ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hastası olunan sözler
-
eskiden derdim ki;
insanın başına gelebilecek en kötü şey, bir gün 'yapayalnız kalmasıdır'.
öğrendim ki; hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey,
'yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır'.
(bkz: goethe)
linkedin bakıcı ilanı rezaleti
-
ağır üslup değil de; yurdum insanının kötü huylarından bıkmış bir anne isyanı gördüğüm ilandır.
ukraynalı sığınmacıların çöp toplaması
-
başlık aslında "antalya'ya gelen ukraynalı sığınmacıların çöp toplaması" olacaktı ancak karakter sınırına takıldı.
savaştan kaçıp ülkemize sığınan birkaç ukrayna vatandaşı teşekkür etmek amacıyla antalya'da sahile atılan çöpleri toplamaya başlamışlar.
açıklamada ise şöyle yazıyor:
"merhaba, benim adım kate. 24 yaşındayım ve ukraynalıyım.
fotoğraftaki diğer birçok insan gibi ben de anavatanımdaki savaş nedeniyle antalya'ya geldim.
insiyatif alıp kısmen de olsa antalya'nın kirli alanlarını temizlemeye karar verdik. hedefimiz:
- öncelikle, türkiye'ye ve türk halkına destekleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etmek.
- ukraynalılara burada sadece misafir olduğumuzu hatırlatmak ve buranın yerlilerine saygı göstermek.
- ukraynalıların bir avrupa milleti olduğunu göstermek.
aynı zamanda inanıyorum ki açık ukraynalı kalplerimiz ile dünyada binlerce kalbi ısıtacağız."
sığınmacı var, sığınmacı var. işin ironisi bizim iyi bakamadığımız sahillerimize savaştan kaçıp gelen insanların sahip çıkması.
görsel
görsel
linkedin postu
edit: link eklendi
isviçrelilerin herkese maaş önerisini reddetmesi
-
adamlar o kadar rahatlar ki garip garip fikirler ortaya koyup onu referandumla reddediyorlar. fanteziye bak
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yıl: 1996
yer: kayseri fen lisesi
mabeyihumayun ve oda arkaşları o gün farkli bir sesle uyanır.normalde “ kalkın yavru kuşlaaar!” diye bağıran nöbetçi hoca, “ bu ne laaan, manda boku mu laaan!” diye bağırmaktadır.derken daha önce uyanmış olan angeleyes kahkahalarla odaya girer:
- nooluyo lan dışarıda?
- hahahahaaa
- ne var lan nooluyo?
- bok var! hahaha.vallaa git bak istersen..
bunun üzerine mabeynihumayun yataktan kalkıp koridora çıkar.ortalık ana baba günüdür.koridorun tam ortasında ise bir yığılma vardır.o tarafa gidenler “ öğhh, iğrenç” gibilerinden söylenerek ortamdan uzaklaşmaktadır.mabeyn kalabalığın ortasına geldiğinde yerde kocaman bir bok kütlesiyle karşılaşır.sabah sersemliğiyle beraber herkes gibi söylenip hemen uzaklaşır,odaya döner.
halen mayışık bir halde olduğu için tekrar yatmayı düşünür.normalde nöbetçi hoca milleti sabah etüdü için uyandırmıştır ve kahvaltıya yaklaşık 1 saat vardır.herşeyi göze alıp yatmaya karar verir ( sabah etüdüne gitmeyenin haftasonu izni iptal ediliyordu)
- ali olum ben yatıyom, beni kahvaltıya uyandır
- oh beyim yatsın biz kaldıralım.neyse yat sen ben gelir uyandırırım seni.
- :)
mabeyn uykuya tekrar daldıktan sonra birinin dürtmesiyle uyanır, karşısındaki milleti etüde aldıktan sonra son kontroller için yurda dönen nöbetçi hocadır:
- nooldu olum niye yatıyon hala?
- ee kem küm..
- nooldu olum hastamısın?
- e evet hocam
- hmm.karnın mı ağrıyo?
- evet hocam ( asıl sıçtığım an budur.yazı bitiminde bu parantez içini tekrar okuyun)
- tamam yat sen.
- :)
kahvaltıdan ve ilk iki dersten sonra biyoloji yazılısı için gelen anonsla herkes koşmaya başlar: “ 2c ve 2d sınıfları sınav salonuna gidiniz..”
herkes yer tutmak için salona koşarken (bkz: pole position/@mabeynihumayun) mabeyn bi ses duyar, ses müdüre aittir:
- mabeyn efendi gel bakalım buraya
- hocam sınavımız var
- sınavdan sonra odama gel
mabeyn, muhafazakar olan müdürün kendisini bir gün önce kız arkadaşıyla gördüğü için okulda böyle şeyler yapmaması konusunda uyaracağını düşünmektedir.
sınav sonunda millet derse giderken mabeyn müdürün odasına gider:
- hocam beni çağırmıştınız
- gel senle bahçede konuşalım
(kısa bi hal hatır sorma işinden sonra)
- söyle bakalım neden pisledin koridora?
- !”^”$^”$???
- tamam olabilir yetişememişsindir, ama niye temizlemedin?
sabah koridordaki görüntü, nöbetçi hocayla yaptığımız diyalog gözümün önünden film şeridi gibi geçti.ihalenin bana kaldığını anlamıştım..
o şaşkınlık ve sinirle müdüre ne cevap verdiğimi tam olarak hatırlamıyorum.ama müdür benim yapmadığım konusunda ikna olmuştu ve kendisine de müdür yardımcısının benim ismimi verdiğini söyledi.soluğu müdür yardımcısının yanında aldım:
- hocam benim adımı nasıl verirsiniz müdür beye?
- dur oğlum sakin ol
- hocam kolay mı adam harcamak o kadar?
- dur oğlum.bana ahmet bey (nöbetçi hoca) senin yaptığını söyledi
soluğu bu kez nöbetçi hocanın yanında aldım:
- hocam nasıl olur benim adımı verirsiniz?
- heeheeee
- hocam gülmeyin nolur
- olum sen söylemedin mi bana karnım ağrıyo diye, başka da yatan yoktu ben sen olabilirsin dedim.sen yaptın demedim.
- mnskym…
derken bir anons daha: “ tüm lise 2 erkek öğrencileri erkek yurdunda toplanınız..”
yaklaşık 70 kişi temizlenmiş olan bokun olduğu yerde toplandık.müdür yardımcısı geldi ve güzel bi nutuk attı.
- çocuklar, olabilir yetişememişsinizdir.ama neden temizlemediniz?
- şimdi çıkmasın zaten kim yaptıysa yalnızken beni görsün.
arkalardan çatlak bi ses: hocam herkesten numune alın, labaratuarda bulalım kim yapmış..
öğrenciler arasında fiskos başlamıştı bile.herkes sabaha karşı birilerinin apar topar odalara kaçtığını anlatıyordu..ama hiç kimse isim telaffuz etmiyordu.
aradan yıllar geçti, faili halen meçhul.ama yeni jenerasyon kendisine bir kahraman seçmiş bile..
pilav günleri için okula gittiğimiz zaman okulun öğrencileri yanımıza gelir:
- abi mabeyn abi kim?
- benim
- abi valla helal olsun, süper bi protesto…
tuğçe kazaz'ın domuz öldürmesi
-
tuğçe kazaz'ın kitabında yer aldıklarını öğrenen domuzların, kamikaze saldırısıdır.
140journos'un esenler otogarı videosu
-
yine bombos bir 140 journos videosu daha. kanka ambiyansi verelim icerik olmasa da olur haberciligi.
editorun spotify “kesfet” sekmesinden buldugu sikimsonik sarkilar ve toplamda 3 kisi ile yapilan roportajlardan ibaret.
yonetim kimde? kac paraya mal oldu? gunde kac sefer var? kac insan kullaniyor? kim tasarladi? devreye girdiginde istanbul nasildi? simdi nasil? havayolu tasimaciliginin etkileri? turkiye ve dunyada benzer yapilar? ulan kac m2 uzerine kurulu o bile yok.
sikimsonik sarkilar sikimsonik roportajlar.
lionel messi'nin oğlu
-
messinin kucağına alınca ilk xavi'ye verdigi. xavi nin , iniesta'ya... ıniesta nin tekrar xavi'ye verdigi velettir... alışkanlık iste.
edit: ispiyon geldi haciii...
arda turan
-
31 ağustos 2012 chelsea atletico madrid maçında gördü,ğüm kadarıyla nerdeyse 3 kat hızlanmış, çevikleşmiş, güçlenmiş oyuncu.
fiba
-
euroleague uzlaşma çağrısı yapıp en mantıklı fikir olan sezon sonu milli maç takvimi uygulansın demişken burnundan kıl aldırmayan kurum. ellerinde bu blöfü oynayacak kart olmadığını masada oturan herkes biliyor ve buna devam ediyorlar.
sonunda euroleague ve nba hatta eurocup oyuncuları olmadan oynanacak milli maçları organize etmeye devam edecek kurum.