hesabın var mı? giriş yap

  • bitirdiği bölümle alakalı bir işte çalışamayan onlarca insandan biriyken, tam da deneyimsiz insanları işe alıp eğiten bir seyahat acentası bulmuştum ikda. hemen başvurdum tabi. görüşmeye çağrıldığımda elime o sayfalar uzunluğundaki başvuru formlarından biri sıkıştırıldı.
    formu doldurup bekleme odasında diğer insanlarla kanka olacak kadar uzun süre oturup, yaklaşık 8 ayrı görüşmeden geçtikten sonra; genel müdürün karşısına çıkmaya hak kazanan sınırlı sayıdaki insandan biriydim.
    müdür sıfatını taşıyan adam, önce uzun uzun başvuru formumu inceledi. 3-5 genel sorudan sonra sordu:
    "baban ne iş yapıyor"
    kitapçık halindeki başvuru formunda tabii ki aile fertlerinin adları, meslekleri, bitirdikleri okul gibi sorular da mevcuttu ki; o zamanlarda takriben 8 sene önce ölmüş babamın adından başka bişey yazmak saçma olurdu forma.
    "babamı 8 sene önce kaybettik efendim"
    "hmm. başınız sağolsun.ne iş yapardı"
    "heykeltraştı"
    "nerden mezundu peki"
    "tatbiki güzel sanatlar"
    "deden ne iş yapardı "
    (allah allaahh. adam sülalemi araştırmaya başladı...)
    "ressamdı efendim"
    "tabii yaa. doğru"
    (ne ki şimdi bu?)
    "vay bee. vefat etti demek.
    (nası yani??)
    ...biliyo musun biz senin babanla arkadaştık. hatta bi ara beraber bir serigrafi atölyesi bile açmıştık"
    !!! (dumur)
    "ciddi misiniz? ne zaman?"
    "78-79 seneleriydi. daha bitirmemişti baban okulu. sonra çok iş yapamadık kapattık. nası vefat etti peki?"
    " şimdi şööle ki...."
    muhabbet burdan sonra uzar, gider. işle ilgili tek bir cümle bile kurulmaz. ne nerde okuduğumla ilgilenir, ne amaçlarımla ne de ideallerimle - babamın eski arkadaşı. iş görüşmesi yerini eski günlere yapılan bi yolculuğa bırakır. gitme zamanının geldiğinin hissedildiği anda iki tarafın da gözleri yaşlı, sesleri tirektir.
    teşekkür edip ayrılmak için kalktığımda gözünden sevinçle karışık üzüntü okunur müdür insanın. bense çıktıktan sonra muhasebesini yaparım babamın o eski ama hayatını kariyer uğruna sanatından mahrum bırakmış arkadaşıyla; istediği gibi yaşayıp bu dünyadan göç etmiş sevgili babamın hayatının...

    yıllar sonra gelen edit: arada hikayenin sonunu merak edip işe başladın mı diye soranlar oluyor. cevabım hayır çünkü mevzu bahis yerden haber geldiğinde, başka bir yerde çalışmaya başlamıştım bile çoktan..

  • öğretmen derste sormuş:
    - "çocuklar dil balığı neden yassıdır?"

    önden biri parmak kaldırmış:
    - "hocam bana amcam anlatmıştı balinanın teki buna bi kaymış, yassılmış."

    ögretmen kızmış ve
    "bir daha böyle terbiyesizlik yaparsan seni sınıfta bırakırım" demiş.

    ertesi gün öğretmen tekrar sormuş:
    -"peki ıstakozun gözleri niye dışardadır?"

    aynı çocuk yine parmak kaldırmış:
    - "hocam onu da amcam anlatmıştı, o sırada ıstakoz da ordaymış"

  • sen almanya'da çalışıp çil çil avroları biriktir, tatile giderken pintilik edip mehtap family diye otel seç.

    çok da güzel iyi olmuş bence dediğim, rezalet olmayan olay.

  • hata yapan biridir. nasıl mı? cem garipoğlu, rüzgar çetin gibi varlıklar anne baba hatasıdır. veliaht prens muamelesi yaptıkları, tüm dünyanın çocuklarının etrafında döndüğü hissini onlara veren anne baba hatası.

    ve senin oğlunun ismi cem garipoğlu'nun ismi ile aynı cümlede geçiyor sinan çetin. çünkü sen oğlunu, cem garipoğlu'nun yetiştirildiği gibi yani yediği tüm haltlarda, yaptığı tüm pisliklerde ailesinin onu kurtarmak için yanı başında olacağını bilerek yetiştirdin. doğruyu öğretmek yerine yanlıştan nasıl yırtacağını öğreterek yetiştirdin. ortaya koyduğun müthiş hata için tebrikler.

  • an itibariyle sictigim tespit. bu ne olum la soruyorum bugun ayin kaci 22 diyonuz dun sordum 21 dediniz bugun yine 26 miymis neymis.

    olum niye bitmiyor la bu temmuz?

  • canlı performanları muazzamdır, gelmiş geçmiş en iyi canlı performansları sıralı tam listesine şuradan ulaşılabilir.

    bununla birlikte yılların third man records vault üyesi olarak açılın; telefon olayına açıklık getireceğim.

    blunderbuss döneminden bu yana konserlerinde telefon istemiyor. burada istememekten kasıt; telefonunuzu performansı kaydetme amacıyla kullanmamanız. eski nesiller gibi müzikten keyif almanız. buraya kadar tamam. kendisinin de pek çok konserinde görüldüğü üzere seyirciden rica ediyor ve konser sırasında kalkıp kimse 4k yayın halinde çekmiyor zaten performansı.

    gelin görün ki bu white kişisi şimdilerde kimden akıl alıyor bilemem (muhtemelen tmr'deki ortaklarından kuzeni) ama yeni uygulamayla konserlere telefon alınmayacak. yani içeri telefonunuzla giremiyorsunuz. açıköğretim sınavı değil, evet bir jack white konserinden söz ediyoruz. bu açıklandığından beri third man records üyeleri resmen ayaklanmış durumda.

    çekim yapanlar dışarı çıkarılacaktır veya ondan sonra elinden alınır anlarım; içeri telefonsuz girmek ne demek?!!!?!?

    ayaklanan tmr vault ekibi de sonuna dek haklı. -bana göre yine bir bahane olmasa da- küçük özel bir konser olsa anlaşılabilir ama arena konserlerinde telefonsuz girilmeyi talep edemez.

    daha çok yeni pek çok saldırı gerçekleşti konserlere. seyirci daha yeni bunu üzerinden atıyor, hatta atamadı; hala bir paranoya mevcut.

    terör saldırısı ihtimalini geçtim; tüm izleyiciler özel sağlık sorunlarından veya konsere gelen 12-13 yaşındaki kitlenin başına bir şey gelmesi ihtimalini de söylüyor.

    sonuna kadar haklılar. ve sonuna kadar saçma bir uygulama.

    şu aralar tmr mesaj yağmuruna tutuluyor, bir etkisi olacak mı göreceğiz.

    not: konser biletleri bu kez çok pahalı, laztour'da kendisini canlı izleyenler bile şikayetçi. kaldı ki vault üyelerine bile çok indirim tanınmadı. nedir sorunun jack'ciğim?