hesabın var mı? giriş yap

  • kesinlikle marketlerinin soğuk ve sessiz olmasıdır. serinlemek için kaç defa girdiğimi bilirim. hatta bir de lefer gazoz alırdık duble serinlerdik. müşteri rahatlığı her şeydir.

  • başlık: gerdek gecesi karim'dan kan gelmeyince

    1. köy ahalisi laf etmesin diye balkona japon bayrağı astım. simdi kahvede oturuyoruz herkes cay ısmarlayıp enseme şaplak atıyor.

  • yürümek.
    hele bir de yürüme yolu boyunca deniz varsa,mevsim yazsa ve hava kararmaya yeni başlamışsa.

  • başıma bir şey gelmeyecekse katılmak istemediğim kampanya.

    yok, sezen aksu'nun şarkı sözünü eleştirmiyorum. bana ne, beni hiç ilgilendirmiyor. sonuçta bir şarkı sözü.. ama sezen aksu şimdiye kadar hep irticanın yanında durdu, yetmez ama evet diyerek safını belli etti. kendi desteklediği elemanların gerçek yüzünü görsün. onlarla yuzleşsin.

    aksu, doğrunun yanında durmadi ki, durduğu yer belli. onlarin modern atatürk ülkesini bu hale getirmesinin taşlarından bazılarını döşedi.

    ben oturur çekirdeğimi çitlerim..

  • tam 1 senedir hastanelerde doğru dürüst kendime ortopedi anneme ise kardiyoloji randevusu bulamıyorum. tam 1 senedir! neden biliyor musunuz? sağlık sisteminin yavaşlaması yüzünden.

    ister aşı ol ister olma. sokaklardan ekmek toplayan insanların olduğu bir ülkede gerçekten insanların aşı vs olup olmaması umurlarında mı sanıyorsun? aşı olmazsan ne mi olur? sağlık sistemi çökmeye başlar. yarı kapasitede hizmet veren doktorlar, covid birimlerine kaydırılmış sağlıkçılar derken kimse normal sağlık hizmetini alamaz olur. bir de sinirle yazmış; "huaaa size ne kardeşim aşı olayım olmayayım huaaa".

    şubat 2020 tarihinde birleşmiş milletler ülkelere covid salgınına karşı sağlık sistemlerinin koruyacak önlemler almalarını önerdi. daha virüs türkiye'de yokken. ilk günden beri aşının da maskenin de yasakların da tek amacı sağlık sistemini ayakta tutmaktı. bir rapor vardı 2016'ya ait sanırım. hemen bugün ülkede ki tüm hastaneler hizmet vermeyi durdursa günlük ortalama 13bin insanın ölme ihtimali üzerine senaryolar vardı.

    vazgeçin artık şu aptalca "aşı olsam da hastalık bulaşacak hüüü" zırvasından. aşı zaten ağzınızı yüzünüzü yok eden bişey değil. adam daha aşı olunca virüsü kapsa dahi daha rahat atlatacağını anlamamış, aşının virüsü yok ettiğini sanıyor gelmiş burada tespit sıçmış. yazık günah soluduğunuz havaya.

  • sınır güvenliğini sağlamış ülkenin yaptığı eylemdir. sağlayamayanlara dert olur.
    55 tane ne olduğu belli olmayan adamı ülkelerine sokmamışlardır. adamlar terörist mi belli değil. aralarında tecavüzcüsü, hırsızı, katili var mı belli değil. almanya'ya mı kaçacak yoksa yunanistan'da mı kalacak belli değil. topluma ayak uydurabilecek mi belli değil. yunanistan'da 30 yıl önce çoktan bitmiş olan bazı hastalıkları tekrar hortlatacak mı belli değil. topluma karışabilecek mi belli değil. 50 sene sonra bunların çocukları yunanistan'da şeriat isteriz diyecekler mi belli değil. nereden geldiği ne olduğu belli olmayan adamları koyunlarına sokmadıkları için kızacak mıyız bir de.
    bu adamlar ışınlandılar mı adaya? botla gelen adamları bota doldurup nasıl geldiyseniz öyle gidin demişler. bu kadar basit.
    edit: çoğunluğu çaylaklardan olmak üzere onlarca hakaret, tehdit, beddua ve nefret içerikli mesaj aldım. az önce sevgi pıtırcığıydınız ne kadar hızlı değiştiniz?
    edit2: nick altımda beddualar ile şenlendi. ama sorsan cani olan benim.

  • gezici arkadaşlar gaza gelmeyin 2013den beri 1 çivi bile çakmayan şimdi hiçbirşey yapmaz

    bu seçim daha çetin geçecek gibi görünüyor ekonomik olarak sıkıntıda olan halka o sıkıntıyı unutturacak tekrar kendilerine bağlayacak malzeme lazım

    %70 in sağ partiyi desteklediği bununda %55 in iktidar tarafı olduğu bir ülkede eğer sokağa çıkarsanız kaybeden olursunuz

    bu dünya kimseye kalmaz bugün o yaptırır yarın başkası yıkar bunu unutmayın

  • geçen kendisine terlik fırlattım, tuttu terliği geri bana fırlattı.canımı zor kurtardım dostlar.

    tanım: şu sıralar iskenderun semalarında bolca bulunan yaratık.

  • 'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:

    ''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''

  • okurken kulaklarımda hüzünlü bir 90 lar şarkısı hissettiren zehir zemberek açıklamadır. insanların hayatına bu derece müdahil olan oturduğu yerden sözde haber yapan klavye kahramanlarına yazılmıştır. bazı vurucu cümleler şöyledir:

    --- spoiler ---

    bana bahşedilen yeteneğimi paylaşıyor olmam sizlerde bir aidiyet duygusu mu yarattı ki hayatıma ve mahremiyetime bu denli müdahilsiniz?
    --- spoiler ---

    bu da tam metni.

    'medya ve toplumların acımasız merceği altında yaşamak nasıl bir şeydir bilir misiniz?
    her gün hakkımda yazılan, çizilen, söylenen asılsız haberlerin karşısında susmanın ağır yükünü taşıyabilir misiniz?
    hiç empati yapıp anlamaya çalıştınız mı?
    bana bahşedilen yeteneğimi paylaşıyor olmam sizlerde bir aidiyet duygusu mu yarattı ki hayatıma ve mahremiyetime bu denli müdahilsiniz?
    en insani hakkım olan özel hayatıma saygıyı gözden çıkarmak mıdır şöhretin bedeli?
    evlilik kararı aldığım haberlerinin kamuoyuna yansıdığı günden bu yana, hem benimle ilgili hem de eşim, hayat arkadaşım olacak pınar dilek'le ilgili gerek basında, gerekse sosyal medyada söylenenler, yapılan yorumlar yakışık almakta mıdır?
    bir insanı iftira ve yalanlarla lekelemeye, kirletmeye çalışmak bu kadar kolay mıdır?
    hiç tanımadığınız bir insanı böylesi incitici yalanlarla tanımlayıp üzmeniz reva mıdır?
    bu, her şey bir yana, en başta kendisine sonra da bana yapılan bir ayıp ve saygısızlık değil midir?
    onun da bir kalbinin, onurunun olduğunu, hem kendisinin hem ailesinin üzülebileceğini hiç düşünmez misiniz?
    bir başkasının gözyaşına sebep olacak iftiralarla, gönül kırıcı yalanlarla reyting yapmak nasıl bir habercilik anlayışıdır?
    bu asılsız haberleri okuyup onlara itimat eden, yangına körükle giden insanların yüreğinde sağduyu ve merhametten de eser kalmadı mı yoksa?
    demokrasi (!) adı altında yaşadığımız bu ülkede şöhretli insanlara yapılan bu haksızlık da insan haklarının bir ihlali değil midir?
    özel hayata müdahalenin bir sınırı olmalıdır.
    mesleğime, dinleyicime olan sevgim, saygım ve iyi niyetimle yürüdüğüm şöhret yolunda karşılaştığım bu acımasızlıklar, haksızlıklar hiç son bulmayacak mı?
    magazin medyasının ve toplumumuzun özel yaşamlarımıza daha saygılı, daha duyarlı olmalarını rica ediyor ve kişisel haklara olan tacizkâr zihniyetin değişmesini temenni ediyorum..
    sevgiyle
    tarkan'

    edit: imla.

    debe editi: allah belanızı versin sizin siz beslediniz bu köpekleri siz verdiniz silahları yazıklar olsun !!
    başın saolsun türkiyem.
    kahrolsun işid kahrolsun pkk kahrolsun terörizm kahrol uzun adam!