hesabın var mı? giriş yap

  • -ya sen google musun?
    -neden?
    -aradığım tüm cevaplar sende de.

    (bkz: ba dum tsss)

    -ilk karıma çok benziyorsun.
    -kaç kere evlendin ki?
    -hiç!

    (bkz: ba dum tsss)

    -ikizin var mı?
    -yoo neden?
    -o halde dünyadaki en güzel kadın olmalısın.

    (bkz: ba dum tsss)

    -neyin 42 tane dişi var ve hulk'u zapt edebilir?
    -neyinmiş?
    -fermuarımın!

    (bkz: ba dum tsss)

    -hayatın nasıl?
    -iyidir, seninki?
    -ona bakıyorum şuan!

    (bkz: ba dum tsss)

    -adın katrina mı?
    -yoo neden?
    -çünkü beni kasırga gibi vurdun bebeğim!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon da bana bir içki borçlusun.
    -o neden?
    -çünkü seni ilk gördüğümde benimkini üstüme döktüm!

    (bkz: ba dum tsss)

    -bir yol tarifi alabilir miyim?
    -nereye?
    -kalbine!

    (bkz: ba dum tsss)

    -telefonumda bir sorun var ya!
    -nedir?
    -içinde senin numaran yok!

    (bkz: ba dum tsss)

    -merhaba nasılsın?
    -güzel.
    -nasıl göründüğünü sormadım!

    (bkz: ba dum tsss)

    -biraz bozuk para verir misin?
    -neden?
    -annemi arayıp hayatımın kadınını buldum diyeceğim de!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon benimle mi konuşuyordunuz?
    -yoo.
    -e başlayın o zaman!

    (bkz: ba dum tsss)

    -off dişim ağrıyor!
    -neden?
    -çünkü çok şekersin!

    (bkz: ba dum tsss)

  • boklayın boklayın, durmayın efendiler.

    ben destekliyorum, hele ingilizce çekmelerini de alkışlıyorum.
    insanları, aksanlı konuşuyolar diye aşağılaya aşağılaya ingilizce konuşmaktan korkutuyorsunuz, cesaretlerini kırıyorsunuz.
    herkes native speaker gibi konuşmuyor sonuç itibariyle; gidin hindistandaki bir üniversitenin rektörüne bu videoyu çektirin, bildiğin aynı anlaşılırlıkta bir konuşma olacaktır.
    daha güzel çekilebilirdi evet, ama saçma sapan fetva videosu çeken rektörlerden bin kat daha iyidir.

  • erdoğan'ın öptüğü, sedat peker'in araba hediye ettiği 15 temmuz gazisi ahmet onay'ın, o gece ayağının çizildiği, kan tuttuğu için fenalaştığı anlaşıldı.

    bir yakınının olayın gerçeklerini ifşalaması

    vay arkadaş memlekette herkes nitelikli dolandırıcı olmuş.sosyal medya olmasa hakikaten hiçbir şeyden haberimiz olmayacak.rezil bir düzen gerçekten...

    edit : videonun gerçek olup olmamasından çok şahısa tanınan ayrıcalıklar evler,arabalar,özel kalemlik bile başlı başına yandaşlık,liyakatsizlik kokuyor.adamın önüne cenneti sermişler daha ne olsun!bu duygu sömürüsünü falan geçmiş artık hastalıklı bir adam kayırma olmuş...ulan gaziysen bile sosyal yardım alıyorsun,gereken yerlerde zaten ömür boyu ailene yeterli ayrımcılık tanınıyor bu kadar ihtişam merakı da bokunu çıkarmaktır...ama asıl suçlunun kim olduğunu herkes biliyor yine bize kahrolmak düşüyor.

  • memleketin %70'i al satçı olmuş sorsan sarı site marı site. jargonunuz ve cahil üslubunuz sizi ele veriyor malesef. sokakta adama soruyorsun ne iş yapıyorsun abi ? emlakçılık, alım satım, araç kiralama. bıktım usandım üretmeyen gizli işsiz komisyoncu sürüsünden.

  • klasik bir tool albümüdür. hiç risk alınmamış. başkaları ne düşünür bilmem de benim takdirimi kazanmıştır. tool, dinleyicisine istediği müziği vermiş. pekala kadirşinas bir tutum. bunca yıllık beklentiden sonra opeth'in son üç-dört albümdür yaptığı tarzda slow işler çıkartsaydı ihanete uğramış hissederdik. ne istediysek vermişler. nasıl tool şarkısı yazılırsa öyle yazmışlar işte. sindirince daha bir yerine oturacaktır.

  • 1- laikliğin toplumun her alanına adapte olması
    2- düşünce özgürlüğünün toplumca kabul görmesi
    3- önyargılardan kurtulmak
    4- tipik ortadoğulu köylü kurnazlığı/köşeyi kolayca dönme yerine emeğin hakkıyla kazanma mentalitesi

    kısaca olacak iş değil. anca atom bombası atılıp özenle seçilmiş 1-2 milyon birey dışında kimse kalmaması gerekir.

  • majestesine attığı bakıştır.

    acaba bana bakıyor mu diye kontrol etmiştir. her çocuk kendi çapında heyecan verici bir şey yaparken büyüklerinin ona bakmasını, izlemesini ve onaylamasını ister.

  • kornerden gol attım, kendi paramı kazandım ev geçindirdim, kamyon sürdüm, yükseklik korkumu yendim, fakat bu başaramadığım bir eylem. çok zor çok.

    gözlerim hafif şehla ise sebebi bu dekolteler.

  • hifi hoparlörler ile stüdyo monitörlerin arasında birçok fark vardır ama en temel fark: hifi hoparlörlerin düz frekans sunmak esas amaçları değildir. stüdyo monitörlerin ise en temel amacı düz frekans grafiği sunmaktır.

    örneğin bir stüdyo monitörü olan neumann kh-150'nin ip gibi duran frekans grafiği: görsel

    bu da bir hifi hoparlörü olan klipsch rp-600m'in frekans grafiği: görsel

    hifi hoparlörler çoğunlukla kaliteli malzemelerle üretilir. bu durum hoparlörlerin çıkarttığı sese de yansır. ses daha süslenmiş, cilalanmış şekilde çıkar. haliyle hifi hoparlörlerle uzun süre zevk alarak dinlersiniz bir müziği ama stüdyo monitörlerin esas amacı hataları ortaya çıkarmaktır. miksteki yüksek bir frekansı sibilansla birlikte sunar.

    hifi hoparlörler sahneye daha çok önem verir ve genellikle daha geniş, süslenmiş bir sahne sunar. dinleyiciyi sunduğu sahneyle etkilemeyi amaçlar. tabi ki stüdyo monitörlerle oluşturulan dolby atmos sistemler de vardır, hatta dolby atmos'un miksleri küre şeklinde oluşturulmuş stüdyo monitörleriyle yapılır. hifi sektöründeki sahne kavramı daha farklı. bu sistemler stereo olarak geniş bir sahne deneyimi oluşturmaya, bir akustik yaratmaya odaklıdır.

    hifi cihazları kullanılan malzemeleriyle, tasarımlarıyla, el işçiliğiyle bir sanat eseri gibidir. bu sistemler evde güzel bir dekorasyon oluşturur. stüdyo monitörleri ise tamamıyla amacına yöneliktir. kabinde çam gibi çok sıradan ağaçların kullanıldığını, polipropilen gibi sıradan malzemelerle hoparlörün yapıldığını görürsünüz. bazı stüdyo monitörler güzel gözükse de hifi camiasındaki gibi estetik kaygılar taşımazlar. evin salonunda dekorasyon gibi durmazlar, sadece hoparlördür.

    klipsch'in bir hifi sistemi: görsel

    bakır renkli cerametallic alt sürücüleri; kullanılan ceviz, abanoz ağaçları göze çarpar. stüdyo monitörleri bu gibi duygulara hitap eden unsurlara önem vermez, sadece iş gören malzemeleri kullanır.

    diğer önemli fark ise hifi hoparlörler çoğunlukla pasiftir, stüdyo monitörler ise çoğunlukla aktiftir. bu şu demek: hifi hoparlörler için onlara uygun olan amfi, kablo, dac gibi bileşenleri seçmek ve kendi sisteminizi kendiniz oluşturmak zorundasınız. bu sistemleri oluştururken sesin nasıl oluştuğunu da öğrenirsiniz. stüdyo monitörde ise tüm bileşenleri üretici tarafından seçilip hoparlörün bulunduğu kutunun içerisine konulmuş ve kalibrasyonları yapılmıştır. siz sadece hoparlörü fişe takarsınız, hepsi bu.

    sonuç itibariyle işi müzik yapmak olan kişinin alması gereken bir çift stüdyo monitördür. müzik dinlemeyi bir hobi haline getirmiş, parası da olan kişiler içinse gereken şey hifi sistemdir. basitçe bu şekilde özetleyebiliriz.

    frekans grafiğin kaynağı:
    https://www.audiosciencereview.com/…r-review.39922/
    https://www.audiosciencereview.com/…r-review.12138/