hesabın var mı? giriş yap

  • - içkiyi içen, gazı yakan ödesin
    + o zaman toprak işleyenin, su da kullananın olsun?
    - hayır. mülk allahındır
    + siz şirketi kurmuşsunuz, size bir şey olmaz hacı

  • yunan adaları varken bu adamlara mecbur değiliz artık, ileride türk müşterileri çok ararsınız bu kafa ile giderseniz. pandemi zamanı ve rus uçağı düşürüldüğü zaman adeta .öpek gibi yalvararak türk turist çekmeye çalışıyorlardı yabancılar gelmediği için, ne çabuk unuttular acaba...
    milliyete göre fiyat verecekseniz kendi ülke halkınıza daha uygun fiyat neden vermiyorsunuz ? her ülke kendi vatandaşını korur kollar ve pozitif ayrımcılık yapar, bizimkiler kendi halkını kazıklamak için hiç bir fırsatı kaçırmıyor.

    edit: bu eklediğim entry de ise başka bir otel rezaleti daha, burda ise milliyet farkı adı altında 450 euro alınmış: (bkz: #163908288)

  • anneme alyans almak. beni ankara'da okutmak için alyansına kadar satmak zorunda kalmışlardı ailem maalesef, okulu bitirip stajyer avukat olarak ilk kazandığım maaşımla yaptığım ilk iş annemin alyansını almak oldu.

  • bu soru detaylı bir cevap yazmak için harcanan zamana değecek türden.

    öncelikle evet bu yapabilir ama bedava öğle yemeği alabileceğinizi aklınızdan bile geçirmeyin.
    - bu videoda
    2:41'den sonra uzay mekiği roketinin yatay olarak kıvrılma eğriliğini görebilirsiniz.
    güvenli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra roketler yatay ve doğuya doğru kıvrılırlar.
    neden doğu? çünkü dünyanın dönüş hızı (ekvatorda 1000 mph civarında) roketin hızının bir parçasıdır. atmosferin en kalın kısmından olabildiğince çabuk geçmeleri, sonra kavis çizip hız kazanmaya başlamaları gerekir.ekvatorda hızın daha fazla olması, abd'nin ana roket fırlatma tesisinin florida'da olmasının sebebidir.
    uzaya yatay geçiş için uçaklardan beklentinizin bundan daha büyük olması lazim.

    bu bir sr-71 casus uçağı.
    90.000 feet'e ve saatte 4300 km sınırlarında uçabilir. bu yaratık bile uzaya yatay uçuşu başarmak için gereken minimum irtifanın sadece 1/6'sı ve minimum yörünge hızının sadece 1/7'sine ulaşabilir.

    şu anki teknolojinin sınırlarında bulunan uçaklarımız, yeterli havanın olduğu nispeten düşük irtifalarda çalışır ve hava soluyan motorları ile sadece oksijenin bol olduğu alt atmosferde takılırlar. maalesef uzaya yatay olarak uçamazlar. dünya'nın yüzeyi boyunca hareket ederken her zaman merkeze doğru "aşağı" çekilmeye mahkumdurlar.
    kalkıştan sonra onları sağlıklı bir irtifada tutmak için kontrolleri kırpılır kavis yaparlar bu da mil başına algılanamaz bir 8 inç "alçalması" anlamına gelir.

    arabanızı sürdüğünüzü ve önünüzde 1 derece sola dönüş olduğunu hayal edin. eminim çoğu insan bunu fark etmeyecektir. şimdi, bu dönüşü 60 millik bir mesafeye yayın. dönüşün gerçekten var olduğunu tespit etmek için enstrümanları kullanmak zorundasınız. orada keskin bir dönüş göremediği için yolun düz olduğunda ısrar eden bir hayli düz dünyacı arkadaşlar var…

    biz dünyalılar için "sabit bir yükseklikte uçmak" demek, `dünya'nın ağırlık merkezine sabit bir mesafede dönmek anlamına geliyor. `
    atlantik'i geçerseniz sadece dünya'nın kavisini izleyerek bir eğri çizgi çizmiş olacaksınız. uzaya çıkmak ise irtifa kazanmayı gerektirir. (öklid'e selam)

    entrilere bir göz atınca uzaya çıkmak ile yörüngeye girmek işini aynı şey sanan çoğunluğu fark edebilirsiniz. bu konuda kafalar bir hayli karışmış gibi. uzaya çıkmak kolay, yörüngeye girmek ise zor iştir.

    yörüngeye girmek, adana düğünlerinde sonradan halaya girmeye benzer. çok daha fazla enerji gerektirir. çünkü bu sadece uzay sınırımıza sıfır hızda ulaşmak değil, bu sınırı yörünge hızının ötesinde (yaklaşık 17.000 mil/saat) geçmek anlamına gelir. bu yüzden bugüne kadar sadece roketlerle uzaya çıktık.

    ikinci dünya savaşında tüm modern füzelerin atası olarak anılan alman v2 roketi uzaya uçabilirdi. fakat bu doğrudan gökyüzüne doğru dikey bir uçuştu ve londra'yı bombalamaya çalışırken kullanışlı değildi.
    sonrasında birkaç defada olsa alman, amerikalı ve sovyet bilim insanları tarafından atmosferimizi incelemek için uzayın tadına bakmışlığı vardır.

    bir uzay uçağının yörüngeye ulaşması için ses hızının 10 ila 20 katları arasındaki herhangi bir hıza ulaşabilme gücüne sahip olması gerekiyor. bu hızlarda üretilecek ısıyla nasıl başa çıkacağımızı bile henüz bilmezken, oksijenin solumaya dahi yetmediği ortamda hava soluyan motorları bu hızlara çıkarma görevini bence bir sonraki neslin alışveriş listesine ekleyelim.

  • bir ortamda, mekanda tek başına takılmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da aşırı sosyalin masasına denk gelmektir. o masada öyle dramlar yaşanır ki bunu dışarıdan bakan gözler anlamaz. onlar o masanın eğlendiğini, geleninin gideninin bitmediğini düşünürler, hatta yeri gelir imrenirler. ancak olayın iç yüzü hiç de öyle değildir.

    o masada aşırı sosyalin tahakkümü vardır, kati bir sahiplenmesi vardır. gelen giden trafiğini yönetir, masadaki kimsenin tanımadığı tipleri sürekli olarak masaya çağırır, sadece kendilerinin anladığı bir muhabbet yaparlar, bütün konuşmalara dahil olur, bütün konuşmaları böler ve kendine yönlendirir, her şeyin iyisini, güzelini o bilir, ona sürekli katılmanızı, destek vermenizi bekler, vermezseniz alana kadar masayı gerer. konudan konuya atlar, bir konudaki görüşlerinizi anlatırken bir bakmışsınız “o değil de…” diyerek başka konuya zıplamış olur.

    aşırı sosyalin masasında büyük dramlar yaşanır, dışarıdan bakanların görmediği. tüm geceyi, masayı ele geçirir, sizi yönlendirir, mekan trafiğinin o masa üzerinden akmasını sağlar. sürekli bir “ne haber abi görüşemiyoruz” muhabbeti döner durur ortalıkta. bir daha asla görmeyeceğiniz tonla insanla karşılaşır, tanışırsınız. hani günün birinde, birini görürsünüz de “ulan ben bu adamı tanıyorum galiba” dersiniz ya, işte o adam aşırı sosyalin arkadaşlarından biridir, illaki tanıştırmıştır size de ama unutmuşsunuzdur.

    allah aşırı sosyalin masasından uzak tutsun.