• geçmiş sözlük entry'lerinden heybeliada'nın ulaşılması zor ama şirin ve kullanışlı bir minik halk plajı olduğu anlaşılan plaj.

    amma ve lakin an itibariyle iki-üç ne idüğü belirsiz adamın gün boyu rakı içerek; plajı güzelleştirmek, göz-kulak olmak bir kenara, kendi çöpleriyle pislettiği bir de utanmadan o çöplüğe girmek için 10 lira talep ettiği kumsaldır.

    heybeliada'nın sakinleri ekseri sanatçı, aktivist ve açık kafalı, kendisi cennetten bir köşedir. amma ve lakin ülkenin çakallarının iş bellediği bir şey otoparkçılık diğeri de plajcılık olunca adada deniz hayal oluyor.
  • denizi ve sahilciği kumluk değil ta$lıktır. merdivenleri diktir. güneydoğu'ya baktığı için her daim güneşlidir. yiyeceklerinizi evden getirmeniz gerekir. (içecek satılır) özellikle pazar günleri tıklım tıklımdır..

    ama bütün bunlara rağmen..
    merdivenleri diktir ama a$ağı doğru inerken süper bir güneş ı$ığı-deniz manzarası bekler sizi.. yiyecekleri evden getirerek piknik havası ya$arsınız.. güne$li olması bronzla$mak için süperdir. arzu ederseniz $amsiyeler mevcuttur. pazar günkü tıkı$ tıkı$lıkta, aylardır görmediğiniz arkada$larınıza rastlarsınız.. lodos olmadığı günlerde denizi berrak ve keskindir. "i$te deniz bu" dedirtir insana.. deniz bu..
    (bkz: polyanna değilim iki yönünden gören biriyim)
  • yurdum insanının adalar gezileri sıklaşmadan ve ada nüfusu artmadan gidilmesi gereken, mayıs-haziran dönemlerinde suyu nispeten daha temiz olan koy. ben senin adını unutmam farklı bir ismin var dedikten 45 sn sonra adımı tekrar soracak kadar kafası rahat samimi bir işletmeciye sahiptir.
  • heybeli adada gidilebilecek son koy.
    öncelikle denizi çok kötü, her yer midye ve yosun biraz da deniz anası var. ne kadar açılırsanız açılın o pis yosun kokusu gitmiyor.
    giriş için internette ücretsiz yazısını görebilirsiniz ama orada kendince bir baraka yapan bir kaç şezlong ve şemsiye ile plaja çevirmeye çalışan birisi var. öncelikle girer girmez sizden kişi başı 30 tl istiyor, ben vermeyeceğimi sadece denizi kullanacağımı söyledim kendisi biraz sorun çıkardı fakat kalabalık olunca pek birşey demedi.
    kimsenin alkolikliği beni ilgilendirmez fakat kendisi sabahın 10nda deli gibi sarhoş ve konuşurken - eğer kadınsanız - memenizden başka bir yere odaklanmayan, sürekli barakadan laf atan birisi.
    baştan bizi iki kadın görünce bira ikram etmeyi teklif etti sonrasında kardeşlerimiz geldi ki muhtemelen erkek arkadaşımız sandı baraksına geri döndü. sonrasında bir bira satın alalım dedik ve birayı aldık, kalk erken ödemeye gelince 50 tl istedi elbette serbest piyasa istediği fiyatı verir fakat öncesinde ikram edeceği birayı sonradan 50 liraya satmak çok pislikçe.
    sahil çok pis, çok fazla böcek ve sinek var.
    yine aklıma birşey gelirse editlerim.
  • heybeliada'dan yaklaşık yarım saat uzaklıkta küçük şirin bir koy. giderken yanınızda deniz ayakkabısı götürmeyi mutlaka ihmal etmeyin çünkü suya giriş kısmı çakıl dolu ve ayağı kesiyor bunun yanında giriş ücreti yok sanırım şezlong ve şemsiye için 20 lira istiyorlar ama biz 3 kişi 40 lira verdik ilgilenen abi oldukça iyi birisi. ortam olarak suriyeli yok oldukça nezih bir ortam genelde çift ve aileleri gördüm kimse kimseyi rahatsız etmiyor su oldukça berrak yosunlar giriş kısımda var ama rahatsız etmiyor derinlik ise 20 metre de 1.80 e geliyor sanırım.
  • (bkz: alman dölü)
    (bkz: gavur soyu)
  • buraya denize girmek için gidecekseniz iki önemli tavsiye:
    1.lodos zamanı sakın gitmeyin, deniz çok pis ve bulanık oluyor.
    2.ayağınızda sandalet olsun, taşlar çok büyük ve keskin olduğu için ayağınızı yarabilirsiniz.
  • yosun ve deniz anası olduğu zamanlarda pek tercih etmiyoruz.
    ama kalan zamanlarda süpper bir yerdir.
  • heybeliada'da denize girilebilecek en güzel yer. alman koyu’na doğru giden yol uzun ve zahmetlidir. faytonlardan ve adanın tadını çıkartmak isteyen bisikletli turistler haricinde bu uzun yolu göze alan azdır. alman koyuna inmek de çıkmak da zordur.gereğinden fazla sarp ve eğimlidir. ama gerçekten bu zahmete değer.
hesabın var mı? giriş yap