hesabın var mı? giriş yap

  • sam gizem 20 yaşında, kuralların sınırlar belirlediğine ve kurallar olmadan dans etmenin yaratıcılığını harekete geçirdiğini savunuyor.

    “benim tutkum özgürlük. kendimi en özgür hissettiğim an, dans ettiğim her an. müzik başlar, bir ritim yakalarım ve ona bedenimle eşlik ederim. kendimi kurallar olmadan ifade etmek istiyorum. bu yüzden serbest stil dans ediyorum. çünkü kurallar yoksa yaratıcı olmak zorundasın ve bunun da bir sınırı yok. dans ederken bir sonraki hareketimin ne olacağını bazen ben bile merak ediyorum. sınırları zorlamayı, kendimi şaşırtmayı seviyorum. sen de kendini keşfetmek istiyorsan çık oyna.

  • marksizm'in ilk büyük pratiği.

    94. yılında ekim devrimi'ne ilişkin şu notları çıkarabiliriz:
    - bolşevikler işçilerin, yoksul köylülerin ve askerlerin ağırlıklı kesiminin desteğiyle merkezi iktidarı ele geçirdiler.
    - öncü parti'nin önderliğinde rus emekçileri dört yıl boyunca emperyalistlere ve büyük burjuvazinin ve gericiliğin güçlerine karşı devrimci vatan savunması savaşı verdiler.
    - rusya'yı savundukları strateji ve siyasal programla ancak bolşveikler birleştirebilirdi ve onlar birleştirdi.
    - devrim, kapitalist gelişmişlik bakımından batının en geri, doğunun en ileri ülkesinde meydana geldi. bu durum devrimin batıdan doğuya kaydığının, "emperyalizm, milli kurtuluş savaşları ve emekçi devrimleri çağı"nın başladığının da göstergesiydi.
    - devrim artık 19. yy. devrim stratejisinde olduğu gibi ülke içindeki burjuvazi-proletarya kamplaşmasının bir sonucu olarak değil, emperyalist cephe zincirinin en zayıf halkasının kırılması sonucu meydana gelecekti ve ekim devrimi bu yeni durumun miladı oldu.
    - ekim devrimi, revizyonizm ve bilimsel sosyalizm arasındaki mücadeleye hayatın verdiği devrimci cevap olarak da tarihe geçti. emperyalist savaşın başlamasıyla kendi emperyalist ülke burjuvazilerinin geri kalmış ülkelere uygarlık getirdiğinin savunan sahte sosyalistlere karşı duran bolşevikler, 2. enternasyonal partilerinin sahte vatan savunması propagandalarına karşı etkin bir mücadele verdiler, ezilen ulusların ve türkiye'nin vatan savunmasını eylemli olarak desteklediler.
    marksizmin dogmalaştırılmasına karşı yeni bir teorik atılımın öncülüğünü lenin önderliğindeki bolşevikler gerçekleştirdi.

  • yine kendilerine yakışan bir açıklama yapmışlardır. yanlarındayız. asla pes etmeyeceğiz.

    "türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terör örgütü kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme."
    ne mutlu bizlere ki, isnat edilen bu suçlamalar içerisinde halkı gece - gündüz, çoluk - çocuk, genç - yaşlı demeden gaza boğmak yok !
    bir tenhada acımasızca, hunhar bir şekilde bir genci döverek öldürmek yok !
    "üç tane sıktım" yok !
    çatıdan adam atmak yok !
    ondördünde fırına "ekmek" almaya giden kara kaşlı bir fidanın onbeşinde, onaltı kilo toprağa verilmesi yok !
    hırsızlık, yolsuzluk yok !
    "bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil, eylemin ardındaki niyet belirler."
    yukarda yer alanlar kimin niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
    hayatın kendisini gerçeğe çok yakın kılmak gibi bir derdi yoktur, hayat gerçeğin ta kendisidir.
    16 aralık'ta deplasmana gidiyoruz;
    adalet için, hukuk için, vicdan için, ülkemizin yarınları için gidiyoruz.
    van'da üşüyen, soma'da ağlayan çocuklar için...
    sokak köpekleri için, yetimler için, yaşlılar için gidiyoruz.
    karadeniz'e dere olmak için gidiyoruz.
    bizi kanser eden bu hukuksuzluğa ilik bulmak için gidiyoruz.
    tribüne çıkmak bizim için bir davadır, beşiktaş davasıdır.
    gittiğimiz her yerde bu dava için haykırmaktan geri durmayız.
    16 aralık deplasmanında da o mahkeme kürsüleri bizim için insanlığın davasını haykıracağımız bir tribündür.
    bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
    asla pes etmeyeceğiz, haramilerin sofrasına diz çökmeyeceğiz.
    çarşı"

  • burda mallarını kiraya verip almanya’da sosyal yardım alma devri bitti. bitti o iş.

    derhal ülkeye dönün bu güzel vatanda hep beraber yaşayalım. eurosuz, reisimizin uygun gördüğü şekilde.

    edit: aranızda hala ironiyi bilmeyenler var.
    edit: fikrinizi merak etsem tek tek mesaj atarım sen bu konuda ne düşünüyorsun diye. dolayısıyla fikirlerinizi bana göndermeyin.

    ayrıca uzun lafın kısası;
    (bkz: #112945024)

  • cezzar ahmet paşa, bosna'da doğdu. 23 nisan 1804'te akkâ'da öldü. napoléon bonaparte'a karşı akkâ kalesi'ni savunmasıyla ünlü osmanlı veziridir. sayda bölgesindeki çatışmaları yatıştırarak, çeyrek yüzyılı aşkın süre tam bir egemenlik kurmuştur.

    gençliğinde istanbul'a giderek hekimoğlu ali paşa'nın hizmetinde bulundu. 1750'ye doğru mısır'a giderek kölemen beyi abdullah'ın hizmetine girdi. cidde yöresinde ayaklanan bedevilere karşı yapılan çete savaşlarına katıldı. abdullah bey'in öldürülmesine misilleme olarak 70 kadar bedeviyi öldürdü. bu nedenle kendisine arapçada "deve kasabı" anlamına gelen cezzar lakabı takıldı. daha sonra beyrut ve sayda hâkimi emir mansur'un ardından şam muhafızı osman paşa'nın hizmetinde bulundu.

    1775'te zahir ömer ayaklanmasının bastırılmasında büyük başarı gösterince akkâ muhafızlığına, kısa bir süre sonra da vezirlik verilerek sayda beylerbeyliğine getirildi. lübnan, ürdün ve filistin'deki karışıklıkları yatıştırdı. bu başarıları nedeniyle şam beylerbeyliğine atandı. napoléon bonaparte komutasındaki fransız ordusu1798'de mısır'ı işgale başlayınca, osmanlı devleti cezzar ahmed paşa'dan bölgede yığınak yapmasını istedi. bu arada bonapart, el-ariş, gazze ve yafa'yı işgal etmiş, mart 1799'da akkâ önüne gelmişti. ancak, iki aydan fazla süren kuşatma, osmanlı donanması ve nizam-ı cedid ordusundan destek gören cezzar ahmet paşa'nın güçlü savunması karşısında başarısızlıkla sonuçlandı. napoléon, 21 mayıs 1799'da akkâ'dan çekilmek zorunda kaldı.

    cezzar ahmed paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan napolyon'un "akka’da durdurulmasaydım, bütün doğu’yu ele geçirebilirdim!.." sözü kaydedilmiştir. cezzar ahmed paşa ise 1804'te ölümüne değin akkâ beylerbeyliği görevini sürdürmüştür.

    kaynak wikipedi