• çocukluğun kokusu, mis gibi beyaz sabun kokusu, sana herkesin kızdığı yaramazlık günlerinde sığındığın, seni öpen güzel insan kokusu. ölümünü çocukken kabul etmeyip, her ona benzeyene gidip sarıldığında onun olmadığını anladığın koku.
  • çocukken pasta börek, temizlik kokardı. şimdi hüzün kokuyor. eskiden cıvıl cıvıldı, şimdi sessiz.
  • duzgun calismayan buzdolabinda kola sisesi icinde saklanan pekmez kokusudur.
  • manti, yaprak sarma, cay, seccade, naftalin ve ahsap kokularinin birlesimine verilen ad.
  • huzur ve mutluluk kokusudur aynı zamanda.
  • anneanne evi eski kokar, yasanmislik kokar, biriktirilmislik kokar. o kadar cok aniyla doludur ki, sanki anneanne baska eve tasinsa bile o koku kalacaktir, kalir da, butun o birikmis anilar anneanne ve esyalariyla, baska eve hatta baska sehre tasinir. zaman kavrami yoktur anneannenin evinde, dun vardir, bugun vardir, yarin da olmasi umit edilir. o evde zaman hic gecmesin istenilir. aksamlari evin kokusu insanin icini isitir, golgelerden sevgi fiskirir, gunduzleri dedenin o kokuyu duydugu hissedilir, cagirsan gelecekmis gibi gelir insana. yigin yigindir anneanne evi, her dolaptan ayri bir koku selamlar insani, her dolap lavanta, naftalin bir de anneanne kokar, insan bu ikisinin kokusundan anneanneninkini ceker alir, huzur verir koklayana.

    bir de cikolata kokar anneannenin dolaplari, 80 yasina geldi de cikolata yemesini ayiplarlar diye dolaplarin en dibine saklar anneanne cikolatalarini, sadece torunu ile paylasir aklinin ermedigi yaslarda, torunu ise buyudugunde elinden alir anneannesinin cikolatalarini, dolaplarin koksun yeter ki anneanne, gitme hep benimle kal dercesine, anneanne anlamaz, sadece cikolatalarinin yerini degistirir...anneannenin evi cocukluk yillarinda patates kizartmasi kokar, kucuk siska celimsiz kiz cocugu bir tek onu yemektedir cunku, yeter ki karni doysundur, anneanne ilgilenmez vitaminiyle, proteiniyle. onun icin cocuktur, cani ne isterse onu yer, annenin aksine, anneanne kalplerde patates kizartmasiyla taht kurar. illa sut icmek de gerekmez, sut kokmaz anneannenin evi.

    anneanne evi icinde anneanne olsa da, olmasa da her daim sevgi kokar. o sevgi yuregine o kadar islemistir ki insanin, bir gun hayatindan ciksa insanin, o evi bozmak istemez diye dusunur insan, zaman zaman gider, dolaplarin iclerini koklar, sarilir giysilerine, saatlerce aglar aglar diye...

    edit... 1 sene önce anneannemi kaybettim. o gidince yasayamam zannederdim ama tuhaf bir sekilde hayat beni onun gidisine hazirladi. once alzheimer's oldu anneannem. ilk beni unuttu. hatirladigi 15 yasindaki halimin yerine gectigim icin 1 sene boyunca kizdi anneannem bana. bir kere sarilmadi, opmedi. anneme ben bunu degil kücük kizini severdim derken duydum kac kere. ben tek cocugum. onceleri aradigimda kim oldugumu anlamazdi ama kibar kibar konusurdu. sonra beni simdiki halimle tanidi, hic sevmedi. ama gitti... gittigi gunden beri kolum kanadim kirik. hala sanki yasiyormus da benimle konusmuyormus gibi geliyor. keske yasasaydin anneannecigim, keske yasasaydin ama beni tanimasaydin, sevmeseydin ama orada oldugunu bilseydim. seni cok ozledim :(
  • damla sakızını sevmeme sebep koku.. aktardan alınan onlarca küçücük paketleri saklardı. ağzından da hiç eksik etmezdi. çiğnemezdi ama. karanfil misali tutardı ağzında.. adab-ı muaşerete aykırıydı çünkü sakız çiğnemek.. o sakızlara olan hayranlığından mütevellit, tüm ev daha adım atar atmaz mis gibi damla sakızı kokardı.

    bazen sırf o yanılsamayı yaşayabilmek için hususi gider damla sakızlı kahve içerim yada dondurmayı safi damla sakızlı yerim.. çocukluğum gelir aklıma. anneannemim titreyen elleriyle bir yandan oyasını yaptığı, bir yandan da damla sakızını gevelediği çok eski zamanlar gelir..
  • kireç, rutubet, talaş, bayram ve yaz kokuları karışımı..zamanında çok ama çok mutlu kılan şimdiyse iç burkan koku..anneannenin kokusu olmadan evinin kokusu eksik......

    dünyanın en güzel nem, rutubet kokan bodrumu da bu kokuya dahil edilmelidir.

    eski radyoların, fotoromanların, fotoğraf albümlerinin kokusu da esans niteliğindedir.
  • özlemin kokusu.
    keşke insanın varken şişeleyebilme olasılığı olsaydı, çok özlenir anneannenin evinin, anneannenin kucağının kokusu.
  • önce annane gider...
    sonra dede yeniden evlenecek, o mahsun eve başka bir kadın eli değecek endişeleri sarar küçücük yüreği...geceleri, annaneye hiç benzemeyen yaşlı, kadın, yabancı, kadın, ama cadı kadınlarla dolu kabuslar musallat olur.

    yıllar geçer, yalnızdır hala dede.
    hala annane kokmaktadır o huzur salgılayan ve salgılatan ev.
    anılarla doludur hala, hala sizden bir ihtiyar vardır en azından.

    sonra o da gider.
    işte bir daha, değil o eve, binaya bile giremez insan.
    dizleri titrer.

    bir yuvanın kapanışıdır.
    bir zaman dedeyle yaşayan, gitgide yaşlanan annane kokusu da, onunla beraber gider.
    bir evin bitimidir.
    çocukluğa kilit vurulur.

    ve o evin kokusu,

    hiç gitmez sızlayan burunlardan.
hesabın var mı? giriş yap