• bugün itibariyle gerçekleştirdiğim eylem. bu kararı almamın nedeni bitmek bilmeyen düzensizlikten kurtulmak istemek. bugüne kadar içtiklerimle ömrümün kotasını doldurduğumu düşünüyorum. kalan ömrümü etanol bağımlısı olarak geçirmek istemiyorum. bunca yıl içicilik ve içkiden kurtulma kariyerimde pek çok şeyi tecrübe ettim. alkolizmin en büyük olayı kişiden kişiye değişen döngülerden oluşmasıdır. bu döngüler kurtulma çabası, peşine bırakma, kısa bir süre sonra sosyal içici olacağım yalanı, sonra uzun bir süre devamlı alkol alma, sonra işler boka sarınca tekrar kurtulma çabası... pek çok kez bu sıralamayı tecrübe ettim. bu kadar tecrübe sonunda artık net bir hamle yapmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. o nedenle etanol sayfasını kapattım artık. bu ciddiyette yine bırakma girişimlerim olmuştu. ancak bu sefer daha da ciddi bir şekilde yola çıkıyorum. benim için alkol bitti. daha düzenli bir hayat için yoldayım.

    bu maddenin en büyük özelliği sizi kesinlikle depresyona sokmasıdır. depresif maddedir. uzun süre kullanımda beynin seratonin mekanizmasını alt üst ediyor. o nedenle her bırakma girişiminde mutsuzluk ve kaygıdan geri dönüyorsunuz rahatlamak için alkole. çekilme döneminde inanılmaz huzursuz oluyorsunuz. iki kadehte pamuk olacağınızı bildiğinizden geri koşuyorsunuz alkole. hatta ölecek gibi hissediyorsunuz da bilmiyorsunuz ki alkol sizi ölüme götürüyor.

    bundan sonra hayatımın en büyük prensibi alkol kullanmamak. bunca sene kullandığım alkol etkisiyle yaptıklarım hususunda da kendimi bağışlıyorum. olanlar alkolün hayvani beynimi uyarması ile olan rezilliklerdi. şimdi belki alkol vücudumdan çekilirken beni suçlu hissettiriyor ancak ilerleyen zamanlarda alkolden aylarca uzak durduğumda bunlara güleceğim. takıldığım mekanlara da artık çay içmeye bile gitmeyeceğim. alkollü davetlere katılmayacağım. içen içsin ben içmeyeceğim.

    bundan sonra yeni bir hayatın ilk günündeyim. ilk günün heyecanındayım. bugün ayık şekilde uyuyacağım. sabah ayık şekilde kalkıp yeni hayatımın ikinci gününü yaşayacağım. yeni hayatımda spor ve kitap okuma en büyük hobim olacak. ben artık ayık yaşayacak bir insanım.

    debe editi: ben bugün alkol içmeyeceğim.
  • sanırım bir şeyler anlatmanın zamanı geldi.
    başından söyleyeyim..
    alkolü keyif için bir arkadaş ortamında sevdiği insanla ağzına içip çevresine, işine, mesleğie zararı olmadan sadece eğlence için kullanan insanlara değil bu anlattıklarım. yani sorunu ağzına içen insanlarla değil götüne içen insanlarla..

    alkol hayatımda her zaman vardı. yıllardır kimseye zararım olmadan düzenli olarak alkol kullandı sadece eğlence olarak ne kimseyi kırdım ne rezil kepaze oldum ne de mesleğime zarar verdim. ama bir yerden sonra yaklaşık son 5 yıldır iyice kontrolden çıktı..
    sanırım 15 yaşında içmeye başladım. ta o yaşta kararım varmıştım iyi bir barmen olacaktım.
    zaten yıllardır sabahtan akşama kadar alkol, kadın, gece hayatı. gece hyatindan kastım sizin sosyalleşmek, vakit geçirmek ya da karşı cins ile tanışmak için ayda yılda bir dışarı çıkıp zaman örgüsünde vakit geçirmeniz değil. mesleğim bu.. gece hayatı. para kazandigim. bir de işin içine ingiltere, isveç, amerika gibi ülkelerde uzun süre yaşam.. barmenlik mesleğine devam etmek.
    gece hayatı her zaman oldu hayatımda.
    özellikle çalışırken ya da çalışmadan önce birkaç tek atarak ortama ayak uydurmak mecburi bir hal aldı. dünyanın en zor işi ayık kafayla sarhoş dinlemek. düşünün aşk acısı çeken bir arkadaşınız ya da iş yerinde bir takıntısı olan başka biri içip sizi aradığında ne kadar çekilmez oluyor değil mi? işte ben bunu saatlerce yıllarca meslek olarak yaptım.
    ilk zamanlarda oldukça keyifliydi. zaman geçtikçe alkol hayatımın bir parçası oldu. zaman geçtikçe de vazgeçilmezim..
    bir süre sonra da hayatımın tamamı.
    artık bir yerden sonra yarın ne içeceğinizi düşünüyorsunuz ya da sabah uyandığınızda güne bir şişe şarap ya da birkaç bira ile başlamak gün içerisinde devam etmek belli bir saatten sonra da tüm kontrolü kaybederek sızmak. saatlerce sızdıktan sonra uyandığınızda tecavüze uğramış gibi güne başlamak.
    işinizi, değer verdiğiniz insanları, geleceğinizi, kredinizi her şeyinizi bir şişeye dolduruyorsunuz sadece. bir süre sonra çevrenizdeki insanları kızgınlığınız bitiyor kendinize acımaya başlıyorsunuz. bakın en zor kısmı bu. kendinize acımaya başladığınızda canınız çok yandığını hissediyorsunuz.
    derdim sağlığım falan olmadı. dönüp baktığımda geriye bir çok insanın hayal edemeyeceği i bir hayat yaşadın bu saatten sonra üç beş sene daha fazla yaşayacağım diye sabah akşam brokoli yiyecek değilim.
    sıkıntı sağlık değil sıkıntı kendine saygının bittiği o kırılma anı.
    alkol sorunuz olmadığına kendinizi inandırıyorsunuz daha da kötüsü şartlandırıyorsunuz. belki terk edip giden bir kahpe, hayat şartları, gelecek korkusu gibi hayatın olması gereken zorluklarına kalkan olarak kullanıyorsunuz. içip sızmak için bahanelerinizi bitmiyor. hele ki benim gibi yeme içmez sektöründe iseniz her türlü ulaşıyorsunuz alkole...
    yalan söylemeyi, inkar etmeyi, saklanmayı öğreniyorsunuz.
    her gün kendinizden bir parça kopuyor farkında olmuyorsunuz. bir ömür inşa ettiğiniz değerler birer birer akıp gidiyor umursamıyorsunuz.
    hiç unutamadığım bir hatıramı anlatayım.
    babam ile her zaman mesafeliydik. ben hiçbir zaman onun doğrularıyla yaşamadım hep red ettim. birbirimizi her zaman mesafeli olduk hiçbir zaman da kavga etmedik.
    alkollü olduğum bir gün konu konuyu açtı sağlam bir kavga geçti aramızda. ben haklıydım. gerçekten haklıydım laf olsun diye söylemiyorum. o kadar ağır konuştum ki kocaman adam karşımda çocuk gibi ağladı. hiçbir şey söylemedim gittim sızıp yattım.
    ertesi gün babam çantasını topluyordu. tüm gece ağlamış belli gözleri kırmızı. beraber çıktık otogara gidiyoruz. yol boyunca yalvardım, özür diledim.
    elindeki valizini yere bıraktı. durdu ve yüzüme baktı.
    "sen haklısın. dün bana söylediklerinde eksik vardı fazla yoktu. ama alkolluydun. alkollü bir insana çatıda araba çarpsa yine de haksızdır. benim kırgınlığım dünkü kavgaya ya da senin söylediklerine değil. bir korkak gibi bir şişenin arkasına sığınak içindekileri kusman..oldu sadece"
    evet bir süre sonra tam bir korkak oluyorsunuz. ayık kafayla söyleyemeyeceklerinizi, yapamayacaklarınızı, paylaşamayacaklarınızı bir şişenin arkasına sığınarak çok rahat biçimde kusuyorsunuz.
    ve ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam etmek istiyorsunuz.
    öyle bir dünya olmadığını kabul ettiğiniz zaman ilk adımı atmış oluyorsunuz.
    içtikten sonra telefonu elinize alıyorsunuz. işte burası kırılma noktası oluyor ayıp kafayla söyleyemeyeceğiniz söylemeye cesaret edemeyeceğiniz her şeyi kusuyorsunuz. kendinize geldiğinizde tecavüze uğramış gibi üzerinizde bir ağırlık kendinizden nefret ediyorsunuz. çok uyanmışımdır ayıldığımda tekrar okumamak. hatırlamamak için gönderdiğim mesajları sildiğimi ,
    hayatım boyunca ilk defa aylardır ağzıma tek damla sürmedim. ilk zamanlarda kendimi frenliyordum. zorluyordum. bir süre geçtikten sonra gece sayıklamalarım, yorgunluklarım, gözaltı torbaları kaybolmaya başladı. maddi olarak alkole her an ulaşabildiğim halde hayatında ilk defa kendimi zorladım.
    tüm arkadaşlarımdan uzak durdum bir süre. çalışmayı bıraktım. sadece kulaklığımı takıp saatlerce ama saatlerce yürüdüm.
    alkole hiçbir zaman karşı değilim olmadım da olmayacağım da.
    ama kendinize, çevrenize, işinize, sizi sevip değer verenlere zarar veriyorsa bir an önce veda etmek zorundasınız.
    çevremde beni bilen tanıyan insanlar işinde ne kadar disiplinli ve tutarlı olduğumu çok iyi bilir, barmenlik mesleğinde gerçekten çok ileri noktalarda bir çalışandim. mesleğim yüzünden her zaman saygı gördüm. ama bunlar yetmiyor babamın da dediği gibi alkollü iken sana araba çarpsa bile istersen dünyanın en düzgün insan ol yine de haksızsin.
    her şey karar vermekle ve kabul etmekle başlıyor. sadece alkol ya da uyuşturucu, kilo vermek, sigarayı bırakmak, size zarar veren bir ilişkiden uzaklaşmak hepsi ama hepsi sadece sizin iradenizle en önemlisi kabul etmeniz de ve kurtulmak istemenizle başlıyor ve devam ediyor.
    her şeyden önce ayık kafayla dinlemeyi öğreniyorsunuz. ruhen ve bedenen bir şeyleri ıskaladığınızın farkına varıyorsunuz.
    artık gün saymıyorum. günü saymayı bıraktım. artık bir yaşam biçimi oldu.
    yanlış anlama ben bu hayatımda kimsenin nasihatını dinlemedim kimseye de nasihat verecek durumum olmadı.
    her şeyin fazlası zarar. sadece dedenize ve ruhunuza zarar veren maddeler değil sevgilin, aşkın, tutkunun ama her şeyin fazlası hem kendinize hem çevrenize zarar verir bir yerden sonra fanatizme dönüyor.
    tekrar söylüyorum alkolü çıkarın yerine herhangi başka bir kelime koyun size ve çevrenizdeki yere zarar verdiğini kabul edin, tüm cesaretinizi toplayıp kendinizle yüzleşin inanın bana gerisi çok kolay.
    terapi, tedavi, antidepresan vesaire bir yere kadar.
    ne olursa olsun kilo mu vereceksiniz? alkolü mü bırakacaksınız? size zarar veren bir kişiden uzaklaşacaksınız?
    bu seçenekler çoğaltılabilir ama hepsi aynı noktaya çıkıyor önce kendinizle barışın. her şeyden önce kendinize affedin kolay değil biliyorum bir sünger çekip bir adım atmak ama başka çareniz yoksa mecbursunuz sadece bunu kabul edin.
    bakın kaybetme korkusu belki de bu hayatın en saf en temiz duygusu.
    kaybetmekten korktuğunuz bir işiniz varsa bir sevdiğiniz varsa sağlığınız varsa sahip çıkarsınız çünkü kaybetmekten korkarsınız. konuştuklarınıza, söylediklerinize, davranışlarınızı kaybetmekten korktuğunuz için dikkat edersiniz.
    ama sarhoş bir insanım hiçbir şeyden korkusu yoktur. yolda tek başıma yürütmeye korkan bir kişinin sarhoş kafa ile ne kadar saçmaladığını gözlerimle gördüm ben. alkol içmeyin demiyorum sadece tadında olması gerektiği kadar. yoksa kaybetme korkunuz olmuyor ayıldığınızda ise neler kaybettiğinizin farkında olmuyorsunuz ama gün geliyor hepsi suratınıza tokat gibi çarpıyor tüm kaybettikleriniz.
    hani bir söz vardır "sarhoşken söylenen her laf ayikken düşünülmüştür'
    alakası yok ben bu söze inanmıyorum. bırakın kırmayı üzmeyi dokunmaya bakmaya bile kıyamayacağınız insanlara sarhoş kafayla psikolojik işkence yapıyorsunuz.
    farkında bile değilsiniz. sadistçe bir zevk alıyorsunuz. ertesi günü ayıldığınızda zaten tam bir kabus..
    bana gelince içki her zaman hayatımda olacak mesleğim bu benim. asıl güzel olanı hoşuma gideni etrafımda yüzlerce şişe varken uzak durabilmek.
    tekrar ve son kez söylüyorum ne yaparsanız yapın ne kadar haklı olursaniz olun sarhoşsanız bambaşka bir insansınız.
    emeklerinizi, kişiliğinizi ve saygınızı siz olmayan o sarhoşa meze ediyorsunuz sadece.
    sadece kendinize şu soruyu sorun ama hazır olduğunuza sorun .
    "değer mi?"

    _____________________________________

    birçok soranlar oluyor bu illete bulaşan çevremizdeki insanları nasıl yardımcı olabiliriz?
    buradan devam edeyim o zaman. anlatacaklarımın hiçbir bilimsel değeri yoktur. sadece kendi tecrübelerim. anlattıklarımın canınızi yakacagina eminim ama dost acı söyler.
    bir söz vardır sarhoşun önünde durmayacaksın. gittiği yere kadar gitsin yıkılabildiği yerde yıkılsın.
    arkadaşınız, dostunuz, sevdiğiniz bir insan olabilir. hele ki bu ileti bulaşmış bir insanla aynı evde yaşıyorsanız ya da hayatınızdan çıkaramayacak bir konumdaysa işte o zaman gerçekten can acıtıcı.
    siz ne kadar yalvarırsanız, tehdit ederseniz, anlatırsanız, yardımcı olmaya çalışıyorsanız inanın geri tepecek.
    sizin tüm iyi niyetinizle söylediğiniz her kelime yaptığınız her eylem ona küfür eder gibi gelecektir. siz onu durdurmaya çalıştıkça savunma moduna geçecek ve sizden yeri gelecek nefret edecek.
    kesinlikle tedavi görmesi ya da alkolü bırakması için baskı yapmayın. bizim baskımızla tedaviye başlasa bile başaramayacaktır ve kendine güveni iyice bitecek ve bunun için de sizi suçlayacak.
    devlet hastanelerindeki psikiyatri bölümlerinde tedavi dedikleri 3-5 tane ilaç.
    hele ki ilaçla birlikte alkol kullanmaya başladığı zaman işte asıl sorun o zaman başlıyor.
    herhangi bir ilaçla alkol alındığı zaman işin içine şiddet bile girebiliyor kişi kendisini tamamen kaybediyor. ve kendine olan nefreti daha çok artıyor.
    kendini olan güveni tamamen bitiyor ve asla kurtulamayacağına kendini şartlandırıyor. o yüzden kafanıza göre tedavi olması ya da ilaç kullanması için zorlamayın.
    bu işin tek tedavisi kişinin kendisinde bitiyor durmadan söylediğim şey.
    öyle iki terapi yapayım derdimi anlatayım ya da bir iki ilaç alayım da bu işten kurtulayım gibi bir dünya maalesef yok. çok uzun ve çileli bir yol. ben herhangi bir tedavi görmedim herhangi bir ilaç kullanma terapi almadım. çünkü kendim karar verdim kimsenin zorlamasıyla olmadı.
    en son bir barmen arkadaşım müşterinin arabasını çalıp duvara tosladıktan sonra alkolü bırakmaya karar verdi. bunun gibi onlarca örnek var çevremde.
    bu illetten kurtulmak maalesef terapi ilaç vesaire ya da gün sayma ile olmuyor. sonuçta biz amerikalı değiliz el ele tutuşup rozet alarak alkolden kurtulacak.
    alkolikler genellikle bira ya da şarap içerler vücutlarına ihtiyacı olan alkolün yavaş yavaş alıp hayatlarına devam etmek için zamana yayarlar.
    bir bağımlının ilk öğrendiği sarhoşken ayık taklidi yapabilmek.
    siz istediğiniz kadar gözyaşı dökün hiçbir şey fark etmeyecektir. daha fazla saldırgan daha fazla agresif olacak hatta sizi suçlayacak.
    her şeyden önce kendisinin karar vermesi lazım. bu çok uzun ve zor bir süreç. alkol olmadan uyuyabileceği, eğlenebileceği en önemlisi hayatına devam edebileceğine inanması lazım.
    çevremde bu illete bulaşmış insanların birçoğunun başına çok kötü olaylar geldikten sonra kendileri ile yüzleştiler.
    bir araba çarptı kimisine pislik yaptığı mekanlarda bir psikopatın biri çarptı. bir şekilde şapkalarına ünlülerle alıp düşünmek ben ne yapıyorum demek zorunda kaldılar.
    söylediğim gibi benim kendi tecrübelerim gördüklerimi yaşadıklarım bunlar.
    bir alkolik her şekilde alkolü bulur. para sorun olsa bile bulur.
    bir sarhoşu sizden tek isteyebileceği şey kafası güzelken sadece susmanız onu dinlemeniz ve hak vermeniz. hayatınızdan çıkaramayacağınız birisi ise mecburen onun istediği yalanlari söylemek zorundasınız içiniz kan ağlasa bile.
    özellikle kafası iyi iken kesinlikle ve kesinlikle polemiğe, tartışmaya girmeyin. en ufak, tek bir şansınız yok.
    duymak istediği yalanlara söylemek zorundasınız.
    siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın o kafasında bambaşka bir hayat yaşamakta. alkollüyken konuştuğunuz karşısında ağladığınız kişi zaten o sevdiğiniz kişi değil. beyni marula dönmüş bir zombiye laf atmaya çalışıyorsunuz.
    kafası iyiyken yanına yaklaşmayın. telefonlarına çıkmayın. bizi kendisini yalnız bırakma suçlayacak yani iki ucu boklu değnek.
    kafası iyi bir bağımlı zaten tek bir kişiye ya da kişilere odaklanmıştır. bulaşacak sataşacak bahaneler üretecektir.
    her konuda sizi suçlayacaktır. bu halde olmasının, alkolde teselli bulmasının, hayatının mahvolmasının tek sebebi sizlersiniz, ona göre.
    bu zaten bir saplantı olmuştur çoktan.
    eninde sonunda başına bir iş gelecektir. ya sağlam bir dayak yiyecek bir yerini kıracaklar ya da çok sevdiği birini kaybedecek. ya da başka bir bağlılığının başına gelen kötü bir olay aklını başına toplamasına sebep olacak.. yani başına bir şekilde bir şeyler gelecek . bir kırılma anı mutlaka olacak.
    ben güle oynaya alkolü bırakan kimseyi tanımadım bu hayatımda.
    bir şekilde bir şeyler suratına tokat gibi çarpacak. eğer biraz şansınız varsa o zaman kendine gelecek kararını verecek ve yola devam edecek. daha gerçekçi olmak gerekirse bir şekilde iyice rezil kepaze olup dibinde dibini görmesi gerek.
    şimdi söyleyeceğim gerçekten canısı çok yakacak biliyorum.
    inanın bu hayatta olmazsa olmaz kimse yoktur. insanların çoğu zaman kendi seçimidir. siz hiçbir şekilde yardım edemezsiniz kendisi istemedikten sonra.
    en başında söyledim kişinin kaybetme korkusu olmalı ama bir sarhoşun hiçbir zaman kaybetme korkusu olmaz. sizi kaybetmeyi göze alamıyorsa bununla yüzleşemiyorsa sizin elinizden hiçbir şey gelmez.
    hayatım boyunca uyuşturucu kullanmadım, ben en masumu olan ot bile bu kullanmadım.. ama bir keşin istediği zaman uyuşturucuya ulaşamadığını biliyorum. parayı ya da temin edecek durumu olmayabiliyor. ama alkol öyle değil içen adam her şekilde alkol yaratır bu kafaya bir türlü ulaşır.. yalvar yakar borç bulur, gerekirse aç kalır, tekele rica eder zaten çoğunluk tanıyordur tekel bayilerinin yazdırır ya da birine yanlar. yani bir şekilde o alkole ulaşır olmadı etil alkol içer daha olmadı bir şekilde kafayı başka maddelerle bulur. hiçbir şey yapamazsa evdeki herhangi bir eşyayı satar yine de o alkole o şişeye ulaşır yani bunun oto kontrolü yoktur.
    eğer alkolü kendisi bırakmak istemiyorsa ya da kendisine güvenemiyorsa ya da alkollü olduğunu durmadan inkar ediyorsa sizin yapacak en ufak bir şeyiniz yok. bunu kabullenmek zorundasınız.
    kader filmindeki bekir'in de dediği gibi "ey başını usul usul yürü bu benim kaderim de"
    yol yakınken kendinizi kurtarmaya bakın. kan bağı, sevgi, bir yere kadar.
    çevremde başkasının telkinleri ile bu illetten kurtulan bir kişi bile tanımıyorum. bir barmen olarak ömür hayatında binlerce alkol ile muhabbetim oldu kimisi ile hayat paylaştım kimisi ile çok arkadaş oldum. bir tanesi ama bir tanesi bile kendi istemedikten sonra bu illetten kurtulamadı.
    kendinizi suçlamayın. kendinizi yetersiz olarak görmeyin sizin de bir hayatınız var yaşanması gereken.
    dediğim gibi sarhoşun önünde durmayacaksın içebildigi bildiği kadar içecek.. yattığı yere kadar gidecek.
    yıkıldığı yerde elinden tutmak isterseniz artık bu size kalmış. ama alkol ile yürüdüğü yolda sizin yapabilecek hiçbir şeyiniz yok.
    allah yardımcınız olsun.
  • bununla alakalı bir fıkra vardır.

    bir irlandalı irlanda'da bara gitmiş ve üç bira istemiş. barmen biraları vermiş. irlandalı sırayla her birinden birer yudum içmiş ve bu şekilde biraları bitirmiş. barmen dayanamamış ve, kardeşim niye üç birayı bir anda istiyorsun, bir tane söyle bitir diğerlerini sonra iste, demiş. irlandalı,

    -biz üç kardeşiz, ben irlanda'da, diğerimiz ingiltere, öbürümüz amerika'da; aramızda kararlaştırdık bara her gittiğimizde üç bira istiyoruz ve hepimiz için bir yudum içiyoruz, berabermişiz gibi oluyor.

    bu gelenek barmenin çok hoşuna gitmiş ve bu böyle birkaç ay devam etmiş. bir gün irlandalı bara girdiğinde barmen tam üç bira verecekken irlandalı ikide durmasını söylemiş. barmen donmuş kalmış, irlandalı bir köşeye gitmiş sessizce biralarını içmiş tam çıkacak barmen bunu durdurmuş,

    -kaybın için çok üzgünüm, demiş.
    -niye?
    -bugün sadece iki bira istedin kardeşlerinden birini kaybettin herhalde.
    -ha, yok canım nerden çıkarıyorsun, ben sadece alkolü bıraktım.

    edit: alkolü bırakmadım.
  • ''alkolle ayrılmamız böyle oldu. yeterince içmiştim. yeterince, hayatın gerçek sarhoşluğundan kaçmıştım. artık sıra şişelerden kaçmaya gelmişti. şimdiye kadar rakıyı suyla, viskiyi buzla karıştırır gibi, hafifletmek için hayatı da içkiyle karıştırmıştım. ama artık hayatı sek içmenin zamanı gelmişti.'' ***
  • uzun suredir icki icen bireye ilk bir kac hafta titreme, sikinti, reflekslerde artis ve algilarin artmasindan dolayi bas agrisi gibi yan etkiler baslatabilir. yaklasik 20 gunden sonra vucut alisir, renkler cok daha canli algilanir, kokular cok keskindir, refleksler asiri hizlidir. sabah uyanildiginda agiz kurulugundan eser kalmamistir. yeni bir bagimlilik baslamistir, non-alcoholism. diger bagimlilik yaratici maddeler gibi, ayik kalmaya alisan ve zevk alan birey daha cok ister. kahve, sigara, abur-cubur, sagliksiz sarkuteri ve hatta agir yagli kirmizi et vs. urunler bile kesilir. bir kac ay icinde bir bakmissiniz 10 kilo verilmistir. beden zayiflar, saclar gurlesir, cilt genclesir, ama disardan sessiz ve sikici bir birey gibi gorulursunuz alkol ve bilimum etkinlikleri cevrenizde kisitladiginiz icin. eskiden ota boka bagiran, ve sinirleri atan birey cok sakin ve dikkatli olmustur. aile fertleri ve yakin arkadaslar cok endiselenirler acaba depresyondamisiniz diye. bir sene sonunda bireyin cep telefonu susmustur, eskiden zirt pirt calan ve msj gelen kisilerle baglar kopmustur. yavas yavas yeni bir grup olusturmaya baslar birey, kendisi gibi neredeyse sifir alkol alan insanlar. bu gurup cok ufakta olsa ilginc ve yararlidir. yeni guruptaki bireylerle dedikodu, geyik, yuzeysel politika, magazin yerine daha ilginc konular tartisilmaya baslanir. artik her sosyal bulusmayi yada gorusmeyi cok ciddi bir sekilde dusunup tasinip, planlayip vaktinize degermi diye dusunmeye baslarsiniz. bir bucuk sene sonunda uyku duzeni cok degismistir. bazen, koyar kafayi aksam 9 gibi uyursunuz, bazende gece 3'e kadar uyku tutmaz. neden uyku tutmaz diye dusunurken, kalkip masaya oturdugunuzda anlarsiniz aslinda akliniza cok ilginc bir fikir gelmistir yada gelmek uzeredir, okudugunuz bir cok kitap ve dergiyi sonunda sindirdiginizin ufak bir isaretide olabilir.(eger yaratici bir sektorde calisiyorsaniz, bu uykusuz geceler aslinda daha heyecanlidir) ısyerinizde yada mesleginizdeki sonuclar cok yavas ama emin bir bicimde bir duzene oturur. yaptiginiz islerden, karsi tarafdakiler tarafindan saygi ile bahsedilmeye baslarsiniz. uzun bir sure sonra is yerinde kiskanclik vs gibi etkenlerde kalmaz, artik etrafinizdakiler size guvenmeye ve "garantici, durust, caliskan kendi halinde" gozu ile bakmaya baslar. ısinizi cok seviyorsaniz sikilmassiniz ama size kolay ve basit gelmeye baslar. eger calistiginiz yerde firsat yada potansiyel varsa yavas yavas promosyona ilerlemeye yada extra yeni girisimlere adim atilmaya baslanir.

    sonunda alkolsuz gecen 2 sene bitirildiginde, geriye baktiginizda, isinizin, sagliginizin, finansal acidan cok saglam ve dertsiz bir durumda olusunuz size haz ve heyecan vermeye baslamissa, cok ilginc bir yerde olabilirsiniz.

    "now this is not the end. ıt is not even the beginning of the end. but it is, perhaps, the end of the beginning." (bkz: winston churchill)
  • bir film ya da dizide (desperate housewives olabilir) alkolik tanısı konmuş birinin alkolü bırakmaya çalışırken, arkadaşlarına aşağı yukarı şöyle tanımladığı süreçtir:

    "alkolü bırakma her gün tekrar başlayan bir mücadeledir. her günkü amacınız yalnızca o günü ağzınıza alkol almadan bitirmektir. o yüzden de kendinize hep 'bugün içmeyeceğim' dersiniz ve bu her gün tekrar eder. çünkü bir alkoliğin 'ben bundan sonra hiç içmeyeceğim' diyecek gücü yoktur. alkol almadığınız her gün için savaşmalısınızdır."

    alkolik olmasam da, çok içtiğim dönemlerde biraz ara vermek için hep bu konuşmayı aklıma getiririm. hep "bugünü içmeden bitirsem yeter, yarınki içme isteğimi yarın bastırırım" derim. belki başkalarına da ufak bir destek olur bu.
  • ağzıyla içmeyen biri iseniz, en kıymetlinize bile zarar verecek rezillikler yapıyorsanız, bir sürü insanı kırıp geçiriyorsanız ve bunların hiçbirini sabah hatırlamıyorsanız yapılması gereken eylem.
    sigarayı da bırakamam sanıyordum. bıraktım.
  • yirmi yıllık arkadaşım, tıbbi yardım da alarak bıraktı birkaç hafta önce. artık adamın yanında içemediğim için görüşmedik epey zaman, sonra bayramda birlikte gittik memlekete. "nasıl gidiyor?" diye sordum yolda, "çok zor, günde 12 tane hap içip bütün gün uyuyorum, hiçbir şeyden keyif almıyorum artık" dedi ve uyuklamaya başladı birkaç dakika içinde.
    bazılarımız için alkolü bırakmak, yaşamayı bırakmak demek.
  • akabindeki ilk eğlence tertibinde kendinize verdiğiniz sözü tutup hiç alkol almadığınız halde süper eğlenebildiğinizi farketmenin, ve dahası ertesi gün hatırlayıp da azzktir dedirtecek hiçbir şey yapmadığınızı bilmenin keyfi bir başkadır. ama uzun sürmez çok.
  • spor da yapilmaya baslanmissa, inanilmaz hizli bir sürecle kilo vermeye baslanan ve vücüdunuzdaki o siskinligin de yavas yavas yok olmasi ile "oh beah" dedirten hadise.
hesabın var mı? giriş yap