aynı isimde "amsterdam (film)" başlığı da var
  • tamamen balon şehir. seks ve uyuşturucu üzerine kurulu bir turizm düzeni var.herhangi bir orta avrupa ülkesi şehrinden ne farkı var buranın .hiçbir artısı yok gezilcek gözülcek yeri yok.gitcen redlight ordan bull-dog bu mudur .ben açıkçası beklediğimi bulamadım burada belki başka bahara heeee?
  • 30.dk icinde sokak sokak gezecegim sehir. eslik eden olmamasi sadece uzucu.
  • deep house, techno vb muzik tarzlarindan hazzedenleri kesinlikle tatmin edecek olan sehirdir. yalniz mekanlari muzik turleri ile eslestirmek pek mumkun degil. yani bir aksam deep house calan club, diger aksam 90s partisi yapabiliyor icerisi ergen dolabiliyor, bu ergenler salak salak dansedip sizi bayabiliyor vs. o sebeple yapmaniz gereken, gitmeden once bu gece klubunun web sitesine gidip, partiye bakmak ve calacak olan dj'leri azicik da olsa dinlemektir. gelelim mekanlara:

    trouw - amstel kiyisi kenarinda, oldukca guzel bir mekan. turistik bolgenin biraz disinda olmasi avantajdir kanimca (kapandi - efsane gece klubuydu...(
    paradiso - herhalde amsterdam'in en populer gece klubu burasi. kendisi kiliseden bozma bir gece klubudur ve leidseplein'de bulunur. bazen konserler de olmaktadir. ama adam beyer ile dans etmisligimiz de vardir bu mekanda.
    melkweg - bu da leidseplein'de bulunan bir gece klubudur. biri buyuk, biri kucuk olmak uzere iki salonu vardir, sikildikca salon degistirilebilir. son zamanlarda dandik dandik partiler yapiyorlar, ama buyuktur ferahtir icerisi.
    sugar factory - burasi digerlerine nazaran daha kucuk olan bir gece klubu. melkweg'in hemen karsisinda yer alir. su ana kadar hep guzel tecrubelerimiz oldu kendisiyle. deep house agirliklidir partiler.
    studio 80 - girisinde adi bile yazmayan, underground sayilabilecek bir klup. rembrandtplein'de hemen escape'in yaninda yer almaktadir. partiler techno agirlikli, musterileri genelde kaliteli olan bir mekan. escape bok gibi bu arada, uzak durun. (kapandi - cok guzeldi burasi da)
    air - rembrandtplein'de bulunan bir diger gece klubudur kendisi, tavsiye edilir.
    de school - su an amsterdam'daki underground gece klupleri icinde en populer olani bu. tekno dinlemek istiyorsaniz tavsiye edilir. trouw'un eski sahibi tarafindan acilmis olsa da asla bir trouw degildir nazarimda. ya da biz yaslandik bilemedim. bana cok basik/depresif geldi. trouw oyle miydi halbuse. ah nerede o eski clublar...

    30.05.2016 editi: bu listede bulunan 2 gece klubu (trouw ve studio 80) kapandi amsterdamda. hem de bu 2 klup de her gece tiklim tiklim olan yerlerdi. insan hayret ediyor gercekten. yeni olarak de school acildi.
  • 5-8 haziranda ziyaret edeceğimiz şehir. bu altıncı gidişimiz.. çevre illere de bir uğramak isteriz.. ne var ne yok oralarda görünecek bizi bir yeşillendirin gençler.. coffe shoplardan sıkıldık..
  • arabayla gidecek olanlar alın size hayat kurtarmalık bir bilgi. şehrin az dışında zuiderzeeweg diye hayvani bir otopark var. günlük 8 euroydu mayıs 2012'de. ayrıca şehre gidiş için de git-gel 5 tane tren bileti ücretsiz veriyorlar. öyle saati 5 eurodan göt siktirmeyin orlarda. daha detaylı bilgi için:

    http://www.amsterdam.info/parking/park-ride/

    at fav'a bekle.
  • çoğu insanın overrated demesine rağmen kulak asılmaması gereken tarih kokan bir şehir.

    "red light district"in var olması, esrar ve türevlerinin yasal olması amsterdam'ı rakiplerine göre farklı bir boyuta çekmesi sizleri aldatmamalı ve kesinlikle en azından 3 günlüğüne kaçamak yapılmalıdır.

    çünkü bu 2 etkenden çok daha güzel şeyler var orada. hatta biraz gezince red light'ı bu şehre yakıştıramıyorsunuz ki bence çok etik bir tarafı da yok. camekanda gösterilen metalaştırılmış bu kızlar insanlığa bir şey ifade etmiyor. aksine üzücü bir durum. hem de çok.

    3 gün yeterli amsterdam için. tabi bisiklet kiralarsanız. hele o düz yollarda bisiklet sürmenin keyfi paha biçilemez. deneyin ve görün

    3 günden fazla bir turda mutlaka civar köylerini gezin. peynirini yiyin.

    çok merkezi bir noktada olması da size avantaj sağlayacaktır. utrecht, rotterdam ve belçikada bruksel, brugge ve gent 1-3 saat mesafedeler. oldukça yakın.

    pass card almayın. çünkü bisikletiniz varsa tavaf ediyorsunuz şehiri.

    can boğazdan geçer fikri aklınızdan çıkmasın. yemek pahalı elbet ama aç karna inanın eğlenemiyorsunuz. çünkü enerjiniz buna engel olmaya başlıyor. ne yapacağız bu durumda?

    tabi ki marketlere akın edeceğiz. çünkü marketler tahmin ettiğinizden hayli ucuz. suyu da market varken dışarıdan alayım demeyin.

    ben fast food severim derseniz. burger king ve mc donaldsda menüler 5-7 euro arası fiyatlara sahip.

    gece hayatı çok ama çok canlı ve o kaotik görüntüye rağmen çok güvenli bir şehir.

    insanlar çılgınca eğleniyor. fakat bir sorun var yazın mekanlar turistten geçilmiyor.özellikle hafta sonları aşırı kalabalık ve ne yazık ki erkek oranı fazla. tavsiyem sonbahar-ilkbahar gibi gitmeniz. yazın çevre ülkelerin ergenleri hücum ediyor bu şehre.

    ve yurt dışında söylenen klişe bir söze gelelim...evet türkler hemen tanınıyor.

    yaz yaz bitmez ama bir devasa bir vondelpark var ki takdire şayan. öylesine güzel ki tüm özgür insanları çocuğundan gencine-evlisinden yaşlısına, her milletten insanına hiç bir sorun hiç bir kısıtlama olmadan ağırlıyor.

    özgürlüğü sonuna kadar kokluyorsunuz burada. avrupa'nın farkını asıl burada görüyorsunuz.

    bizde niye böylesine kamuya açık alanlar olmadığı için üzülüyorsunuz..

    ne ise amsterdam güzel dostlar gidiniz. kaçamak yapınız.
  • kredi kartınıza güvenmemeniz gereken yer. şehrin en merkezî, en büyük süpermarketinde bile yalnızca hollanda maestro kartı ve nakit geçtiğini kasada öğrenip göt gibi kalabilirsiniz.

    kasaya giriş sırasında bir yerlerde buna dair çeşitli uyarılar bulunur, fakat pek dikkat eden olmaz.

    bu sadece amsterdam değil, ülkenin geri kalanı için de geçerlidir pek tabii.

    genel ve yüzeysel bilgiler için; (bkz: #31132990).
  • amsterdam amsterdam diye ölen liseli gençlerimize sesleniyorum. hayallerinizde büyüttüğünüz kadar bir yer değil. siz şimdi sanıyorsunuz ki burda legal olmayan şeyleri orda yapabileceksiniz ,eğleneceksiniz falan filan. bi noktaya kadar güzel zaman geçiriceksiniz ve evet hoş memleket, güzel ,görülmeye değer. ama büyütmeyin gençler işte be.
    haa bu arada 2defa gittim. 2sindede puslu, iğrenç, leş, ekmeğine bak bi havası vardı.
  • buraya bok atanlara aldırmamak gereken lunapark gibi bir şehir. kimse kimseye karışmaz, güzel güzel bisiklete binip inanılmaz lezzetli yiyecekler yiyebilir, birbirinden taş hatunlar ve adamlar görüp kafanızı da muhallebi kıvamına getirebilirsiniz. ha bunlar beni kesmez diyorsanız büyütmeyin o kadar da elbette.
  • pek güzel avrupa şehri. insanların çoğu sevimli, sempatik ve konuşkan. oldukça kozmopolit bir yapısı var. ingilizce soru sorduğunuzda cevap alabiliyorsunuz, aval aval suratınıza bakmıyorlar(bkz: almanya). herkesin her haltı yediği bir yer olmasına karşın insanı tedirgin etmeyen, güvenli hissettiğiniz bir şehiren azından ben öyle hissettim.
hesabın var mı? giriş yap