ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kristen stewart
-
sürekli sahura kaldırılmış gibi bir havası var.
iskenderun'u türklerden geri alacağız
-
öncelikle yarrağımın tepesini alırsınız. bizden birşey almayı çok istiyorsanız, 5 milyon asalak vatandaşınızı alın amk.
sabah aç karnına kahve içmek
-
güne başlamanın en keyifli yollarından biri. hele bi de böyle yeni çekilmiş mis gibi kokan bir kahveyse içilen, doruklara çıkarır insanı.
edit: madem ortam oldu şunları da yazayım da kahve alırken belki yardımı dokunur;
yemen kahvesi
asitliği, aroması dengeli olan yemen kahvesi kalitesi, doğallığı ve üretim azlığı nedeniyle dünyanın en değerli kahvesidir. benim de en sevdiklerimdendir. orta-sert içimlidir.
kenya kahvesi
meyveli ve asidite oranı oldukça yüksek çekirdeklere sahip bir kahve. çok ilginçtir kenya kahvesinin tadı zaman zaman şarabı andırabiliyor.
brezilya kahvesi
genel olarak türk kahvesi için uygun görülen brezilya kahvesi için hafif tatlı ve fındıksı aroması var diyebiliriz.
guatemala kahvesi
baharatlı, meyvemsi ve bazen isli tatlarıyla dikkat çeken kahvelerin genel olarak çok az asitli olduğunu söyleyebilirim.
kolombiya kahvesi
kuzey amerika’da en çok aranan kahvedir. bahçe ve rakım değiştikçe aroması değişir. engebeli arazisi nedeniyle zor ama yüksek kaliteli kahve üretilir. dengeli asiditesi ve yumuşak içimi nedeniyle çok sevilir.
kosta rika kahvesi
yüksek rakımlı çiftliklerde yetişen kosta rika kahveleri de en çok aranan kahvelerdendir. yumuşak içimli olması, aroması, kıvamlı ve lezzetli oluşu tercih sebepleridir.
robusta kahve
kafein oranı yüksek ve acı olduğu için kahve severler pek tercih etmeseler de sanayide ucuz ve acı olması nedeniyle tercih ediliyor. çok kavurarak acılığını daha da arttırırlar ki az kahve ile çok kahve tadı alınabilinsin.
tanzanya kahvesi
kavurması oldukça kolay olan bu çekirdek, turunçgiller ve dut benzeri meyveleri akla getiren bir tada sahip. orta içimli bir kahvedir.
can yücel
-
izmir'de kıbrıs şehitleri caddesi'nde geçen bir öyküsünü duyduğum şair ve dobra adam.
hikaye şöyledir: can baba, bir takım hayranları ve arkadaşlarıyla bir yerlerde içer, sohbet eder. aynı grup, sabahın 5'i 6'sı gibi pek de kimsenin bulunmadığı kıbrıs şehitleri caddesinde yürürken, şair birden durur ve yere yatar. yanındakiler de aynı şeyi yaparlar. şair, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakmaktadır. hayranlardan birisi dayanamayıp sorar:
- baba, ne görüyorsun, bize de söyle...
üstat, gözlerini gökyüzünden hiç ayırmadan, ondan ulvi ya da şairane bir cevap bekleyen vatandaşa şöyle cevap verir:
- çok sarhoşum, .mına koyim...
yeğen sevgisini abartan facebook kızları
-
çoğunun da yeğeninin dünyalar çirkini oluşu yürek dağlayan bir detaydır.
age of empires köylüsü
-
shhh ho diye doğarlar.
yauu diye ölürler.
bir padişaha sokulabilecek en iyi laf
-
"edepsizlik yapan ben değilim sayın başbakanım"
3 nisan 2020 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı
-
şu an ülke ütopyama çok yakın. 65+ ve 20-'leri görmeyeceğiz.
başbakan var diye ponpon kızları çıkartmamak
-
italya'da olsa normal karsilarim.
(bkz: berlusconi)
boğaza sıfır yalıda yaşamanın zorlukları
-
panama bandırası
sen tam röbdeşembırını çekip mürebbiyenin hazırladığı kahvaltıya inecekken camdan içeri kuru yük gemisi girebilme ihtimali. güverteden yatak odana help help diye atlayan gundiler. yaşadık bunları üstadım zor zor.
arkadaşın kokoreççiden yediği inanılmaz ayar
-
(bkz: anina koyayim)
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.