hesabın var mı? giriş yap

  • brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
    tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
    brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
    tr - hayir devletin resmi okullarinda
    brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
    tr - ee sey...
    brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
    tr - ee sey...
    brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
    tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!

  • çoğu kişi bilmez ama ikinci yüksek lisans ile askerliği +3 yıl daha ertelemek mümkündür. ben yaptım evet. şu an mutluluktan havalara uçuyorum. nasıl mı yaptım? gelin anlatayım.

    bildiğiniz üzere, normalde aynı eğitim düzeyindeki ikinci bir kayıt, askerliği tecil ettirmez. örneğin lisans eğitiminizi tamamlayıp ikinci bir üniversite(lisans) kaydı yaptırırsanız, bu ikinci üniversite, askerliğinizi ertelemez. yüksek lisansta da aynı durum geçerli. yani ilk yüksek lisansı tamamlayıp ikinci yüksek lisansı kazanırsanız bir daha erteleme olmaz. ancak; ilk yüksek lisansın kaydını 3'üncü yıl 6'ıncı dönemde(yani son yıl son dönemde) sildirip hemen o dönem ikinci bir yüksek lisans kazanırsanız, ilk 3 yılın üzerine +3 yıl daha eklersiniz. yani, ilki tamamlanmamış iki yüksek lisans ile toplamda 6 yıl askerliği tecil ettirmiş olursunuz.

    gerek tam anlamayanlar için ve gerekse ayrıntıları öğrenmek isteyenler için daha detaylı bir şekilde anlatayım.

    2013 yılında tecilim bitmesine yakın, trakya üniversitesi'nde 65-70 ales puanıyla alım yapan kıytırık bir yüksek lisans bölümüne kaydımı yaptırdım. bu yüksek lisans, benim askerliğimi 2017 ocak ayına kadar erteledi. derslere gidemesem de her yıl kaydımı yeniledim.

    3 yıl göz açıp kapayıncaya geçti ve 2017 ocak ayı geldi dayandı. bedelli askerlikten yaştan dolayı faydalanamadım. yüksek lisansı tamamlasaydım doktoraya başvurup 6 yıl daha ertelerdim ama her dönem kayıt yenilesem de derslere gidemediğim için yüksek lisansın tüm derslerinden kalmıştım. doktoraya başvurmam mümkün değildi. askerliği ertelemem için bir şeyler yapmam gerekiyordu. askerlik şubesinden bir arkadaşla görüşünce yukarıda anlattığım tüyoyu verdi. "kaydını sildirip tecilini iptal ettir ve yeni bir yüksek lisans kaydı yaptır. böylelikle 3 yıl daha uzatırsın" dedi.

    ben de trakya üniversitesi'ne gidip 2016 ağustos ayında kaydımı sildirdim. öğrenci işleri, tecilimin iptali için askerlik şubesine yazı yazdı. 1 hafta sonra e-devletten bakınca tecilimin iptal edildiğini ve ocak 2017 olan tecilimin eylül 2016'ya çekildiğini gördüm -ki zaten bunu istiyordum. çünkü ikinci yüksek lisansın askerliği tecil edebilmesi için ilk tecilin iptal olması lazım- aynı hafta ikinci yüksek lisans kaydımı yaptırdım ve tecil yapılması için öğrenci işlerine yazı yazdırdım. bugün e-devletten baktım. tecilim, aralık 2019'a kadar uzatılmış

    hedefime ulaşmış oldum.

    özetlemek gerekirse, ilk yüksek lisansın son döneminde kaydımı sildirip aynı dönemde ikinci yüksek lisans kazanarak 2017'de biten tecil süreme +3 yıl daha eklemiş oldum.

    normalde askerlikten kaçmak için böyle 40 takla atacak biri değilim ama eşimin rahatsızlığı ve burda bahsedemeyeceğim bazı sorumluluklarım nedeniyle askerliğe gitmem mümkün değil. ikinci yüksek lisansı çalıştığım şehirde kazandım ve derslere gidebiliyorum. nasip olursa yüksek lisansımı bitirip doktoraya başlamak istiyorum.* o zamana kadar da herhalde profosyonel askerlik veya bedelli medelli bir şey çıkar diye düşünüyorum.

    3 yıl sonra edit: 15.000 tl’lik son bedelli askerlikten faydalandım.

  • 3 yıl önce 1600$'a aldığım monitörün çizik ekran tamirine 1900$ tamir teklifi verdi. ben de dedim ki piyasadan sıfır alayım, üstüne 600 kar koyup size satayım yanında da wireless mouse vereyim. kabul etmediler. iyi tüccar değil hp.

  • bir kaç sene önce ismini veremeyeceğim kıbrıs merkezli bir şirket bizden 2 adet uygulama istemişti. bu uygulamalar casino işinde kullanılacağı için dışardan müdahaleye hiçbir şekilde izin vermemeliydi. uygulamayı yaptık sıra sitelerine entegre etmeye gelince bunlar beceremedi. mecburen yönetimi komple bize verip entegrasyonu yaptırdılar.öngörülemeyen sorunlar sebebiyle süreç yaklaşık 10 gün sürdü ve bu süreçte sitenin algoritmasına göz atma şansım oldu. canlı oynandığı düşünülen rulet oyunundan pokere kadar bütün oyunlar hileliydi. gençlerin dede dediği uygulamada ise 6 kademeli bir kazanç sistemi yapmışlar. düşük parayla oynayıp kaybetme ihtimaliniz yok gibi, yatırılan para arttıkça kazanma oranı %8e kadar düşüyor. en tuhafı bu uygulamaların çoğu kullanıcının anlık bakiyesini ve para yükleme alışkanlıklarına göre davranıyor. örneğin a kişisi ayda ortalama 3000 yatırıyorsa ve o gün son 50 tlsi kaldıysa kaybetme ihtimali yok. sistem kişinin kumardan soğumamısı için kasten ona kazandırıyor. eğer hızlı bir şekilde büyük bir para kaybedilse yine kullanıcıyı küstürmemek için “kaybetme bonusu” tanımlıyorlar. siz siz olun sakın bu sitelere düşmeyin çünkü kazanma ihtimaliniz yok.

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • halkları hitler’e ve mussolini’ye aynı eleştirileri yapmamış olduğu ve toptan yıkıma maruz kaldığı için aynı hataya düşmek istemeyen şerefli yurttaşların eleştirileridir.
    eleştiri akıldır, gerçektir. vatan ancak akıl ve gerçeği görerek, ifade ederek korunur.

  • sistemin dışına çıkmadan bundan emin olmamız mümkün müdür? bunu test etmek için evren simülasyonuyla yapay zekalı insanlar yaratıp onların simülasyon olup olmadıklarını anlayıp anlayamadıklarına bakmak isterdim *

  • tam türk-islam sentezi ile harman olmuş mhp'li aile tablosu.

    kolunda arapça dövme ile babasını yanına alarak yaptığı videoya "selamın aleyküm" diye başlayıp pavyon puanlıyor.

    şimdi bu ikisine sorsan lgbt, netflix falan türk aile yapısını bozuyordur.

    ama am üstünde fındık kıran babanın oğlu ile inandığı allah'ın adını anarak pavyon turu atmasında sorun yok. ccc reyiz.