hesabın var mı? giriş yap

  • şu ekşicilerin dünyanın gaz ve toz bulutu olduğu zamandan beri her şeye şahit olup çok iyi biliyor olmasına da ayarım.adam gelmiş howard daha iyidir demiş evet öyle düşünebilir bunda bir problem yok.sonuçta ikisini de izleyebiliyoruz.aynı dönemin kalecileri olduğu için değerlendirebiliyoruz falan.

    sonra pezevengin biri çıkıyor 1950'li yıllardan bir kaleciyi yazıyor millete cahil diyor falan.50'li yıllar lan hayvan herif 90'lar romantizmi falan yapsan bir nebze anlarız.bak 50'li yıllar diyorum.inönü hala hayatta mesela ikinci dünya savaşı biteli 10 sene olmamış.adama sorarlar sen daha babanın taşağında bile değildin adamı canlı izlemeyi geç tekrar maçlarını trt arşivinden 3 dakikalık görüntüler halinde zor buluyorsun ne halt etmeye adamın adını yazıp show yapmaya kasıyorsun dümbük.bir de subjektif bir konuda en iyisi bu demiş ölür müsün öldürür müsün?

    o dönemin futbol kalitesi falan gibi teknik mevzulara hiç girmiyorum bile.sigara içen futbolcuların göbekli kalecilerin falan dönemi.

    allah rızası için şu adamlara biraz ilgi gösterin,sevabına iki bira için karşılıklı falan da burada saçma sapan ilgi çekmeye çalışmasınlar.vardır öyle iyi ekşiciler değil mi?başını falan okşayın şu arkadaşların arada aferin sen en mükemmelsin falan deyin.

    umarım ironi falan yapmıştır da ben anlamamışımdır.

    tanım:milyonlarca euro kazanan zengin bir alman kaleci.

  • olasılık ve istatistik üzerine çalışmalar yapmış ve tam da öleceği gün olarak hesapladığı 27 kasım 1754 gününde ölmüş olan fransız matematikçi abraham de moivre'dır.

    abraham de moivre fransa'da protestan bir ailenin çocuğu olarak doğmuş ve henüz çocukluk yıllarında matematik ile hollandalı matematikçi christiaan huygens'in yazdığı ve cardano'nun kitabından önce yayınlandığı için o zamanlar dünyadaki tek olasılık kitabı olan de ratiociniis in ludo aleae isimli kitabı okuyarak tanışmıştır.

    bu kitaptan etkilenen de moivre, hayatını bir matematikçi olarak geçirmeye karar vermiş ve her ne kadar diğer alanlar üzerine çalışmayı sürdürse de olasılığa ayrı bir ilgi duymuştur.

    moivre, kral 14. louis'nin protestanlara karşı pek de hoşgörülü olmayan politikalarından dolayı fransa'yı terk edip ingiltere'ye yerleşmiş ve ingiltere'de yaşadığı dönem parası olmadığından geçinebilmek için zenginlerin çocuklarına özel matematik dersleri vermek zorunda kalmış.

    moivre'ın verdiği dersler sürekli olarak onun bir yerlerden bir yerlere seyahat etmesine ve boş vakte sahip olmamasına sebep olsa da matematik öğrenme konusunda azmini hiçbir zaman yitirmeyen adamcağız ders aralarında çaktırmadan okuyup bir şeyler öğrenebilmek için isaac newton'ın yakın zamanda yayınladığı orijinal ismi philosophiæ naturalis principia mathematica, türkçe çevirisi ise doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri isimli kitabın sayfalarını cebinde dolaştırırmış.

    bu çalışma azmi sayesinde her ne kadar çalışmak için çok az vakte sahip olsa da zamanla matematikte ilerleme kaydetmiş ve hatta dönemin büyük insanlarından olan, newton'ın kankası edmond halley ile arkadaşlık kurmuş ve halley aracılığı ile daha sonra newton ile de arkadaşlık kurmuş.

    o dönemler newton ve halley ile çalışmalar yapmış, hatta newton'ın şu girdide bahsettiğim fluxion çalışmalarını binom dağılımından çıkarıp multinom dağılımına genişletmiş.

    tüm bunlara rağmen fransız kökenli olduğu için ingiliz akademisinde rahat koşullarda çalışmasına imkan tanıyacak bir pozisyon edinememiş, önü asla açılmamış. bahtsız matematikçi bu sebepten tüm çalışmalarına, azmine ve prestijine rağmen zengin çocuklarına ders verebilmek için sağda solda koşturup durmuş, fakirlik çekmiş ve hatta para kazanabilmek için bahisli satranç bile oynamış.

    çok fazla anlatılan ve günümüzde tartışmalı olsa da genellikle doğru kabul edilen bir hikayeye göre de moivre yaşlandıkça bu hayat temposunu kaldıramamaya başlamış ve tıp literatüründe letarji olarak bilinen ağır bitkinlik-yorgunluk rahatsızlığına yakalanarak her gün uyku süresinin yaklaşık 15 dakika arttığını fark etmiş. bunun üzerine zaten olasılık ve istatistik ile ilgilendiği için bu türden hastalıkların ortalama ölüm süreleri hakkında bilgi edinmiş ve kendi ölüm gününün kendi hastalığının seyri üzerinden bir olasılık hesabıyla 27 kasım 1754 gününe denk geleceğine karar vermiş. bu hesaba göre de moivre, sürekli 15 dakika artan uyku ihtiyacı 24 saati bulduğunda artık vücudu durumu kaldıramayacak ve ölecekmiş. işe bakın, adam tam da 2-3 ay öncesinden söylediği günde, söylediği sebepten ve söylediği şekilde ölmüş.

    bu konudaki görüşlerden biri de moivre'ın aslında ölüm tarihini hesaplamadığı, sadece herhangi bir tarihte öleceğini kendisine şartladığı için placebo etkisinin sağlığa zararlı versiyonu olan nocebo etkisi sebebiyle ölmüş olmasıdır

    ancak bu konuda söylemek istediğim iki şey var:

    birincisi bu adamın öyle rastgele bir tarih seçip de "ben bu tarihte ölürüm kesin öyle hissediyorum" diyecek kadar boş bir adam olmaması. yani eğer adam 27 kasım tarihinde ölmesinin daha olası olduğunu söylüyorsa boş yere söylemiyordur, bir bildiği vardır. neden böyle söylediğimi görmek isteyenler yazının sonuna bırakacağım de moivre olasılık çalışmalarını inceleyebilir.

    ikincisi ise adamın şartlandığı için öldüğünü kabul etsek bile bu durumun sadece daha havalı bir durum olması. çünkü düşünsenize, siz olasılık üzerine çalışan bir matematikçisiniz ve yaptığınız hesaba o kadar güveniyorsunuz ki yaşanacak bir olayın yaşanacağı yoksa da siz öyle olmasını uygun gördüğünüz için öyle oluyor. yani bence bu daha havalı.

    ileri okuma için:

    mathshistory biyogafi

    de moivre wiki

    de moivre - laplace olasılık teoremi

    nocebo etkisi

  • hani bir kesim var ya, güdüldükleri adamları çok iyi birer hatip, çok iyi birer konuşmacı olarak betimliyorlar, oysa ki bağırmaktan veya ağlamaktan başka birşey yapmayan adamlar onlar..

    işte o adamlar, rutkay aziz'in altın portakal'da yaptığı konuşmayı, prompter'sız, kağıtsız 10'da biri olacak şekilde yapabilsin, dişimi kırarım..

    içeriğine, goethe'den örneklerine falan hiç girmiyorum bak..

  • bunlar vurduğu her rus savaş aracını "x ülkeden gelen/alınan y silahıyla vurduk" diyorlar mı yoksa bu haberler sadece bayraktar'a özel mi yayılıyor? bu yapılan büyük yanlış.

  • kaş'tan bildiriyorum. burada da ısırılanlar var. genel olarak, yeter amk yumurtlayacak yer bırakmadınız demiş olabilir arkadaşlar. eleman yüzlerce binlerce yıldır yüzdüğü yerde algida çubuğu görünce sinirleniyor tabi. sonuna kadar destekliyorum. ısıran dişleriniz dert görmesin arkadaşlar.