hesabın var mı? giriş yap

  • sinif : lise son
    tarih : mezuniyet haftasi
    olay : mezuniyeti kutlamak için okula sampanya getirilir... patlatilip içilmeye baslanir... müdür yardimcisinin sinifa geldigi haber alinir... yakalanmamak için sise pencereden disari atilir... sokakta yürüyen vatandasin basina sise çarpar... vatandas siseyle beraber müdüriyete gider... mezuniyet öncesi son disiplin cezasi alinir... siseyi atan ve arkadaslari okuldan uzaklastirilir...

  • cahil suruler yetisiyor, kadini mal gibi goren, kendisini reddedecek bir iradesi olamayacagini dusunen bir suru barbar yetistiriyor egitim sistemi, toplum. tavuk gibi dogruyorlar sokaklarinda gucsuzleri . böcek kadar deger vermiyorlar kadinlara. guclunun gotunu yalayan gucsuzu bogazlayan, yasatmamaya and icmis bir karanlikla karsi karsiya turkiye.

    (bkz: boyun eğme)

  • çeşitli sosyal etkenler sebebiyle "ortalamanın epey bir üstü" şeklinde de karşımıza çıkabilen ruh hali. bildiğim en güzel örnek at binme geleneğine sahip bir neslin bireylerinin araba kullanmak konusunda, -gerçekten çok kötü kullananlar ve samimi olanlar dışında- çok iyi bir araç sürücüsü olduklarını iddia etmesidir.

  • başlık: ulan hiç unutmuyorum sırf forma alamıyorum diye

    1. atletimi forma yapmıştım o zamanlar 8 yaşında filandım mahallede maç yapacağız beni oynatmıyorlar neymiş formam yokmuş o zamanlar fakiriz tabi amk gittim atletimi çıkardım arkasına "10" bi de "hagi" yazdım. önüne de "marshall" yazdım. ne gülmüştü o. çocukları... neyse yıllar geçti hala fakirim amk bir şey değişmedi her şey aynı... bu da böyle bir anımdı.

  • ben burada ortağa değil katil olan adama aciyorum keşke ikisinin de dünyasını mahkemelerde karartsaydi ama başa gelmeden konuşmak kolay

  • boston şeker pekmezi seli

    15 ocak 1919 günü boston, massachusetts'te, polis memuru frank mcmanus öğle saatlerinde görevi başındayken bir çağrı aldı. birkaç dakika sonra semt polis istasyonunun kendisinden beklediği günlük raporunu bildirmek üzereydi ki alışılmadık bir gürültüyle irkildi. semt istasyonunu çarçabuk geri aradı ve anonsunu geçti: "hemen tüm kurtarma araç ve personelini buraya sevk edin! commercial sokağı'ndan bir pekmez dalgası iniyor!.."

    dakikalar sonra aniden duyulan gök gürültüsüne benzer çatlama sesinin sokakta yankılanmasının arkasından, devasa tankın içerisindeki şeker pekmezi şehrin sokaklarına doğru akmaya başlamıştı. pat. patlayan tank, küçük bir tank değildi. tankın çapı otuz metre, yüksekliği ise on beş metreyi buluyordu. dökme demirden yapılmıştı ve kapasitesi 2.2-2.5 milyon(7,5 milyon litreden fazla) galon civarındaydı. yarılan tanktan sokağa akan pekmez dalgası, beş metreden fazla yükseklikteydi ve tankın çevresindeki bölgede saatte elli beş kilometre hızla ilerliyordu. bu dalgadan kaçabilmek mümkün değildi. her şey bir anda olup bitmişti ve önüne çıkan her şey bu şeker pekmezi selinin içine batıyordu. yaşanan felaket sonucu 21 kişi yaşamını yitirdi, 150 kişi de yaralandı. ölenlerin bazıları pekmezin içinde boğuldu, bazıları ise massachusetts körfezi'ne doğru sürüklendiler.

    yaşamını kaybedenlerin yarısı felaketin yaşandığı gün hayatlarını yitirirlerken; diğer yarısı ise ilerleyen günlerde, ağır yaraları ve enfeksiyonları nedeniyle kurtarılamadılar. tankın patlamasıyla oluşan basınç ve pekmez dalgası, çevredeki binalara, evlere ve dükkanlara da zarar verdi. tankın bir parçasının kolonları devirmesi nedeniyle üzerinden tren geçen bir köprü de kısmen yıkıldı.

    sel durduktan sonra ise kurtarma ve temizlik çalışması başlatıldı. yaralılar ekipler tarafından çıkarıldı. at arabaları bile pekmeze saplanıp kalmışlardı. onları oldukları yerden çıkarmak mümkün olmayınca atları vurmak zorunda kaldılar. yangın musluklarından gelen tazyikli su bile pekmezi temizlemeye yetmeyince şehre körfezden taşınan deniz suyu püskürtüldü. şehrin sokaklarını, sinemalarını, işyerlerini, otomobillerini ve evlerini şeker pekmezinden tamamen arındırmak altı aydan fazla sürdü. sokaklar, caddeler bu süre boyunca hep kahverengi kaldı. sonraki otuz yıl boyunca da sokaklardan ve kaldırım taşlarının arasından şeker pekmezi çıktığına dair haberlerle karşılaşıldı. felaketten sonraki her sıcak yaz gününde halk sokakların hala şeker pekmezi koktuğunu söylüyordu.

    uzmanlara göre pekmez seline kapılan insanların kurtulma olasılığı yoktu. su moleküllerinden 5-10 bin kat daha yapışkan olan pekmezin içerisinde, yüzme bilenlerin bile yüzebilmeleri mümkün değildi.

    felaketin arka planında iki ayrı sebep bulundu. bunların ilki, tankın 13 temmuz'da tam kapasiteyle(aşırı) doldurulmasıydı. fermantasyon sırasındaki karbondioksit artığı da, tankın içindeki basıncın artmasına ve patlamaya neden olmuştu.

    ikinci nedense hava şartlarındaki ani değişiklikle ilgiliydi. bir önceki gün hava yalnızca iki dereceyken kaza günü mevsim normallerinin üstüne çıkarak kırk dereceye yaklaşmıştı. birçok kişi bu ani değişim sonucunda şeker pekmezinin genleşmesiyle tankın aşırı basınca maruz kaldığını düşünüyordu. tankın sahibi the united states industrial alcohol co'nun teorisi ise bambaşkaydı. mahkemeleri uzun yıllar meşgul eden dava sürecinde şirket, tankın patlamasının bir sabotaj sonucu gerçekleştiğini iddia ediyor ve kesinlikle sorumluluk kabul etmiyordu.

    şirketin bu iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt bulunmadığından mahkeme 1925 yılında kazanın sadece yapısal dayanıksızlıktan kaynaklandığına karar verdi. içki fabrikası yaklaşık bir milyon dolar para cezası ödemeye mahkum edildi.

    kaynak: bütün dünya, sayı:2014/12, sayfa:92.

    *