hesabın var mı? giriş yap

  • çeşitli şeker, çikolata markalarının duygu sömürüsü dolu bayram reklamlarından çok daha gerçekçi olmuş. bayram olgusunun gitgide yitirilmesi, black mirror üslubuyla vurucu biçimde anlatılmış. böyle yaratıcı işlerin hastayız.

    düzenleme: girdinin ilk halinde yazdığım kreatif kelimesi, yaratıcı ile değişti. türkçe kullanıma özen göstermek lazım.

  • berberin tras sonrasinda enseye ayna tutmasi, darbe sonrasinda askerin referandum yapmasina benzer. kötü olduğunu görseniz bile kötü diyemezsiniz... sonrasinda ne olacagini bilemezsiniz; berberin her zaman daha kötü kesme ihtimali; askerin agziniza daha beter sicma ihtimali vardir. berbere "elinize saglik usta" dersiniz gozleriniz dolar; askere de %97'lik güvenoyu verirsiniz; iciniz sizlar...

  • vay aq böyle bir hayatı gta vice city de bile yaşayamadım.

    bir tarafta 6 yaşında açlıktan ölen kiz çocuğu diğer tarafta babasının aldığı hediyeye helikopterle bakmaya giden çocuklar. aynı ülkede aynı dönemde.

  • şüphesiz ki ucuz ve samimi olmasıdır.

    tezgahlar mütevazidir, ürünler kaliteli, fiyatlar uygundur.
    içeri girerken dükkandaki en pahalı şeyi alabileceğini bilmek insanın öz güvenini artıran bir şey arkadaş. ben bunu bilirim, bunu söylerim.

  • çocuk sahibi olunca kendilerini kutsal bir varlık olarak görmeye başlayanların isteği.
    çocuğu yaparken bekarlara mı danıştınız sayın yazar?

  • sempatik bir o kadar da eğlenceli bir film. her ne kadar ilk yarının sonlarına doğru biraz sıkmış olsa da ikinci yarı bir hayli eğlenceliydi. özellikle de neredeyse tüm karakterlerin arka bahce de bir araya gelmesi. ryan gosling'i all good things'den sonra bir kez daha çok sevdik, hayran kaldık. evet, biraz klişeydi ama bir o kadar da güldüren bir filmdi.