• tatil köylerindeki havuz başlarında anne babasız ağlamadan durabilmeleri.
  • turk cocuklarinin onlarin her hareketini kontrol etme istegi olan turk ebeveynleri olmasi, avrupali cocuklarin ise yavrum kendi ayaklari uzerinde durmayi ogrenebilsin felsefi guden avrupali ebeveynleri olmasi. goruldugu uzere isin sirri olinde, iki kere rafine...
  • sokakta power rangers oynamak boyu a$an bitkileri canavar olarak gorup yok etmek, kuka, ortada siçan oyunlari oynamak, topun cani komsu tarafindan kesilme korkusuyla yasamak, ezanda eve çagrilmak, bitmemis in$aatin ikinci katindan kuma atlamak, bisikilete bilimum aksesuar(boncuk, kedi gozu vs) takmak, çamurdan pasta yapmak, salçali ekmek yemek, ta$la kafa goz yarmak, ya$it sevgiliyle konusmadan bisikletle gezmek, bayrama çikmak, yavru kedi kopek gorup eve goturmeye çalismak, bakkaldan alis veris etmek, taso oynamak; ekmek ekilmek, paylasmayi sevmek, bitlenmek, çok pis kufurler bilmek....avrupada yasayan çocuklarin çok sansli oldugunu dusunmek ama turkiyedeki çocukluk yillarinin baska hiçbiyerde yasanmadigini bilmemek ve uzulmek; bunlarin çok super yillar oldugunu buyuyunce ogrenmek..
  • avrupalı çocukların hayali arkadaşları, türk çocukların ise sümüklü arkadaşları olur.
  • tatil köylerinde gözlenebildiği üzere avrupalı çocuklar sessiz sakin yer içer uyur anne babalarının yanında paket gibi dolaşırken türk çocuklarının yirmi dört saat zırıl zırıl ağlayabilmeleri.- arada çığlık da at - bir yerde bir yanlışlık var ama nerde.
  • şahit olduğum üzere:
    avrupalı çocuk, üzerindeki yağmurluğun iplerini su birikintisine banıp emmek suretiyle su ihtiyacını giderebilirken; türk çocuk sterilize edilmiş biberon ağızlığından bile su içerken acaba boğulur mu diye etrafında dolanan tereddütlü insanlarlar yüzünden su ihtiyacını gideremez. sonra ulan bu adamlar niye hasta olmuyor da biz burda tavuk gibi telef oluyoruz diye düşünürüz.
    (bkz: biz türküz bize bir şey olmaz)
    (bkz: hasiktir ordan)
  • ilkokul cagindayken okuduklari kitaplardadir:
    http://www.radikal.com.tr/…15.02.2009&categoryid=42
  • (bkz: salcali ekmek)
  • efendim bir keresinde italyanın cenova kentinde bir banka oturdum çıt çıt çıt kraker yiyordum,
    sonra yere bir kaç parça düşürdüm. güvercinler geldi...

    sonra kuşların ayağımın dibinde toplaşması o an çok hoşuma gitti, güzel bir hava, hafif rüzgar vs. derken hümanizm dalgalarına kapıldım,
    "kuşlar böcekler, hayat ne güzel" moduna büründüm.

    küçük bir kız çocuğu geldi kuşların yanına,
    krakerlerimden biraz da ona verdim, küçük kızın avucuna koydum bir miktar da.
    ufaklığa:
    - "hadi besleyelim.. hadi sende at krakerlerden" diye gaz verdim.

    daha sonra aileleriyle parkta gezen 2 çocuk daha katıldı bize,
    diğerlerine de kuşlara atıp eğlensinler diye kraker verdim,
    ne de olsa 2 gündür bitiremediğim koca bir kraker paketim vardı. (evet kendimi eminönündeki kuşlar için yem satan teyzeler-amcalar gibi hissettim)
    bu böyle süregidiyordu ki.....

    - "hrööööööaaaarrrrrrr!!! hübelelelele!" diyerekten bir çocuk çıkageldi....

    bütün kuşlar uçtu kaçtı... bütün eğlence bitti... çocuklar dağıldı...

    oradan kükreyerek kuşları korkutup kaçıran canavarı ise babası şöyle çağırdı:

    - "atilla oğlum uzaklaşma dövücem ama bak..."
hesabın var mı? giriş yap