• deniz kıyısından geliniyorsa deniz özlemi cekmeye,
    istanbuldan geliniyorsa köye gelmiş gibi hissetmeye,
    küçük bir sehirden geliniyorsa mutlu olmaya yarar.

    ama ankarayı ankarada doğan öğrenci kadar seven olmaz tabi bi de sorulcak soru sevilecek bir net midir?**
  • ankara dışından gelenler için:
    öss bönlüğünden yeni çıktığınız, aileden ayrılmanın özgürlüğün 5 temel anlamından biri olduğuna inandığınız en gaz döneminizde gelirsiniz ankaraya. ankara sizin için kurulmuştur sanki... tüm sokaklar, cafeler, caddeler, barlar... herşey size kucak açmıştır. ders, üniversite, sınavlar hep ikinci planladır; geliş amacı tamamen sapmıştır. ilk zamanlar ankara cahilliğinde en garip rock barlara gidilir, "kızılay" özgürlük ve gençlik merkezi gibi görülür, elinde şarapla bestekarda arkadaşlarla eğlenmek en büyük zevktir, her haftasonu için ayrı bir etkinlik düşünme zorunluluğu vardır sanki, hava kararınca konur sokak-yüksel-bestekar-olgunlar daha da bir güzel görünür göze. rock barda içilen biralar sonunda olgunlarda yenilen kokoreç dünyanın en büyük zevkidir. biraz daha zaman geçince "eller havaya" olgusu anlaşılır, tikileşme gözle görülür hale gelir ve bilkent, ümitköy taraflarına takılmalar başlar, eğlenceler boyut değiştirir. önce arkadaşlarla laflayıp program yapma, sonrasında rollhouseda bir bowling, güzel bir mekanda "eller havaya", gazı alamayıp köfteci veya çorbacıya takılma ve gecenin sonunda geyiği daha da abartma adına kampüs çimlerinde şarkı türkü söyleme.
    zaman geçtikçe, ankara acı tatlı hatırlarla dolmaya başladıkça, içki ve eğlence çok tad vermez olur. "ben bi sakinleşiyim" denir. işte bence tam da o zaman ankara bir üniversite öğrencisinin karşısına en tatlı haliyle çıkar. hava daha yeni kararırken tunalıda yapılan bir yürüyüş, pazar sabahı arkadaşlarla tunalıda yapılan kahvaltı ardından kuğuluda yenilen dondurma, sevgiliyle sakin bir tepede ankara manzarasına karşı oturmak, arabaya atlayıp en güzel müziklerle eskişehir yolunda gezinmek, arjantinde çin lokantasında yemek yiyip ardından kahve içmek, her hafta sonu beypazarı planları yapmak... işte benim ankaram bu...
  • istanbul'da üniversite öğrencisi olmaktan iyidir.
    ankara öğrenciyi istanbul kadar hırpalamaz.
  • dünyada ankaradan başka şehir yokmuş gibi yaşandığı ve evlerden kopup gidildiği için, oyuncak şehir, pilot şehir, deneme tahtası falan gibi gelir insana.
    harikadır, akıllardan çıkmaz.
    peki bunun sebebi ankara mıdır? yoksa 18 yaşında olunması mıdır?
    bilinmez.

    (bkz: genclik heyecaniyla yapilan genellemeler)
  • en mutlu günleri yaşamaktır. o öğrenciye o mutlu günleri bir daha yaşayamayacağı sölenirse ne büyük bir lanetle karşı karşıya kaldığını anlar belki.
  • ankara'da yaşıyorken ankara'da bir üniversite kazanıp okuyan çoğu öğrenci için, denizli bir memleketten* gelen arkadaşlarının 'ama burda deniz yok ki, böyle şehir mi olur lan?' mızmızlanmalarını dinlemektir. melih gökçek'e oy verin* *o yakında ankara'ya denizi de getirecek geyiklerine sarmaktır. ankara'nın kötüye giden değişimine şahit olup üzülmek ahanda şimdi olduğu gibi sinir yapmaktır.*
  • insanın hedeflerine,hayallerine ulaşması,gördüğü rüyanın gerçek olmasıdır. hatta bu bir rüyadır. uyanmak istemediğin uykunun rüyasıdır bu. güzeldir yani...
  • ankarayı sevmememe rağmen yaşamak isteyeceğim bi durumdur.normal şartlarda sıkıcı olabilse de üniversite hayatında sakinlik iyidir, işte bu yüzden ankara üniversite öğrencisi olunası bi yerdir.
  • okulu bitirip istanbul'a çalışmaya gelince çekeceğiniz yalnızlığın habercisidir.
hesabın var mı? giriş yap