hesabın var mı? giriş yap

  • "gaziantep'te 100 kişiye 'suriyelilerden memnun musunuz?' diye sorduk, 97'si suriyeli çıktı."

  • mythbusters'ta iki kere incelenmiş konudur. araç içerisine tamamen su dolana ve basınç eşitlenene kadar paniklemeden durmak ve kapıyı açarak çıkmak gerekir. ancak araç ters döndüğünde basıncın eşitlenmesi daha uzun sürdüğü için kurtulma şansı düşmektedir. video

    konu top gear'da da richard hammond tarafından işlenmiştir.
    video

  • ilgili yönetmeliğin 5. maddesinde aşağıdaki ifadelerle yer alan yasak:

    "gdo'suz ürünlerin etiketinde ürünün gdo'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz."

    son zamanlarda kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. milyonlarca insan toplanıp çığlık atsak belki rahatlarım.

    bu yasağın 'mantıklı' bir açıklamasını ('yabancı şirketlerin çıkarlarını korumak' gibi bir açıklamayı insanlık dışı bularak reddettiğimizi varsayalım) yapabilecek babayiğit varsa beri gelsin.

    kendi yönetimi tarafından insan yerine konulmamak ne acı. bunun farkında olmayan milyonlarca da 'vatandaş'ımız var üstelik. onlar için ayrı, kendim için ayrı üzülüyorum.

    yürüyen banknotlarız biz!

  • benim için tek şartı vardır:

    acelesi olmamak.

    hiçbir şart altında, hiçbir gün, hiçbir zaman acele etmek zorunda olmamaktır. (doğal afet vs gibi kaçış durumları hariç)

    acele kadar insanı fakir gösteren hiçbir şey yoktur.

  • köpektaparlar kötü insanlardır.

    bütün insanlardan hatta kendilerinden bile nefret eden, aslında köpekleri hastalıklı egolarını tatmin etmek için kullanan kötü kalpli kişilerdir.

  • yıllar sonra biraz merak biraz da hevesten başvurmuştum sınava. hazırlığım yok, sınavın şekli hakkında bile bir fikrim yoktu. dedim, doğaçlama yaparım, falan.

    ama işte öyle olmadı sözlük. son on beş günümü lanet olası bir öksürüğün pençesinde geçiriyorum. her şeyi demedim ama geçmiyor, azalmıyor bile delirmek üzereyim. neyse işte ben bu öksürükle idare ederim, artık baya alıştım bir şey olmaz hallederim, dedim. sonra aklıma aylardır sınava hazırlanan çocuklar geldi. benim öksürüğüm yüzünden sınavlarından olsalardı nasıl bir vicdan azabı çekerdim bilmem.
    vazgeçtim hayallerimden, güzel sanatlardan hatta gastronomiden. girmedim sınava, çok mutsuzum şimdi. sabah kalktım ama yapamadım ya günah diye.
    ne bileyim iyi mi yaptım.
    herkes için hayırlı olsunlar dilediğim sınav. içimde ukte kalacak sınav.

  • bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada

    böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.

    edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)

    edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.

    algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link

    edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)

  • bir amerikali, bir ingiliz ve bir iraklı barda oturmuş içki
    içiyorlarmış.

    amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
    bardağa ateş edip parçalamış:

    "bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz amerika'da aynı bardakla iki
    kere içki içmeyiz" demiş.

    ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
    ateş ederek bardağı parçalamış:

    "bizim ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
    vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.

    bunun üzerine iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
    bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip amerikali ve ingilizi
    vurup öldürmüş:

    "bağdat'ta bu ingiliz ve amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
    adamlarla iki kere içki içmeyiz"