sonra hangi sözü kimin söylediği anlaşılmaz hale gelirmiş. ben eco'nun yalancısıyım.
gençliğinde paris'e ilk geldiğinde bir panayırda üstünün başının kirlenmesine aldırmadan yağlı direğin tepesine kadar tırmandığı rivayet edilir. yıllar sonra artık ünlü bir yazar olduktan sonra, bir sohbet sırasında o günü hatırlatarak, tırmandığı o zirveden inmeye asla niyetinin olmadığını söylemiştir.
insomniadan mustarip olduğu da söylenir.
bugün bile hala popüler sinemaya uyarlamaları yapılan tarihi temalı, fantastik, macera romanlarının yazarıdır. -
dörtte bir siyahiymiş kendisi. ninesi (hangi taraftan ninesi yazmıyor) haiti'de bir zenci köleymiş.
-
"son tahlilde, ihanet bir tarih sorunudur."
(bkz: the count of monte cristo) -
“büyük işler başarmamız için bize ilham verir, kadınlar; sonra da bunları başarmamıza engel olurlar...”
-
"sıkıntılar, yazgımızın ipine dizilmiş tespih taneleridir, bilge kişi onları sakin sakin çeker."
-
en tanınmış eserleri olan les trois mousquetaires ve le comte de monte cristo romanlarında intikam temasını çok net bir şekilde ortaya koymuştur.
-
-
(bkz: binbir hayalet)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap