• son yıllarda vedat buz ve süha tanrıver gibi çok kıymetli hocalarını vakıf üniversitelerine kaptırmış fakültedir. işin kötü tarafı ise artık giden hocaların asistanlarını da yanlarına almalarıdır. hukuk eğitiminde çok önemli olan öğrenim geleneğinin bozulması sonucunu doğuracaktır bu.

    (bkz: ekol)

    edit: imla.
  • istanbul hukuk ile beraber iki ayrı geleneği temsil ederler. istanbul hukuk daha köklüdür ve bence istanbul’da olduğundan çok daha iyidir*.
  • guzel okuldur, eski hocalari bilkent baskent tobb gibi unv lere dagilmis.yine de kalitesini devam ettiren guzel fakulte..
  • marmara üniversitesi hukuk fakültesi öğrencilerinin 3 ders sınavının kendi fakültelerine de getirilmesi için destek beklediği fakültelerden biri;

    (bkz: #93524398)
    https://twitter.com/…avi/status/1158281443757436929
  • okulum. iyisiyle kötüsüyle 5 senem. hayatımın muhtemelen en güzel yıllarıydı burada olduğum dönem. bir okuldan daha fazlası oldu çoğumuz için. iyiki var, var olmaya da devam eder sonsuza kadar umarım.

    şimdi güneş batmadan hemen önceki yarım saat a kantinde dostlarla oturup şamatanın dibine vurmak vardı be...
  • istanbul üniversitesi hukuk fakültesi ile beraber ülkemizin sayılı iyi eğitim veren hukuk fakültelerinden biridir.
  • ne en iyi hukuk fakültesidir, ne de hukukçu yetiştirir. yetiştirdikleri de çölde vaha gibi kalır, nesli tükenme tehlikesi altındadır. son yıllarda bütün kaliteli hocaları gitmiş, emekli olmuş veya ölmüştür. onların yerinin doldurulması izin verilmemektedir bazı bölümlerde. akademik kadro içinde gruplaşma ve adam kayırıcılık vardır; bazı hocalar okuldan ayrılmaya zorlanmıştır. en çok övünülen savcı-hakim yetiştirme oranı son on yılda ciddi bir şekilde düşmüştür ve artık sadece torpil bulmak yeterli olduğu için bir esprisi kalmamıştır. yukarıda bir yazar belirtmiş apolitize olduğunu, doğrudur. ama sadece apolitize değildir aynı zamanda etrafına karşı da ilgisizdir öğrenci profili. günümüzdeki her türk vatandaşı gibi... sorsan hepsi hukukçudur fakat hakkını aramayı bilmezler. bir iki homurdanıp koyverirler. bazısı vardır ki güçlünün yalakası olup yolunu bulmaya çalışır; hukuk felsefesi dersini geçme odaklı çalıştıkları için etik nedir bilmezler. cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında hissettiği saadeti hiçbir teşebbüste duymayan atatürk bugün olsa bırak küşadını, bu müessesenin hiçbir yerinde saadet duyamaz. hoş, biz de duymadık ve duyamamaktayız. kendimi de ayrı bir yere koymuyorum, önceden belirteyim. bu üstte anlattığım hikayedeki paylardan biri de benim. bu yığınlara ne yazık ki katıldık. kendimiz aldattık, ankara hukukta okuyoruz sandık. ama o herkesin övdüğü, sevdiği, bayıla bayıla dillendirdiği ankara hukuk çoktan ölmüş gömeni yok.
  • uzun zaman önce mezun olduğum okul.
    akıntürk, kılıçoğlu, günday vs vs.

    belki uzun uzun yazmak gerek ve belki yazarım da uygun bir zamanda.

    ama az önce can sıkıntısından ansızın aklıma geliverdi ve sitesinde gezindim.

    özel hukuk kürsüleri dağılmış, ticaret kürsüsü, medeni hukuk kürsüsü boşalmış.
    medeni usul kürsüsünde ise 1 doçent diyor.
    ders programına baktım, usule gazi hukuktan hoca geliyor.

    üzücü. çok üzüldüm açıkçası. koca fakülte nasıl olur da bu hale düşer.
  • bugün kuruluşunun 94. yıl dönümüdür. bu ülkede bir şey ne kadar iyi olabiliyorsa o kadar iyidir hala, her şeye rağmen.
  • geçenlerde 94. yılını kutlayan okulum. okulum diyorum ama ikinci senem olmasına rağmen halen sahiplenemediğim -yahut onun beni sahiplenemediği- bir yer.

    hocalarına diyecek lafım yok, haddim de değil zaten. fazlasıyla bilgili, kültürlü, mütevazı insanlar. içi boşaltılmış kadroları buysa önceki hallerini gerçekten merak ediyorum. felsefe derslerinde varlığın ateş olduğunu savunan herakleitos'la dalga geçerken; bu harika hocaların dersine girmeden önceki benle, dersten çıktıktan sonraki benin arasındaki farkı düşünmemle kendisinin değerini bilmişimdir. (bkz: türkan sancar) (bkz: levent gönenç) (bkz: cavid abdullahzade) başta olmak üzere saymadığım yahut derslerine girmediğimden bilmediğim hocalarımıza okulu çekilir kıldıkları için, bizi yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum.

    gelelim okulu çekici kılmayan detaylara. tabii ki öğrencilerinden bahsediyorum. ülkenin aydınlık yarınlarını bu arkadaşlar oluşturacaksa vah halimize. gündemden bihaber olmalarını hesaba katmadan söylüyorum bunları. gerçekten ülkenin problemleriyle alakaları yok, konuşacak iki cümle bilgileri yok ama saymıyorum. yine iyimser yaklaşarak "konuşsalar ülke mi kurtulacak, ileride hareketleriyle ülkeyi bir yere taşısınlar yeter." diyorum. dersler için kitap almayıp betadan halletmeye çalışmaları da zoruma gitmiyor. durumları yok diyorum, ki gerçekten kitaplar çok para ediyor. beni sinir eden kısım asla sosyal olmayışları. (bkz: ankara atatürk anadolu lisesi) çıkışlı biri olarak büyük bir ağırlık oturuyor yüreğime. kimse bunun eksikliğini hissetmezken ben karalar bağlıyorum. insanlarla konuşmaktan çekinen bu güruh; ileride nasıl savcı, hakim, avukat hatta belki siyasetçi olacak bilmiyorum. konuşmadan kendilerini nasıl geliştirecekler bilmiyorum. her biri bambaşka yerden gelmiş, bambaşka kültürlerde yetişmiş bir sürü insanın birbirini değerlendirmemesi çok zoruma gidiyor.

    biraz evvel ülke gündeminden bihaber demiştim ya, gündemi takip eden güruhu da ayrı bir gariplikte. derslerde hoşlarına gitmeyen şeyler söylendiğinde homurdananlar var, inanabiliyor musunuz? bizim konuşulması toplumda rahatsızlık oluşturacak durumları konuşarak bir yerlere gelmemiz gerekirken bu arkadaşlar eşcinsellik söz konusu olunca bile rahatsız oluyorlar. ınstagram hikayelerinde homofobik yazılar paylaşan bu faşist insanların yargıç olduklarında vicdanlı, orantılı cezalar vereceklerini düşünebilir misiniz? milliyetçi olanlar bir nebze daha çekilir, en azından hamasi duygularla hareket edip bu ülkeye bir faydaları olacaktır, ırkçılığa varmazsa milliyetçilikleri tabii. ıslamcılarla alakalı bir şey demek istemiyorum, dimağımda onları anlatacak laflar bulabilecek miyim, emin değilim. fakat gözlerim önde yer olduğu halde yanında karşı cins oturduğu için arkaya geçen tipler gördü. bu kişi avukat olduğunda müvekkilini onun cinsiyetinden bağımsız bir şekilde nasıl savunacak?

    bu okulda okuduğum için pişman değilim elbette. bir senede bana kattıkları ile düşünüyorum da, mezun olduğumda olmayı hep istediğim bilgili insan tanımına daha çok yaklaşacağımdan eminim. öğrencilerine de bu kadar laf etmeme rağmen kızacak durumda değilim. onları bu hale getiren kendileri değil. toplumlar layık oldukları suçlulara sahip oldukları gibi layık oldukları hukukçulara da sahiptir. zannediyorum toplumumuz ancak bu kadarını hak ediyor. maalesef.
hesabın var mı? giriş yap