• mülk sahiplerinin açgözlülüğü ve kentsel dönüşüm rantı gibi hadiselerin ilk sıralarda yer aldığı sebeplerdir.
  • evet kaybetti, cok kötü artık cadde. tamamen zaman kaybı. onun yerine artık istanbul’un yeni göz bebeği umraniye, başakşehir, bahçelievler’de takilabilirsiniz. ortam şahanedir. efsane nargile cafeler var.
  • eskinin cadde kızlarının, artık anne olmasıdır.
  • caddenin ihtiyacı olan katlı otopark değil, eski banliyö hattının inşaatının tamamlanarak yoğun araç trafiği baskısının hafifletilmesidir. bu da yaklaşık 3-4 ay içinde gerçekleşecek.

    avm'lerin sallantıda olması, fikirtepe dönüşümü ile kadıköy'e yeni bir 50-60 bin kişilik alım gücü daha iyi bir nüfusun eklenmesi caddenin eski canlılığına kavuşmasına destek olacaktır.
  • bağdat caddesi'nin cazibesini kaybetmesi mi? kime göre, neye göre?

    ha, eğer bahsettiğiniz mağazaların kapanması ise, bunun bağdat caddesi ile alakası yok. ülkenin siki tutmuş ekonomisi ile alakası var. kadıköy kartal aksının en premium iki avm'sinden biri akasya'da mağazalar birbiri ardından kapanıyor, emaar ise zaten yeni açıldığı için mağazalarını tamamen kiralayamadı bile. yani mağazaların, özellikle flagship veya prestij amaçlı tutulan mağazaların kapanması çok acayip bir şey değil. koskoca beymen, bağdat caddesi'ndeki yılların devasa mağazasını kapattı, boru mu?

    ha, eğer bahsettiğiniz insanlar açısından cazibesiyse, bir şey kaybettiği falan yok. suadiye'den göztepe ışıklar'a kadar, hala bir albenisi, hala bir ayrıcalık etiketi var caddede yaşamanın. siz haftasonları cadde'ye çıkan ara sokaklarda arabayla kaldınız mı? bir kalın bakalım. bir park yeri sorunu yaşayın.

    geçenlerde burda da meşhur olmuştu, 19.5 liraya sırma su satan cafe cadde. hadi bakalım, bir pazar brunch'a (çok iyidir yalnız) gidin bakalım rezervasyonsuz, yer bulabilecek misiniz?

    hele de kış vaktiyse (yani kimse yazlığında, tatilinde değilse) ve de hava güzelse, bağdat caddesi'nin kaldırımlarında adım atamazsınız kuru kalabalıktan. öğlen vakti oturayım da yemek yiyeyim diyecek restoran bulamazsınız.

    bu bağlamda kuru kalabalık açısından, avm'leri aratmaz bağdat caddesi. motorunu kafenin önüne bırakıp iki saat karıya kıza bakan kolpacısından, maaile ufak bebeklerini gezdirenlere kadar, dolar taşar.

    o hat boyunca ev fiyatları da hala cadde'ye yakınlık olarak belirlenir, referans budur. tren yolu hattıyla deniz arasındaki bölgenin fiyatları, tren yoluyla minibüs arasındaki bölgeye göre en az %20 fark eder kimi yerde.

    dolayısıyla cadde'nin cazibesini kaybettiği yok. firmaların gerek kötü giden ekonomik gidişat, gerekse artık meşhur bir caddede prestij amaçlı bir flagship mağaza tutmanın bir boka yaramamasından kaynaklı, uzaklaşmaları var.

    durum bundan ibaret.
  • henüz tam anlamıyla cazibesini kaybetmese de gözümde, inşaat başlıca rahatsızlık sebebim. koskoca caddede, uygun fiyatlı katlı bir otoparkın hala daha olmaması da bir diğer büyük sorun.
  • kentsel dönüşüm için yıkılan 3-4 katlı, bahçeli ve en önemlisi kendine ait tarzı olan binaların yıkılması. lüks mağazaların kapanması, ulaşımın artık problem olması, park yerlerinin yetersizliği ve mekanların müşteri memnuniyeti yerine aman yesinde kalksın mantığı ile davranması.
  • bağdat caddesi lokasyon olarak mağazalara satış rekoru falan getiren bir yer değil. markalar vitrin niyetine, sırf bende varım demek için buradaki mağazalarını tutuyorlardı ama değişen ekonomik koşullar ve fahiş kira bedelleri nedeniyle caddeyi terk etmeye başladılar.
    tabi exclusive markalar bu değişimden çok fazla etkilenmedi. misal, chanel’in dekorasyonu bile 1,5 yıl süren yeni suadiye mağazası gibi.
  • doğma, büyüme ve mevcutta hala bağdat caddesi ve çevresinde yaşamış/yaşamakta olan biri* olarak eski cazibesinde olmamasının 2 nedeni vardır benim açımdan.

    birinci sıraya avm'leri eklerim. sebebi ise; eskiden zara, h&m, vakko veya herhangi iyi bir marka sadece istanbul'un belli yerlerinde vardı. hatta diğer şehirlerden bile bu markalar için o belli yerlere gidilirdi mağazalar için. şimdi ise her avm'de her marka var. avrupa yakasında veya anadolu yakasının cadde'ye göre uzak kesimlerde oturanlar zara için neden bağdat caddesi'ne gelsin ki? tabii ki en yakın avm'yi seçmekte ve alışverişi yapmakta. en büyük kaybını burada yaşadı bağdat caddesi.

    ikinci olarak açılan cafe sayısıdır. cadde kültürü; insanların yürüyüş yaptığı, yaparken mağazalara göz gezdirdiği ve varsa gözüne çarpan bir şey girip o mağazaya detaylı baktığı/satın aldığı bir yer idi. şimdi ise bir çok mağaza kapandı yerlerine cafeler, restaurantlar aldı. insanlar yürümek yerine mekanlarda vakit geçirmekte. bu konuda da kadıköy belediye'sine sonsuz teşekkür ederim.

    bunların dışında cadde ve çevresine gelen insan kalitesinin düşmesi, mekan sahiplerinin barzolaşması, belediyenin cadde ve çevresini süsleme çabasının yetersizliği ve tabii ki inşaatlardan caddeye girilememesi de etkilidir. ancak direkt olarak bir cadde yaşayanı olarak ilk 2 sebebimin eline su bile dökemezler.

    istiklal caddesi'nden sonra sıra ağır ağır bağdat caddesi'ne gelmekte. bunu yine biz görebiliyoruz ama yetkili kimse göremiyor. çünkü yetkileri kadar bazı insanlar rüşvet almakta. o rüşvetler de her zaman yaşanabilir ortam sağlamaktan daha keyif verici geliyor o yetkili abilere.
  • daha bunlar iyi günleri. metro yapılsın o zaman görün bir de, anadolu yakasının dört bir yanından keko işgaline uğrayacak. koca caddenin bile bittiğini gördük, çok üzücü.
hesabın var mı? giriş yap