hesabın var mı? giriş yap

  • refika’nın tarifleri yapınca güzel olmuyor. ben bunu 12. denememden sonra eşim ellerimi tutup gözlerime bakarak “refika ile olmuyor” demesinden anladım. bir süre ona konduramadım ama sonra düşününce kavradım ki cidden güzel olmuyor tarifleri. özel bir aurası var. o etki alanından sıyrıldığınızda bunu fark ediyorsunuz. ülkemiz için kıymetli bir renk ama izlemelik.

    arda ise çok başarılı. ne diyorsa koyuyorum; içime sinen bir lezzete ulaşıyorum.

  • cahil cesareti değil de, acemi askerlere komutanlar tarafından yapılan "git bak bakalım ben orada mıyım?" gibi bir çeşit eşek şakasıdır.

    şurada bir takım örnekleri var;

    https://en.wikipedia.org/wiki/fool's_errand

    bir tanesi şöyle;

    1920'lerde general electric'te işe başlayan genç mühendislere kıdemli mühendisler tarafından sırf dalga geçmek amacıyla (bkz: ızdırap olmak) "bir ampulun camını içten buzlama" görev verilirmiş. o zamanki teknik ile bunu başarabilmek mümkün olmadığı için görevi alan yeni mühendisle "ne oldu lan, buzladın mı ampülleri" diye taşşak geçilirmiş. (ge dedik, yapılan eziyete bak...)

    1925'te marvin pipkin adlı bir mühendis de bu şakaya maruz kalmış, ama iş arkadaşlarının kendisiyle dalga geçmek amacıyla bu görevi kendisine verdiğini anlayamamış garibim. oturmuş ciddi ciddi nasıl yaparım diye çalışmaya başlamış.

    o zamanlar (belki de hala) ampül camlarına içten bir asit uygulanarak ufak çatlakların doldurulması işlemi yaygın bir işlemmiş. bu işlem sırasında, aslında tam da istendiği gibi, ampül sanki buzlanmış gibi görünüyormuş. ama bu işlemi uzatırsanız ampül camı zayıflayarak kırılıyormuş. ayrıca o asidi temizlemek için kullandığınız daha zayıf olan ikinci asit uygulandığında cam tekrar saydam hale geliyormuş.

    bir gün marvin'in deneyleri sırasında tam ikinci asidi ampüle doldurup temizleme işlemine başlamışken muhtemelen başka bir mobbing için telefonu çalmış. (bkz: ahizeye üfler misiniz) marvin telefonda konuşurken ampüle döktüğü ilk asidi temizlemek için kullandığı ikinci asidi yeterince uygulayamamış ve o ampül bir müddet öyle kalmış.

    ertesi gün marvin, e tabi canı sıkkın bir şekilde "ulan acaba mühendisliği bırakıp kasabada şerif mi olsam" düşünceleriyle işe geldiğinde, tam temizleyemediği ampülü kazara masadan yere düşürmüş. bir de bakmış ki ne görsün, ampül yere düşünce kırılmayı bırak bir kaç kez yerde sekiyor. yaptığı iki kere asitleme işlemi hem içten buzlu görüntüyü sağlamış hem de camı daha da sağlam yapmış.

    bunun üzerine marvin 3 tane daha ampül hazırlamış. hepsi aynı sonucu verince arkadaşlarını çağırıp ampülleri gözleri önünde yere atmaya başlamış. eskisinden daha sağlam ve içten buzlu ampüllerin yerde sekişini izleyen iş arkadaşları marvin'e sigara ikram edip helallik istemişler.

    ampül marvin, olmuş sana marvin bey.

    "ne anlatıyor lan bu" diyenler için;
    görsel

    olayın teknik ama ingiliççe açıklaması;
    https://en.wikipedia.org/…in#light_bulb_innovations

  • yine de efsane olsun olmasın bütün michael'ler bir araya gelse arif'in o şutunu çıkaramazlar.

  • ne otoyollarda ne şehirlerde 0 takip mesafesiyle araba kullanan gerizekalilar olduğu sürece her zaman yaşanacak facialardan sadece biri.

    edit: bir üstteki yazarın tüneldeki hız sınırının 70 km/h olduğu vurgusu gerçekten belki de en önemli şey. tünelden her geçtiğimde 70le giderken tüneldeki en yavaş aracın ben olduğum gerçeği de oldukça acımasız ne yazık ki.

  • şu moron kadronun ve türevlerinin resmen bir kere geldiğim dünyayı bana zehir etmesini, seçimleri yüzünden gençliğimi geleceğimi hiç etmelerini aşamıyorum sözlük..

  • yine olan gerizekalılara oldu :)

    edit : başlığı açan kaçmış bana kaynak sormayın .

    şöyle bir kaynak buldum : https://habermotto.com/…im-konkordato-mu-ilan-etti/

    hatta yazarda ünlü oldu gazetelere çıkmış

    ekşi sözlük yazarı theserial’in iddiaları sonrası türkiye gündemine hızla yerleşen habere şirket kaynaklarından yalanlama geldi.

    eminevim’in konkordato talep ettiği haberlerini yalanlayan şirket kaynakları, iddiaların gerçek dışı olduğunu ifade ettiler.

    edit 2 : '' yine olan fakire oldu'' yorumuyla dalga geçmek için yazmıştım o da kaçmış

  • işyerinden bir arkadaşımla otobüsteyiz. ben cam kenarındayım, dalmışım, müzik dinliyorum.

    - ne dinliyorsun?
    - (kulaklığı çıkar) ney?
    - ne dinliyorsun?
    - müzik dinliyorum.
    - kim?
    - teoman.
    - hee tamam, devam et sen.
    - tamam.

    bir süre sonra:

    - teoman'ın bi şarkısı vardı ya hani?
    - (kulaklıkları çıkar) efendim?
    - teoman'ın diyorum bi şarkısı vardı.
    - evet?
    - geçen gün dilime dolandı, bi hafta aynı şarkıyı söyledim durdum.
    - öyle mi? hangisiydi?
    - şeydi. ıı... şey. çıkaramadım şimdi.
    - hmm.

    bir süre sonra:

    - rüzgar gülü nasıldı? mırıldansana biraz.
    - rüzgaar gülü rüzgaar gülü... hiç ölümü düşündün mü? bir yaz günü bir yaz günüü...
    - ı ıh cık bu değildi.
    - düet miydi?
    - yok düet değil, teoman tek söylüyor.
    - paramparça mı?
    - nasıldı o? mırıldansana biraz.
    - bir bar taburesi üstündeee babamın öld...
    - ı ıh cık bu değildi.
    - gönülçelen mi?
    - nasıldı o? mırıldansana biraz.
    - gönülçeleeen gönülçeeleeennn...
    - yok bu da değildi ya.
    - neyse koray, hatırlarsın bi ara. zaten böyle şeyler bi anda gelir aklına, düşününce bulamazsın.
    - sağol keyfe yani çok yardımcı oldun!
    - abi sordum o değil bu değil, hatırlamıyorsun ben ne yapayım?
    - bi iki tane daha söyle, bulacam. hissediyorum.
    - (öff pöff) kupa kızı sinek valesi mi?
    - hayır ya! ne alakası var ya?
    - e olm teoman şarkısı işte... meşhur.
    - nasıldı o? mırıldansana biraz?
    - baksana, sen teoman'ı tanıdığına emin misin?
    - eminim tabii.
    - hee. aklıma başka şarkı gelmiyor. gelince söylerim.

    bi süre sonra...

    - ben bulamadım. sen buldun mu?
    - neyi?
    - aklıma takılan şarkıyı?
    - koray şarkı senin aklına takılıyor, zihni ben kurcalıyorum. bence bi sonuç alamayız bundan.
    - off ya... neydi o şarkı?

    yol bitmeye yakın:

    - buldum. iki yabancı! birlikte ama yaaalnız ikiiii yabancııııyız.
    - (ulan) hani düet değildi?
    - düet mi de bu?

    ...

    teoman müziği boşuna bırakmadı, arkadaşlar.