• "all's well that ends well", shakespeare'in ünlü komedilerinden biridir. konusunu "decameron"da geçen bir öyküden alır.
  • (bkz: hatice)
    (bkz: netice)
    (bkz: niccolo machiavelli)
  • yeter ki sonu iyi bitsin olarak türkçe'ye çevrilmiş oyun...
  • tolkien amca da hobbit veya yüzüklerin bir yerinde söylemistir bu lafi. cesaret ve güc verir bana zorluklarin sonuna yaklastikca.
  • shakespeare'in yapıtının türkçedeki çevirmeni özdemir nutku'nun oyunun adıyla ilgili, kitabın 1987 remzi kitabevi basımının önsözünde yazdıkları, "çeviri kokusu"nun ne demek olduğunu anlamayan, yabancı bir dili çok iyi bilmenin çevirmen olmaya yeteceğini düşünen, kendi dilini öğrenmek istemeyen, kendi diliyle düşünmesini bilmeyen tüm uyurgezer çevirmenlerin kulağına küpe olacak nitelikte:

    *

    oyunun adının tam çevirisi "iyi biten her şey iyidir" olabilir. ancak bu "çeviri kokan" bir başlıktır. başka bir başlık "sonu iyiyse her şey iyidir" olabilir, ama bu da yeterli değil. buna "sonu iyiyse işler yolundadır" da denilebilirdi; ancak bu da oyunun anlamı açısından tam değil. geriye iki başlık kalıyor: "yeter ki sonu iyi bitsin" ya da "yeter ki sonu iyi gelsin"; biz ilkini yeğledik.
  • prison breakde michael scofield yine bir takım adamları kandırıp paçayı kurtarırken bu kitabı ellerine vermiştir.
  • steve lukather'in 2010'da çıkan albümü.
    şarkı listesi şöyle:
    1. darkness in my world 6:59
    2. on my way home 5:21
    3. can't look back 4:42
    4. don't say it's over 5:39
    5. flash in the pan 4:53
    6. watching the world 4:50
    7. you'll remember 5:15
    8. brody's 5:35
    9. tumescent 4:02
  • ingilizce özgün adı: all's well that ends well olan türkçe'ye (bkz: sonu iyi biterse) ve (bkz: yeter ki sonu iyi bitsin) şeklinde çevrilen, ünlü ingiliz yazarı (bkz: william shakespeare) tarafından yazılmış bir komedi oyunudur. ne zaman yazıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber 1601 ile 1608 arasında shakespeare kariyerinin ikinci yarısının başlangıç yıllarında yazıldığı tahmin edilmektedir. bu eser 1623 yılında shakespeare eserlerinin tümünü kapsayan birinci folyo içinde yayınlanmıştır. önceleri bu oyun komedi olarak sınıflandırılmaktaydı. ancak çağımızda bu sınıflama değiştirilmiş kolayca komedi veya trajedi olarak sınıflandırma yapılamadığı için bu eserin problem oyunlar olarak sınıflanması kabul edilmektedir.

    bu oyunun kaynağı rönesans çağı ünlü italyan yazarı (bkz: boccacio)'nun (bkz: decameron) adlı kitabındaki 3.9 numaralı hikayedir. bu hikaye shakespeare zamanında ingilizce tercümesi william painter'in hazırladığı palace of pleasure (zevk sarayı) adlı bir tercüme hikayeler antolojisinde bulunmaktaydı ve büyük olasılıkla shakespeare'in kaynağı bu antoloji kitabıdır.

    bu oyunun shakespeare çağından ta cromwell devriminin sonunda kraliyetin tekrar restorasyonu ve ingiliz tiyatrolarının yeniden açılmasına kadar tiyatrolarda oynandığına dair elimizde hiçbir belge bulunmamaktadır. ilk belgesi olan sahneye konulma 1741 ve sonraki 1742 yıllarıdır. 1742'de drury lane kraliyet tiyatrosunda sahneye konulduğu zaman oyunun şansızlık getirdiği adı ortaya çıkmıştır. o sahneye koyuşta helena rolünü oynayan aktris bayılınca yerini başkası almış ve kral rolünü oynayan aktör de bayılıp sonra ölmüştür. daha sonra bu oyun ancak uzun aralıklar sonrasında sahnelerde görülmüştür. 1832'de covent garden tiyatrosunda bir şimdiki müzikallere benzeyen opera olarak sunulmuştur.

    karakterler:
    fransız kralı
    floransa dükası
    bertram - rousillon kontu.
    rousillon kontesi - bertram'in annesi.
    lavache - kontesin soytarısı.
    helena - kontes tarafından korunmakta olan bir asıl kadın.
    lafeu - bir yaşlı asilzade.
    parolles - bertram'ın bir yandaşı.
    bir floransalı yaşlı dul - soyadı capilet.
    diana - yaşlı dulun kızı.
    rousillon kontesi'nin vekilharcı
    violenta, mariana - dul hanımın komşuları ve arkadaşları.
    bir iç oğlanı.
    askerler, uşaklar, beyzadeler, saraylılar.

    --- spoiler ---

    helena asiller sınıfına ait olmayan bir ailenin çok güzel bir kızıdır ve roussillon kontesi'nin aile şatosunda nedime olarak hizmet yapmaktadır. kontes'in oğlu bertram fransa kıralının vasiliği altında eğitim için paris'e gitmeye hazırlanmaktadır. aralarında büyük bir sınıf farkı olmasına rağmen helana uzun zamandır gizli gizli bertram'i sevmektedir. tam o sırada kralın (shakespeare çağında uzunca bir ülser olarak teşhis edilen) fistul hastalığından müzdarip olduğu haberi gelmiştir ve bunun ölümcül bir hastalık olduğu bilinmektedir. helena'nin babası çok tanınmış bir doktor olup kızını da doktorluk üzerine yetiştirmiştir. helena krala gidip onu iyileştirebileceğini ama tedavi başarılı olursa helana'ya kızın kendi istediği bir genç erkeği koca olarak almayı sağlaması için söz vermesini şart koşar. kıral bunu kabul eder; helena'nın tedavisi başarılı olur ve helena kralı'ın hayatını kurtarır. kral çok sevinmiştir ve kabul ettiği şartı karşılanmaya hemen hazırdır. doğaldır ki evlenmeyi hiç istemeyen ve tamamiyle bu evliliğe gönülsüz olan bertram'ı koca adayı olarak seçer. helena evlenmenin zorla olmamasını ve koca adayının evlenmeyi red edebilmesini kabul etmiştir. ancak kıral helena'ya istediği bir evlenmeyi mutlaka gercekleştirmeye zorlar; sonunda hem helana hem de bertram bu zorla nikaha razı olurlar. evlenmeye zorlanan çift nikahtan hemen sonra birbirinden ayrılırlar. bertram, helena ile evli kalacağına, bir savaşta ölmeyi tercih ettiği için italya'da şehir devletlerinden olan floransa ile siena arasındaki savaşa katılmak üzere italya'ya gider. savaş devam ederken helena'ya onun kocası olduğunu reddeden şu mektubu gönderir: eğer yüzüğümü hiç çıkarılamayacak şekilde parmağına takabilirsen ve karnında benim tarafımdan konulmuş ve benim baba olacağım bir çocuk taşıdığın zaman beni kocam diye çağırabilirsin. bertram bu şartların gerçekleşmelerinin imkansız olduğuna inanmıştır. buna rağmen helena kocasını yeniden eline geçirmek için bir plan yaparak kocasını görmek için seyahate çıkar. savaş cephesinde ise genç asilzadeler bertram'i hiçbir ise yaramayan arkadaşı parolles'in bir korkak kişi olduğuna inandırmaya çalışmaktadırlar. karmaşık ve kurnaz bir aldatmaca hazırlamışlardır. parolles'i düşmanın eline geçmiş olan bölük davulunu geri almak için bir baskına zorlarlar. bu baskın güya başarısız olur ve parolles güya düşman tarafından yakalanır. halbuki onu yakalayanlar ondan hoşlanmayan kendi tarafı askeridir. parolles sahte düşman tarafından sorguya çekilir. kendi hayatını kurtarmak isteyen parolles kendi ordusunun sırlarını düşmana açıklar ve bu arada güya arkadaşı olan bertram'i tembel ahmak bir çocuktur ve her ne olursa olsun cinsel olarak çok azgındır diye nitelendirir. bu şekilde şerefini kaybeden parolles asilzadelik unvanından da atılır ve fransa'ya bir dilenci olarak geri döner. bu arada helena bertram'ın çok hoşlandığı bir genç kız olan diane ile görüşüp planını gerçekleştirmek için onun yardımını ister. birlikte balıkçılık tabirleri ile denize oltayla yem at ve balık yanılıp yemi yutup ucundaki kancaya takılınca; çek al şeklinde bir tuzak uygularlar. diana bertram'ı alıp yatağına sokar ama yatakta helena vardır. bertram yalancı diana'ya yüzüğünü verir ve birlikte yatarlar. böylece bertram'in mektubunda şart koştuğu sonuçlar gerçekleşmiştir. son perdede helena'nın kurnaz bir planı gerçekleştirdiğini herkes duymuştur. bundan olağanüstü etkilenen bertram helana'ya sadık bir koca olacağına ve onu hayatından çok seveceğine yemin eder.

    --- spoiler ---

    bu oyun shakespeare'in popüler olmayan, çok az sahneye koyulan ve az bilinen oyunlarının başındadır. bu yüzden türkçe'ye çok geç, 1988 yılında tercüme edilmiştir.

    bunun başlıca nedeni eserin genel mantığının çok acayip bir karışımda olmasındandır. bu eserin içeriği biraz açık realizm ile peri masalı karışımındadır ve oyunda zaman zaman bu iki değişik görüş arasında akla hayale uymayan şekilde değişim yapılmaktadır. örneğin eserin son sahnesinde bertram birdenbire tek satırda helena'yi nefretten onu sevgiye geçmekte; bu ne seyirciye ne de aktörlere inandırıcı olmaktadır.

    bu oyunda beğenilen bir rol yaşlı kontes rolüdür. çok kere bu oyun biraz yaşı geçmiş aktrislerin kariyerlerine devam edebilmeleri için kontes rolünü almalarını sağlamak nedeniyle sahneye konulmaktadır. örneğin son yıllarda yaşlı ingiliz aktrisleri olan (bkz: peggy ashcroft) ve (bkz: judi dench) bu kontes rolünü oynamışlardır.

    türkçeye çeviri:
    yeter ki sonu iyi bitsin. çev. özdemir nutku. istanbul: remzi kitabevi, 1988.
hesabın var mı? giriş yap