ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin en kötü sinema ve dizi oyuncusu
-
(bkz: sinem kobal) üstüne tanımam. bir de yapılı dişler, estetikli surat olmayan yeteneğine yerde kurşun sıkmış.
cetvelin üzerindeki anlamsız delik
-
bir yerlere asabilesin diye olmasın?
ülkedeki tüm billboardlara asılması gereken söz
marmaray'ın ilk günde arızalanması için ne dediler
-
"olm elektriginiz var kesiliyor diye agliyorsunuz lan."
- somali basbakani
pakistan'da tecavüze tecavüz cezası
-
mustafa kemal atatürk'e aldığımız her nefeste neden minnettar olmamız gerektiğini gösteren bir başka uygulama.
düğünler iptal olunca millete çemkiren kezbanlar
-
bu kezbanların yaşam amacı düğün yapmak can damarlarını kestiniz.
edit:
(bkz: sma tip 1 hastası ada'ya umut ol kampanyası)
mühendis fıkraları
-
bazıları her ne kadar komik olsa da, fıkrayı dinledikten sonra davut güloğlu ile beraber katula katula gülsem de, günlük hayatta fıkrada anlatılanın aynısını yapıyor olmam ile beni benden alan, bana hayatı sorgulatan fıkralardır..
mesala günlük hayatta aynısını uyguladığım mühendis fıkralarından birisini örnek verelim;
--- spoiler ---
bir mühendis uçakla seyahat edeceği zaman çantasında mutlaka bir tane bomba taşırmış.. bir gün bunu farketmişler ve sebebini sormuşlar mühendise..
o da durumu şöyle açıklamış;
- bir uçakta bir tane bomba bulunma olasılığı (bkz: olasılık) hesaplarıma göre 1/1000'dir.. ancak 2 tane bomba bulunma olasılığı da 1/1000 x 1/1000 yani 1/1000000 'dur.. ben yanımda her zaman bir bomba taşıyarak, uçakta ciddi bir terörist bomba bulunma olasılığını 1/1000'den 1/1000000 'a düşürüyorum..
--- spoiler ---
ehh, şimdi bu fıkrayı okuyan bir insan "hay aptal seni ahahaha" diye gülebilir.. ki ben de öyle yapmıştım ilk okuduğumda (bkz: bilim ve teknik dergisi)..
ancak insanın bu mühendis aptallığını günlük hayatta kendisinin de yaptığını yakalaması fıkradan daha komik oluyor..
mesala bir eşyanız çalınmıştır.. "ehh bir kere eşya çalındı, aynı kişinin iki kere eşyasının çalınma olasılığı, hiç eşyası çalınmamış birisinin hırsızlığa uğrama ihtimalinin karesi kadardır.. nasolsa bir kere hırsızlığa maruz kaldım, artık eşyalarımı daha rahatça ortada bırakabilirim".. evet cidden farkında olmadan bunu uyguluyorum günlerdir.. evet sayısal zeka karakterliyim.. evet obsesifim..
veya bir kere trafik kazası geçirmişsinizdir.. "bir kere trafik kazası geçirmiş insanın ikinci kere trafik kazası geçirme olasılığı, hiç trafik kazası geçirmemiş insanın trafik kazası geçirme olasılığının karesidir" diyerek trafikte artık daha rahat, yaldır yaldır, daha dikkatsiz gezmeye başlıyorum.. çünkü bir kere kaza geçirdim ve ilerideki hayatımı matematiksel sigortaya aldım * * *
nrcnsnnmnkymmthtsnbrrspccğsn
-
sesli güldürmüş olaydır.
bu yüzden hapse girse içerdekilere olayı nasıl açıklayacak adam onu merak ediyorum.
- sen neden yatıyorsun?
+adam yaralama.
+abi sen neden yatıyorsun?
-snnmnkym.
tacizci adamın aile boyu tecavüze uğraması
-
gidersin, adamı bir temiz döversin sonra adli makamlara bildirirsin.
savunulacak hiçbir yönü olmayan bir bir olaydır. gerçekleştirenler ağır ruh hastasıdır.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
kahramanımız ve kuzeni 5 yaş grubunda, anasınıfına devam etmektedir, kahramanımızın kendisinden 5 yaş büyük ablası da aynı okulun ilkokuluna. okul, lise, ilköğretim ve anasınıfının birlikte eğitim gördüğü geniş çaplı bir okuldur. 10 kasım törenleri öncesi, abla törende okuyacağı şiiri evde yüksek sesle ezberlerken, kahramanımız ve kuzen de, bir an önce büyüme isteği ve heyecanıyla aynı şiiri ezberlerler. aynı abla, din dersi için sübhaneke'yi de ezberlemiştir, tabii bizimkiler de onunla birlikte...
10 kasım törenlerinde tüm okul bahçeye dizilip lise ve ilköğretim sınıflarından öğrenciler, dramalarını yapar, şiirlerini okurlar, öğrenciler ayrı ağlar, öğretmenler, veliler ayrı... tören sonunda okul müdürü, anasınıfındaki yavrucakları da taltif etmek ister, "anasınıflarından da şiir okumak isteyen varsa memnun oluruz" tadında bişeyler geveler.
kahraman ve kuzen, heyecanla el kaldırırlar, sahneye koşarak çıkar ve yanyana dikilirler. mikrofon boylarına göre ayarlanır. bizimkiler aynı anda başlarıyla selam verip başlarlar şiire(!):
sübhaneke!
sübhaneke
allahümme
ve bihamdik....
tüm okul kopar, 10 kasım ciddiyeti yalan olur...
acayip samimi ve dobra röportaj veren sivaslı kız
-
(bkz: ama kafamız nasıl güzel)
şeyma subaşı'nın direk dansı yapması
-
elektrik direğine tırmanan tedaş personeli gibi olmuş. o nasıl bir estetiklikten uzaklıktır?