ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ursula k. le guin
-
zamanında harry potter çılgınlığı sürerken, ursula k. le guin ile bir röportaj yapılır;
- sizin yerdeniz büyücüsü kitabınızda da yetim bir çocuk var ve büyücü olduğunu keşfedip bir okula gidiyor; j. k. rowling’in harry potter serisinde de aynısı oluyor ve harry potter kitapları patladı. buna hiç kızıyor musunuz veya içerliyor musunuz?
- tabii ki hayır. bu şanstır neticede. kendisi de hikâyelerini güzel bir şekilde kaleme alan başarılı bir yazar.
hakikaten de le guin, bu tarz fantastik bir dünyayı bizlerle rowling’den önce tanıştırmış olmasına rağmen, rowling milyarder olurken kendisi normal yaşantısını sürdürmüştür ve bunu hiç dert etmemiştir. “ne kadar büyük bir yazarmış,” demek için değil, şansın bazen kimlerin yüzüne gülüp kimlere gülmediğini belirtmek için yazdım bunu. kaldı ki kendisi de edebiyat dünyasında hayli saygın bir yazar idi.
ışıklarda uyusun...
sözlükçülerin en tuhaf takıntıları
-
marketlerde satılan şu 32'lik falan kocaman paketli tuvalet kağıtları var, onları satın alamıyorum. sanki her gören "oha lan, o nasıl bir sıçmak öyle" diye düşünecekmiş gibime geliyor, utanıyorum. ikililerden alıp çıkıyorum.
zaytung'un erol büyükburç esprisi
-
"bu sefer olmadı zaytung, üff :((" tipi yorumları içim kaldırmıyor artık. abi her espri size komik gelecek diye yapılmıyor, hatta bazıları sinir bozucu da olabilir. bazısı kırıcı olabilir. mizah herkesi güldürecek; ama kimseyi rahatsız etmeyecek bir şey değil.
içim şişti, yaşlı dedeler gibi yorum yapmayın artık.
türkiye'deki kokuşma ve çürümenin asıl nedeni
-
bence en büyük sebebi 80 darbesidir. o günden sonra sağcısı da solcusu da sadece çıkarı için çalışılmıştır. ülke kimsenin umurunda olmamıştır. çıkar imparatorluğunun zirvesi de akp dir. hiç bir akpli sadece dindar diye akpli değildir. hepsinin bir çıkarı vardır. bu da ülkeyi batırma noktasına getirmiştir.
avrupaya giden doktorların pasaportu iptal edilsin
-
bak cahil arkadasim, kimse bu ulkede bedava yasamiyor. her insanin annesi, babasi, akradasi vs.. esek gibi vergi oduyor.
ondan dolayi sacmalamak otesinde birsey soylemiyorsun. okuyan insanlari devlet degil anne babalari okutuyor.
kaldi ki kimse sen hakaret et diye senin agiz kokunu cekmek zorunda degil.
mit vs cia
-
süleyman demirel'in dediğine göre cia başka ülkelerde olacak darbeleri haftalar öncesinden bilirken mit kendi ülkesinde olacak darbeyi o darbe gerçekleşene dek bilmez.
bana bile kimlik soruyorlar
-
makyajsızsa demek..
unutulmayan kezban sözleri
-
hayatımda gordugum en büyük kezban taksim'de karsıma cıktı, bir aksamüstü galatasaray civarlarında kendisine adres sordum "hahahah orayı bilmiyor musun gercekten, tanısmak mı istiyorsun? bu numaraları ben yemem" demisti bana. ben de adres stresi ve bir yeri bulamayan kamil imajıyla kuyruguma arkama sıkıstırarak yoluma devam etmistim.
sonra arkadan gelen bir lavuga yoneldim "bilader dedim suraya nasıl giderim" kardes dedi yuz metre git solda gorursun.
belki sözlük yazarıdır o kız, bilemiyorum.
aksam sözlüge gelip, taksimin sapık dolu olması diye bir baslık acmıs olabilir.
ailenin komik kısa mesajları
şenol güneş
-
çok değil bundan 10-12 sene öncesine gidildiğinde görülecektir ki letonya'ya elendikten sonra ya ben 2002 dünya kupasında 2003 konfederasyon kupasında bu takımı üçüncü yaptım "it is the football, that is the football" diyip aradan sıyrılıp devam etmek varken "şerefiyle" istifa etmiş teknik direktördür. belki vizyonsuzdur ama şerefli bir "adamdır".
karton toplayan babayı yalvartan polisler
-
otobüs dolusu insanları kongrelere taşıyıp salgını yayana sesi çıkmayan emniyet teşkilatımızın güzide polisleridir. bulmuşlar bir garibanı bir de biz ezelim demişler.
"yakarsa dünyayı garipler yakar"