hesabın var mı? giriş yap

  • "1970'lerde doğmuş biri olarak, birçok hükümet gördüm. şu anki hükümet, ülkeye gelmiş en iyi hükümet. yaptıkları, yapacakları ve vaad ettikleri her şeyi, ayrıca izledikleri yolu beğeniyorum. akil insanlar heyeti, son derece doğru bir girişim. bundan önceki bütün hatalarımız için herkesten özür dilememiz lazım. yaralarımızın sarılması, bütün olduğumuzu hatırlamamız önemli; böyle düşünüyorum." diyerek kumarı, alkolü bırakıp, akp seçim mitinglerinde sahne almaya başlamak istediğinin sinyallerini vermiş.

    ahmet kaya'ya çatal fırlatmasına gönderme yaparak "gençlik hatalarımın farkına bile bu hükümet sayesinde vardım" diyebilecek kadar olmuş artık. valla bence toy serdar ortaç gitmiş yerine nihat doğan kırması yeni bir oğlan gelmiş.

    her zaman söylüyorum kraldan çok peşindeki soytarılardan korkacaksın.

  • edgar allan poe the literary life of thingum bob adlı kısa hikayesinde yazın hayatından çekilmeden önce son bir eser ortaya koymaya yeltenen bir yazarı anlatır. yazar ilk şiirinin sonuna snob imzasını koyar. bu sıradan bir takma isim değildir. onun karakterini yansıtır. çünkü bob züppe bir yazardır. başkalarını üstün zekasıyla nasıl aldattığını, başarıya nasıl adım adım ulaştığını büyük bir zevkle anlatır. poe bu karakterle kendi yaşamını resimlerken, her yazarın doğasında biraz da olsa bulunan züppeliğe işaret eder. bizim gibi işi yazıdan geçen her insanın okuması ve yazı yazmanın sırları hakkında bir şeyler öğrenmesi gereken bir karakterdir snob:

    "bana bakın! - öyle çok çalıştım - öyle çok didindim - öyle çok yazdım ki! ey tanrılar söyleyin, yazmadım mı? gevşemek nedir bilmedim. gündüzleri masamda çalıştım, geceleri sabaha kadar okudum. sarardım soldum. beni görmeliydiniz -gerçekten görmeliydiniz. sağa yaslandım. sola yaslandım. öne eğildim. arkaya yaslandım. dimdik oturdum. tete baissee : başı eğik (kickapooların dediği gibi) oturdum ve başımı ak sayfalara eğdim. ve bu arada sürekli - yazdım. iyi günde, kötü günde - yazdım. açken, susuzken - yazdım. gün ışığında, ay ışığında - yazdım. ne yazdığımı söylemeye gerek yok. tarz! - önemli olan buydu. bunu fatquack'ten öğrendim ve işte size bir örneğini sunuyorum."

  • ısıtma ve soğutma modu arasındaki fark, klima iç ünitesi ile dış ünitesi arasındaki gaz çevriminin değişmesi olarak basitçe anlatılabilir.

    evaporatör (buharlaştıcı) ve kondenser (yoğuşturucu) diye iki kısımdan oluşur klima cihazları. yazın iç ünite evaporatör, dış ünite kondenserdir.

    mantık da şu;

    evaporatör (buharlaştıcı) içindeki gazı buharlaştırır. bunun için de ısıya ihtiyacı var ve ortamdaki sıcak havayı bunun için kullanıyor. sıcak havayı emerek gazı buharlaştırıyor. yani gaz, havanın ısısını alıyor, havanın sıcaklığı düşüyor ve doğal olarak ortama soğuk hava üflüyor.

    kondenser (yoğuştucu) ise tam tersi. yani çevrim içinde tekrar kendisine ısınmış ve buhar olarak gelmiş olan gazı yoğuşturup eski haline getirerek, tekrar iç üniteye yani evaporatöre göndermesi lazım ki çevrim devam etsin. bunun için de dışarıdaki soğuk havayı (gaza göre soğuk olan) kullanıyor. şuan sallıyorum ama gaz diyelim ki 80 c, dış ortam 40 c. bu durumda, gaz havanın düşük sıcaklığından faydalanıyor ve yoğuşarak tekrar iç üniteye gidiyor. bu arada dış ünite etrafındaki hava da ısınmış oluyor. bu sebeple yazın bile dış ünite fanlarından sıcak hava üflenir.

    kış mevsiminde bu üniteler tam tersi görev yapıyor. iç ünite sıcak hava üflüyor, dış ünite soğuk hava.

    basit olarak bu şekilde anlatabildim, umarım faydalı olmuştur.

  • susan kadın sevgiliniz ise korkmayın; kocaman sarılın ve öpün ama böyle rastgele öpücükler olacak. önce sizi itelemeye çalışacaktır, sakın bırakmayın erkek adamsınız siz. sonra sakince sizin kollarınıza bırakacaktır kendisini. suratını asmasına ve susmasına neden olan şeyi böyle kedi gibi sakin sakin sanki mırlıyor gibi anlatacaktır.

    işte topukla, kaç, sus, bakma diyenleri sakın dinlemeyin. bir kadın susuyorsa kaçmak yapılması gereken son şeydir. bilginize.

  • sanat güneşimiz uğur ışılak'ın kalitesini ve müzikle olan alakasını anlamak için yeterli saçmalık. 2-3 ay kadar önce rastlamıştım bu talihsiz beyana ama her seçim zamanı hortlayan uğur ışılak yine gündem olunca aklıma geldi.

    http://www.youtube.com/watch?v=uitumxxbmpg

    uğur efendi, burayı okuyorsan sana tek bir şey söyleyeceğim; sen kimsin ya? sen bilir kişi misin, sen eksper misin, sen kimsin arkadaş? kim ünlü yaptı seni?

    bir yol sonra gelen edit: (bkz: #49488994)

  • karanlık şehir atmosferinin kasvetine kasvet katan öğelere zeplin gibi güzel örnekler verilmiş, arada gözümden kaçırdıysam affola ama mesela ilk blade runner'daki voight-kampff test makinesi buna bir örnektir. muhtelif filmlerde eski tüplü televizyonları andıran kocaman ekranlı bilgi giriş terminalleri de mevcuttur.

  • gerçekten büyük rezillik,oysa yandaş bir ajansa 1-2 milyon verip 10$ lık görseli milyonlara mal edebilirlerdi. 10$ lık görseli kullanmak ne demek . itibarımız yerlerde başgannnnn olmuyor böyle.

  • - oğlum sende kazım koyuncu'nun hacettepe var mı?
    - var. gönderiyim mi?
    - göndersene bi zahmet.
    sending... volkan konak - cerrahpaşa.