ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
türklere özgü en büyük sevinç gösterisi de pazarda kaybolan çocuğu bulunca dövmek sanırım. *
saniyelik salaklıklar
-
internet kafe, bilgisayar labı vs gibi yerlerde kitlenen bilgisayarı restart etmek için yanlış kasanın reset tuşuna 1 ya da daha fazla sayıda basmak sonra hata farkedildiğinde yandaki kişiyle göz göze gelmek.
paramparça şarkısındaki inanılmaz mantık hatası
-
telefona sarıldığı için üzerinde yazan saati göremeyen teomanın olmayan mantık hatasıdır.
facebook'ta evlenme teklifi etmek
-
bir sonraki adım "gerdek etkinliğine katılacak mısın?" olabilir.
togg tutarsa dünya pazarını ele geçirir
ikinci meşrubatı isteyebileceğini fark etme yaşı
-
ilk kez meşrubatla başlayan bu eğilim eğer kontrol edilmezse, ikinci porsiyon iskender, ikinci kez aynı filme gitme, ikinci telefon, ikinci araba şeklinde devam ederek tüketim çılgınlığının esiri olmaya kadar gidebilir. bu bağlamda ikinci mesrubati isteyebilecegini farketme yasinin insan hayatındaki pitfalllardan biri olduğu söylenebilir rahatlıkla.
falcao'nun 3 saatte 4 kilo et yemesi
-
"falcao 1.5 kilo kuzu kafes, 1.5 kilo dana kaburga ve 1 kiloya yakın dana antrikot yedi.
kolombiyalı yıldız daha sonra mekandan koşar adımlarla uzaklaştı."
koşar adımlarla uzaklaştıysa hesabı birine kilitlemiştir.
abdürrahim albayrak olabilir.
bezini açtık kanımız dondu
-
dışarıda 50 kişi duruyor demek iki şey hakkında fikir veriyor; biri herkesin aklına gelen, diğeri de o dışarıdakilerin bile bu iğrenç durumdan haberi olduğu. başta o doktorun ifadesine göre gevşek gevşek, bıyık altından gülerek cevap verenle birlikte, buna bulaşan herkese müebbet vereceksin. ondan sonra içeride kendi kendilerine gülerler artık.
2 yaşında çocuk lan bu, birinizde bile mi vicdan yoktu?
ismi xena olan kıza akrostiş şiir yazmak
-
x=3
e^x . n=72
n=e^a
a=?
ben nasıl cesaret etmişim buna denilen şeyler
-
16 yaşındayım,tek başıma şehri keşfetmek gibi bir huyum var,arkadaşlarıma ailemleyim,aileme arkadaşlarımlayım diyerek arazi oldum o gün.
tekin olmadığını bildiğim bir semtte gözlemeci-kahvehane ama kadınlı erkekli bir kutlamanın yapıldığı bir yere denk geldim.süslenmiş dışarısı;aynalar,boncuklar beğendim fotoğrafını çekiyorum.
işte o an farkettim ki içerdeki herkes bana bakıyo.bir kadın bir adam bana doğru yürümeye başladı içerden,sıçtım,adamın belinde silah var.turist sanmışlar beni,hello welcome falan diyerek içeri buyur ettiler,bakın yedi yaşından itibaren ingilizce öğrenmeye başladım ama ben bile öyle konuşabildiğimi bilmiyordum adeta bülbül misali şakıyorum ama kimse bi bok anlamıyo,yinede işimi sağlama aldım italyanım sandılar.
türkün misafirperverliğini ben orda gördüm.çiğ köfte,içli köfte,baklava özellikle bir börek yedim tadı hala damağımda,halay çektim "hemende öğrendi" diyolar bide,çüş.dört saat takıldım orda,asker dönüşü kutlanıyordu,fakat biliyorum ki eğer türk olduğumu anlasalardı o denli nazik ve sevecen davranmazlardı.bunuda kimseye anlatmamıştım.