hesabın var mı? giriş yap

  • her karesinin ibadet olduğu polonya filmi. hikaye anlatımı, renk ve kompozisyon yönünden zirve filmlerden biri olmuş. eğer zvyagintsev, mungiu veya nuri bilge gibi yönetmenleri seviyorsanız, kaçırmayın derim.

    ayrıca, cazın filmde günahı ve arzuyu nasıl temsil ettiğini görmek için bile izlemeye değer.

  • kendi çocuğuna masadaki diğer çocuklardan daha fazla yemek koymak. ayıptır, günahtır. teyzem çok yapardı bunu acayip üzülürdüm küçükken. annem de tam tersini yapardı bana ve kardeşime daha az koyardı çok da farklı olmazdı ama biraz bile olsun kayırma durumu olmasın, gözden kaçmasın diye öyle yapardı herhalde. o zaman sevinirdim ama çocuk aklımla annem ne kadar da düşünceli falan diye. iki lokmanın derdinde değilmişim o insaniyetin derdindeymişim.

  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.

  • ilişkilerde nirvana'ya ulaşmış kişidir. sonu belli olan bir eylemin henüz başlamamışken bitirilmesi.
    git, yeni biriyle tanış, çabala, ilk başta herşey iyi gitsin, sonra sikimsonik sebepler yüzünden kavga et, canını sık, ayrıl, tekrar barış,...
    ilişkide amaç nedir? mutlu olmak di mi?
    ama öyle olmuyor ki. belli bir süreden sonra saçmasapan bir hal alıyor. en azından benimkilerde durum böyle.
    eminim bu konuda yalnız da değilimdir.

  • başlık: berberde yaşadığım ibretlik olayy

    berber nihat abi saçlarımı kesti, son olarak da ensemi toparlayacaktı. başını öne eğ dedi, ben de 'ben türküm, kimseye baş eğmem' dedim. o anda radyodaki şarkı yerini istiklal marşına bıraktı. marş bitince nihat abi, ben de dahil oradaki 4 kişinin saçını asker traşı yaptı ve sonra inzibat geldi, bizi gönüllü olarak askere aldılar..

    özet: akılalmaz bir olay..

  • emniyet kemeri takmayan butun barzolarin yasamasini diledigim, belki bazi seyler duzelir diye umit ettirmis eylem.
    birisinin canini korumak için onu parasiyla tehdit etmek zorunda kalmak ne aci.
    "sıkıyor be abi"

  • multitasking konusu uzun süredir kadınların uzman olduğu bir şeymiş gibi konuşulup durdu. lakin konuyla ilgili kesin veriler ortaya koyan bir araştırma yok. çoğu iddia söylentiden veya kanıtlanamamış verilerden ibaret. burada konu ile ilgili cinsiyet farklılığı bölümüne bakabilirsiniz: https://en.wikipedia.org/wiki/human_multitasking . ayrıca kadınların multitaskingde daha iyi olduğunu iddia eden az sayıda araştırmadan biri olan bu araştırma bile sadece sosyal ilişkileri ve grup çalışmasını işaret ediyor ki bu çalışma bile yeterli kanıt sunamadığı gerekçesi ile kadınların multitaskingde daha iyi olması yönünden kanıt olarak kabul edilmiyor.

    multi tasking ile örnek olayın bağlantısı sanırım şöyle yapılmış: ortamdaki sesin algılanması ile yön tayininin aynı anda gerçekleşmesi gereken eylemler. erkek task sayısını azaltma yoluna gittiğine göre multitaskingde kötü olması bu durumun sebebi olabilir.

    ortada bilimsel olarak yapılan araştırmalarda bile yeterli kanıt yokken, duyma gibi(duyduğunu anlamak eyleminden farklı) ekstra çaba istemeyen bir eylem ile yön tayini gibi odaklanmayı gerektiren eylemlerin aynı anda gerçekleşmesinin ne kadar multitasking olduğu da ayrıca muamma.

    tespitin kaynağı büyük olasılıkla bireysel deneyimler olunca elbette ortaya ancak böyle bir tespit çıkıyor. tespiti değerlendirenler de böyle bir durumla(muhtemelen) karşılaşmış olmalarına istinaden doğruluğuna inanıyor olabilir. ancak bilim böyle işlemiyor. senin şahit olduğun toplam araç içi deneyimlerin kaçında sürücü erkekti, kaçında kadındı? erkeklerin içinde kaçı bahsedilen eylemi gerçekleştirdi, kadınların içinde kaçı? gerçekten arada anlamlı bir fark var diyecek kadar örneklem genişliğine ulaştın mı? karşılaştırılan koşulların kaçında ortamlar birbiri ile aynıydı veya yakındı(ses seviyesi, yorgunluk düzeyi, dikkat seviyesi gibi kişisel faktörler)?

    muhabbet dönsün, geyik olsun diye yapılınca güzel, ufuk açan tespitmişcesine yaklaşılınca malca.