hesabın var mı? giriş yap

  • ingiltere gibi pahalı bir ülkede ucuzluğun bayraktarı market zinciri. içinde temizlik malzemesinden , yiyeceğe, elektronik adaptörlere kadar her şeyi bulmak mümkün. ha tabi burayı keşfetmeden alış veriş yapıp sonra buraya geldiğinizde içinize acayip oturur onuda baştan söyleyeyim. bizim bir milyoncularla karıştırılmamalıdır. bizim işletmecilerin sözde bir milyoncu olup içeride bir liraya bir şey bulamazken burada fiyatlar sabit bir pounddur. adanın güzel yanlarındandır. bir diğeri için (bkz: tk maxx).

  • probleme sebep olmayacak harekettir. doktorluk unvan hekimlik meslektir. doktor olmak için hekim olmanız gerekmez.

  • bu ülkede okuyup biryerlere gelen insanı nedense herkes kıskanıyor arkadaş.yeri geldiğinde 36 saat çalışmaya zorlanabilen ,risk alan bu insanların üç kuruşluk maaşlarına laf edeceğinize yiyorsa g.tünüzü yattığınız yerden kaldırın azıcık dizi seyretmeyi bırakın da siz yapın bu çok kolay işleri.tabi önce öss,sayısız vize ve final ve bir de tusu geçin sonra konuşun. he bunlar zor geliyor ve hala bu insanların aldığı maaş gözünüze batıyorsa veterinere gidin mesela onlar da para kazanmasın .iki dizide oynayıp yatlar katlar alan insanların fanatiği olun,futbolcular için birbirinize girin onlar nasılsa aldığı parayı size vericek bir gün di mi.

  • biz hep hastaneye sıçtığımızdan, bizi bağlamayan tip.

    sokakta öpüşmeye gelince iş, "uuuu batının ahlaksızlığı". ortalığa sıçmaya gelince "e orda da yapıyorlar." batının ahlaksızlığını alıyor muyuz almıyor muyuz gençler, bi karar versek artık?

  • (bkz: ortadoğu'da sıradan bir gün)

    cnn türk'de imamoğlu' nun açıklamasına yer verilmemiş. cnn link

    ekrem imamoğlu'nun açıklaması:

    --- spoiler ---

    bugün, saat 17:00 sularında bizim haberdar edilmediğimiz bir toplantıda içeride kim olduğu belli olmayan, daha düne kadar ibb'nin çalışanı olan 3 bin tl maaş alan, bir vakfın genel müdürlüğünü yapmış bir şahsa ait olan bir şirkete haydarpaşa ve sirkeci ihalelerini 350 bin bedelle sözüm ona bir bahaneyle, bizim ihaleye girmemizi engelleyerek verdiler.

    gereğini yapacağımı bütün vatandaşlarım önünde söz veriyorum. yasal yollara hemen başvuracağız.

    16 milyon insanın hakkını öyle bir şekilde araycağım ki hepiniz göreceksiniz. kılını bile kıpırdatmayan sayın bakana sesleniyorum... çok yazık, çok ayıp.

    şirketin elemanları hazır, haberdar ediliyor, aynı anda bize yazı geliyor. "biz ihaleyi yaptık işimiz bitti" suç duyurusunda bulunuyoruz. ibb'nin bütün avukatlarıyla suç duyurusunda bulunuyoruz. istanbul'da ne kadar katılmak istiyoruz diyen avukat varsa suç duyurunda bulunuyoruz. saatini bildireceğim.
    --- spoiler ---

    debe editi : buna bakan kullanıcılar, bunu da inceledi *
    (bkz: thy teknikte başlatılan sendikadan istifa hamlesi)
    onurlu işçilere destek başlığı.

  • bende tam tersi olan bi durum. hayvan gibi büyük güneş gözlükleri takmazsam sıfatımı gören insanlara ayıp oluyor gibi geliyor.

    edit: başlığı ben açmamıştım gtk, ruh hastası gibi kalmışım lan burada.

  • "insan bir şeyden haz alabilmek için o şeyin yokluğunu, ızdırabını tatmaya muhtaç; açlık gibi, soğuk gibi, yalnızlık gibi. ama istenen bir kere ele geçti mi verdiği haz sönüp gidiyor. yani geçici şekilde tatmin olmak mümkün ama mutlu bir halde sürekli kalmak imkansız. mutlu olmak insan tabiatına aykırı mı yoksa?"

    "mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."

  • yıl 2008 bükreş aylardan aralık, noel zamanı yaklaşmakta. ben de o ara çıkan krizde topu diken bir inşaat firmasında çalışıyorum. şirket bana dacia logan araba verdi onunla şantiyeye gidip geliyorum. sabah şantiyeye geldim fark ettim ki cüzdan yok yanımda, ehliyet mehliyet hiç bir şey yok. akşam bizim tarafa giden birine beni de bıraksanıza cüzdanı unutmuşum dedim, yok abi burada polis çevirmez dedi. iyi dedik, tabi ki çevirdi. ehliyet yok yanımda, kimlik vesaire hiç bir şey yok. poliste sıfır ingilizce, ben de sıfır romence, şirketten romence bilenleri arıyorum açan yok telefonu. türkçe söylendim hay şansıma tüküreyim gibisinden. polis türkçe sen türk müsün dedi, evet dedim. sende yok ehliyet arabayı alacağız, sen de gelecek polise diyor. ya dedim etme eyleme ev şurası, araba kalsın ben 5 dakikada gider alırım falan, yok olmaz, amir yollamıyor seni. yapma işte bak ev şurada işte hem sen bu türkçe'yi nereden biliyorsun dedim aklım sıra istanbul, bursa falan diyecek de ben de muhabbeti koyulaştırıp yırtacağım. ev arkadaşı türkmüş o öğretmiş falan. en son ağzından baklayı çıkardı, siz dedi türkiye'de ne yapıyorsunuz polis ceza yazmasın diye ondan ondan lazım dedi. bir taraftan tamam sıyırdık diyorum, öbür taraftan ibneye bak öğrenmiş ama rüşvet kelimesini de bilmiyor falan diyorum. neyse plakayı aldı, eve git getir evraklarını dedi, zaten ev dibimizde gittim aldım geldim iyi tamam dediler yolladılar. tl karşılığı 90-100 tl civarı bir parayı indirmişti ibneler. ertesi gün şantiyede romen şoförler, noel zamanı ya yaparlar öyle şeyler dediler. ulan şansa bak aq, elin romanyasında türkçe bilen polisle rüşvet pazarlığı yap.

  • erdemir demirçelik fabrikasının nimetlerinden sadece biri. ben memur çocuğuyum çok net hatırlıyorum babam hep şunu derdi: bir işçi maaşı iki memur maaşıyla aynı. o yılları takiben ülke de yaşanan ekonomik kriz sonrası ciddi oranda düşen araba satışları birçok bayinin kapanmasına yol açmıştı. sadece iki küçük ilçe hariç heryer kan ağlıyordu. biri ereğli diğeri karabük (karabük'te otomobil bayiisi yoktu herkes eregliden alıyordu). iki demirçelik fabrikasında çalışan işçiler çatır çatır araba aldılar, yazlık aldılar ev aldılar. tam bu zamanlarda yine okkalı zamlar da aldılar yüzde otuz civarı. birde kırklı yaşların basinda emekli olup tazminatları da aldılar bir çoğu. aslında kanayan bir yaraydı bu. çünkü fabrikalar kâr edemiyordu yüksek işçi maliyetlerinden dolayı. karademir'in özelleştirilme süreci böyle başladı. şimdi fabrika kimin belli değil (özel haddehane sahipleri diyolla ben demiyorum). erdemir yırttı bu süreçten mantıklı yatırımlar yaparak. sonuçta arkasına orduyu almıştı. kardemir için aynı şey olmadı malesef. tüketildi ve satıldı. neyse konu sapmasın, hala ereğli alım gücü olarak türkiye'nin en güçlü ilçelerinden biridir (bakın ilçe diyorum illllççççeeee). orada asla kapanmaz adidas mağazası.

  • 9 haziran'da istanbul'da doğdu. necla ve fikret erkoç'un tek çocuğudur. melahat pars ve rıdvan aytan'dan özel dersler aldı. istanbul belediye konservatuarını bitirdi. 1971 yılında ilk 45'liğini çıkardı. 1974 yılında ilk kez bebek maksim gazinosu'nda assolist olarak sahne aldı.
    sahne ve plak çalışmalarında icra ettiği ağır musiki eserleriyle dikkat çekti. o dönem çoluk çocuk, "tut-i mucize guyem" isimli ıtri'nin segah yörük semaisi'ni öğrendi ve ezbere söyledi.
    1980 yılında italya'da cinsiyet ameliyatı oldu. aynı yıl london palladium´da konser verdi. 1981 yılında dönemin yönetimince konser ve plak okuma yasağı getirildi. 1983 yılında madison square garden´da konser verdi. 1986 yılında mahkeme kararıyla kimlik değişimi onaylandı ve nüfus kağıdı aldı. 8 ocak 1988 yılında sahne yasağı kaldırıldı. 1991 yılında adana'da bir konser esnasında sahnede vuruldu. yapılan ameliyat sonrasında tek böbreği alındı. 1997 yılında etnik müzik sazlarıyla paris olympia müzikholü'nde sahne aldı. aynı yıl 6 ay süren bir evlilik yaptı.
    1997 yılında uluslararası mont- merid müzik doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. müzik çalışmalarının yanısıra; "sıralardaki heyecan", "ölmeyen şarkı", "işte bizim hikayemiz" adında 3 sinema filmi ve yasaklı döneminde almanya'dayken oynadığı 20'yi aşkın video filmi vardır.