ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir erkeğin yaşayabileceği en büyük mutluluk
-
dedem marangozmuş ve gerçekten çok fakirlermiş. babam üniversite sınavını kazandığı halde çalışmak zorunda kaldığı için üniversiteye gidememiş.
babam küçükken eve doğru düzgün et bile alamazlarmış. dedem de nur içinde yatsın yemeğe çok düşkün biriymiş. geceleyin kalkar kimseden habersiz mutfakta hamur açar onu bir güzel pişirir, babannem görmesin diye etrafı temizleyip yatarmış. dedemin de en çok istediği dışarıda köfte ekmek yemekmiş.
babam işe başladıktan sonra ilk maaşıyla dedeme köfte ekmek ısmarlamış. ışte bu babamın şimdiye kadar ki adam 60 yaşına geldi, yaşadığı en büyük mutluluk olmuş. sonra dedem gut hastalığından vefat etti, mekanı cennet olur inşallah
genelkurmay başkanının terörist olduğunu anlamamak
-
emri altında milli istihbarat teşkilatı olmasına rağmen yaş kararı ile kendi eliyle genelkurmay başkanı yaptığı ve 2 yıl birlikte çalıştığı kişinin aslında terörist olduğunu anlamama durumudur. neyse ki bağımsız yargımız biraz geç de olsa devreye girmiş ve bunca yıl pkk'ya karşı savaşmış bu sinsi teröristi hapse tıkmıştır.
eniştecimle akşam akşam delirmeler
ricardo quaresma
-
vodafone arena nın ilk kırmızı kartını kimseye yedirmemiş ve tarihe geçmiştir.
sözlük yazarlarının okurken zorlandığı kitaplar
-
(bkz: ilyada)
ebem skildi yeminle. lan arkadaş, yunanla truvalı birbirine kılıç çekiyor. yunan diyor ki, sen benim karşıma çıkacak adam mısın? truvalı bir başlıyor 20 sayfa soyunu sopunu anlatmaya...
yunan, tamam hadi vuruşak gardaş diyor. yoook. truvalı ibne soruyor bu sefer, peki sen kimsin?..
al sana bi 20 sayfa daha.
allahsız putperestler...
z kuşağının ezip geçtiği çomar dayı
-
siz çocuksunuz, siz bilmezsiniz, geçmişi biliyonuz mu... ulan hiç mi değişmez cümleleriniz be, hiç mi başka bir bok bilmezsiniz amk zombileri.
anne
-
sesinizden atesinizi olcebilen insan..
npc memur teyzeler
-
devlet dairelerinde size quest vermekle sorumlu "git şurdan şu evrağı al getir, yukarıda şemsi bey var ona damgalat..." gibi emirler veren npclerdir. iki parmakla benim on parmakla yazdığım kadar hızlı yazmak gibi süper güçleri vardır.
kafalarının üstünde sarı ünlem ya da soru işareti olması opsiyoneldir.
ayrıca:
(bkz: organize olmalarından korkulan gruplar)
sevilmediğini kabullenmek
-
rahatlatır lan. kabul eder, çeker gidersin. tamam zordur üzülürsün, ağlarsın zırlarsın hatta önceleri öfkeden ne yapacağını bilemezsin. canını acıtırsın, can acıtırsın. ama kabullenmek iyidir. kalpte bıraktığı etki fenadır ama eninde sonunda en iyisidir. bir yalana sarılmaktansa, yalnızlığı göğüsleyip tek başına devam etmek en iyisidir.
konut kredisinin son taksiti
-
ne tuhaf lan. hepimiz insanız, doğada ne ayı mağara için kredi çekip bir ömür sadece barınmak için enerji harcıyor, ne de sincap bir tane ağaç için kredi çekiyor.
sınırlı vaktimizde bolca yemek, içmek, gezmek için çalışacağımıza içinde dümdüz durup, geberip gideceğimiz beton için çalışıyoruz.
patrilokasyon
-
patrilokasyon, kadınların evlilik yoluyla kendi akraba topluluklarını terk edip kocalarının akrabalarına katılması sürecine verilen ad.
akrabalık ilişkilerini incelemek için antropolog claude levi-strauss tarafından ortaya atılan bağlaşma kuramı çerçevesinde "kadının değiştokuş" sürecini tanımlayan patrilokasyon uygulamasında kadın, kendi aile ve bölgesinden ayrılarak erkeğin ailesi ve bölgesine geçer. lévi-strauss, brüksel yerine malkara'da doğmuş olsa patrilokasyonu ele aldığı 1949 tarihli akrabalığın temel yapıları adlı kitabının epigrafına kesinlikle şu dizeleri yazardı:
yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
annesinin bir tanesini hor görmesinler
patrilokasyonun günümüzdeki en bariz örneği kızın, damadın babası tarafından kızın babasından "istenmesi" ve bunun ardından baba evinden ayrılıp koca evine gitmesi. burada söz konusu olanın bir matrilokasyon değil patrilokasyon, yani kadının erkekler arasında değiştokuşu olduğunu gösteren bir diğer örnek, kiliselerdeki düğünlerde, kızın babasının kolunda damada teslimi olsa gerek. dahası patrilokasyon sürecinde kadının erkeğin soyadını alması, değişenin sadece lokasyon değil soy olduğunu da ima ediyor.
patrilokasyona maruz kalıp erkekler arasında değiştokuş edilen kadının kendi bildiği, tanıdığı ve güvendiği bir çevreden kopup/koparılıp aşina olmadığı bir çevreye dahil olmaya çalışma süreci hayli tramvatik bir süreç. nitekim pek çok edebî tür bu tramvayı ele alır. örneğin kına, nişan, düğün gibi ayrılığa artık adım adım ilerlendiği sırada gelin ağıdı olarak yakılanlar aslında bir nevi patrilokasyon türküleri ve ağıtlarıdır. anadolu'da ağıdın yalnızca iki vesilede, ölüm ve evlenme halinde yakıldığını düşünürsek patrilokasyonun bu topraklarda yarattığı tramva daha net anlaşılır. hatta ceteris paribus deyip diğer bütün değişkenleri bir tarafa bırakırsak, akraba evliliklerinin bir amacının da kadının ait olduğu mezradan, köyden, şehirden uzaklaşmasını engelleyerek parilokasyonun sonuçlarını hafifletmek olduğunu ileri sürebiliriz. çünkü hatırlayın, o türküde sadece annesini, babasını değil köyünü de özlüyordu kızcağız:
uçan da kuşlara malum olsun
ben annemi özledim
hem annemi hem babamı
ben köyümü özledim
en trajik olan ise türkünün son dizeleri, kızcağızın artık kendi ailesinin ve çevresinin desteğinden mahrum olduğunu ve yaban ellere terkedildiğinin bilincinde olduğunu gösteriyor:
babamın bir atı olsa binse de gelse
annemin yelkeni olsa açsa da gelse
kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
baba evinden koca evine giden kadının, olası bir ayrılık ve boşanma sonucunda tekrar "baba evine" dönmesi şeklindeki ters patrilokasyon, kadının yaşam döngüsüsünün bir patriyarkadan bir diğerine geçen bir kısırdöngü olduğunu ve "kendi evinin" bulunmadığını göstermekle birlikte "bir kadının kendine ait bir odası olmalıdır" diyen virginia wolf'u ve diğer bütün feminist literatürü, patrilokasyonun çarkına sokulan bir çomak olarak da okumak mümkün.
motor işi sakat abi
-
kendinize veya bir yakininiza kotu birsey olana kadar bu lafi edenlerle kafa bulmaya devam edebilirsiniz.