• uyumayı rahatlattığı için, bazı şeyleri unutturduğu için yapılan eylemdir. şu arkadaş o kadar güzel yazmış ki, yazdığım entry'den utandım. o yüzden onu okumaya davet ediyorum sizi *

    (bkz: #48777099)
  • yalnız olmadığıma sevindiren histir.
  • ayıkken hiç çekilmemesidir.
  • "çakır keyif olmayı sevmek" diye düzeltmek isterdim başlığı da, çakır keyiflik sürdürülebilir bir şey değil.

    hangi tempoda içersen iç, illa sarhoşluk mertebesine geçersin; ya da içmeyi bırakıp uyku düzenine geçersin.

    her dipsomani çakır keyif olma arzusuyla başlar, yürütemez, sürekli sarhoş olur. "iki bira atalım", aslında istediğimiz, yani öyle yapmak istediğimiz ama bir türlü beceremediğimiz bir temennidir aslında. samimidir, çünkü temennidir, yalandır çünkü herkes bilir ki o iki bira iki birayla falan kalmaz. sürdürülebilir içkili muhabbet çok daha fazlasını arar, bulur ve sana içirir.

    hayatımda bir sürü iyi içici gördüm. hepsinin ortak özelliği de bu çakır keyiflik kurumunu gecenin sonuna kadar, ne kadar içerse içsin sürdürebilmesidir. başka kategoriden içiciler de vardır; bulduğu her şeyi içer ama gecesi pek çakır keyifle bitmez. hepsine saygımız sonsuz da, ilk örnekteki insanları hep daha çok sevmişimdir, saygıyla anmışımdır. üzerlerindeki ağırlık, size de iyi gelir.
  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.
  • (bkz: mutluluk)
  • ayıkken düşünmekten korktuklarını düşünmeyi, kendine söylemekten çekindiklerini söylemeyi ve bazen de sarılmaya korktuklarına sarılmayı sağladığı içindir muhtemelen.

    hem sarhoşluk:

    dünyanın ayaklarının altından kayıp gidişinin en güzel hali.
    acının en asil hali; rakı sofrasından sonraysa.
    eğlencenin en candan hali; arkadaşlarlaysa.
    sohbetin en keyifli hali; bira varsa.

    bir nevi ufak bir özgürlük hali kendi içinde. sevme özgürlüğü, nefret etme özgürlüğü, cesaret özgürlüğü, acı çekme özgürlüğü, eh belki bazen biraz da... kusma özgürlüğü. galiba insanın biraz daha kendi olabildiği bir şey sarhoşluk, içinden gelebildiği, içinden taşabildiği güzel şey.
  • ertesi günün bütün pisliğini çekeceğini bile bile sevmek ve her seferinde daha fazla içmekdir.
  • o son dubleyi içmeyecektik dedirtmez insana. o son duble sevdirir çünkü insana o hali.
    bir gece önceden içilmeyen, o son dubleyle tamam olunmuş, kalkılmıştır masadan.

    sarhoşluğun sınırları vardır. defalarca denenmiş, yanılmış ve karara varılmıştır.
    dudaklar hissizleşince, gözler hafiften kısılınca, sigaranın külü küllüğün yakınlarına düşünce, gülümsenin içine hüzün girince, hüznün içine huzur dolunca, gözlere dolan yaşlar sessizce süzülünce, sevda yokuşlarında sendeleyince, tutunacak birine ihtiyaç duymaksızın yürümeye devam edince, kaç kez ölündüğü belli olmayan o uykusuz gecelerde çınarlı, kubbeli, mavi bir limana çıkamayacağını anlayınca, lüle taşından gerdanlığa para yetmeyince, sapancadan elma da gelmeyince, bir figan bitip, yenisi başlayınca, boş kalınca o hanlar, saraylar, o kırlangıç da küsünce, unutulunca o sınırları küskünlüğün, günler birer yaprak gibi dökülüncen ömrümüzden, ışıkları sönünce şehrin, sevecek başka bir şey de kalmayınca, sarhoş olmayı sevmek kalıyor galiba bi'tek geriye; karcığar faslından düm tek üzere.
  • hiç alkol içmeyen birisine alkolü içirirsen ya yüzünü ekşitir, ya kusar, ya da sana küfreder. alkolün tadı sevilmez. getirisi sevilir.
hesabın var mı? giriş yap