hesabın var mı? giriş yap

  • bugün bana ptt müşteri hizmetleri'nden emine hanım tarafından yöneltilen ilginç soru.

    yaklaşık 1 ay önce litvanya'ya küçük bir gönderim yaptım fakat hala ulaşmadı. bu konuda bilgi almak için ptt müşteri hizmetleri'ni aradım. kargonun akibetini sordum. barkod numarasını ilettim v.s derken, bana hayatı sorgulatan soru geldi emine'den; ''litvanya tam olarak nereye bağlı efendim?''

    litvanya çemişgezek beldesi, susuzlar köyüne bağlı emine.

    ''ah emine ah. ne yardırdın kimbilir devlette memur olayım, geleceğim sağlam olsun diye. kpss için yardırdın. torpil, morpil yardırdın. devlette bir 25 yıl yardırırım, emekli olurum savaş bile olsa param garanti diye düşündün. eşin evin ihtiyaçlarını karşılayacaktı. senin maaş da ev kredisine gidecekti. toz pembe hayat. hayat garantili daha bir güzel değil mi emine? ah emine ah. sorun sende değil. sorun sistemde. emine ama bir işi yapıyorsun, yurtdışı kargolar hakkında sorulara cevap veriyorsun. litvanya'nın nerede olduğunu bil be emine. ah emine ah. litvanya'yı nazilli mi sandın emine, nereye bağlı olduğunu soruyorsun. ah emine ah. 25 yıl maaş alacaksın daha emine. 5'te işten çıkıyorsun. 9'da işe başlıyorsun emine.
    diğer sorumda da beni başından savdın. çünkü yetersiz olduğunun farkındasın ve toz pembe, garantili hayatın hiç sekteye uğramasın, azıcık bile gün içinde modun düşmesin istiyorsun emine.''

    ah emine ah. senin gibi ne yetersiz emineleri, hasanları, hüseyinleri, nilgünleri besledik biz. seni de 25 yıl vergilerimizle besler, emekli ederiz. gözün arkada kalmasın emine. sabah 9'da git. akşam 5'te dön. akşam portakalını soyup muhtelem yüzyıl'ı izle emine. hiç kızmıyorum sana emine. biz sana, egemen bağışlara, zafer çağlayanlara, bekir bozdağlara layığız emine. bir tık ötesine layık değiliz.

  • planı, 1917'de ingilizlerin filistin ve suriye'de osmanlı ordusuna yaptığı ve zaten zayıf olan osmanlı ordusunu hallaç pamuğu gibi attığı taarruzla aynı ana hatlara sahip taarruzdur.

    planın fikrini ve ana hatlarını mustafa kemal paşa belirlemişti. bu plana filistinde maruz kalmış ve iki tarafındaki orduların çözülmesi ile düşman tarafından kuşatılacağını önceden sezerek şimdiki suriye türkiye sınırına kadar çekilerek dağılmaktan kurtulmuştu.

    ingiliz taarruzu çok üstün güçlerle baskın bir şekilde osmanlı ordusunun hareket beklemediği noktasına net şekilde yapılmış, rakip orduyu 3 parçaya bölmüş ve iki yandaki ordu parçalarını teker teker avlamıştı.

    mustafa kemal paşa da benzer bir planla yunan ordusuna saldırmak istemişti. bu planın başarılı olması için baskın şekilde yapılması şarttı. o sebeple yunan ordusunun beklemediği bir zamanda, beklemediği bir noktasına yapılmalıydı.

    yunan ordusunun en kuvvetli olduğunu düşündüğü noktası afyon müstahkem mevkii idi. burası ingiliz askeri heyeti tarafından "taarruz beklenecek" bir yer olarak görülmüş ve zaten iyi tahkim edilmiş haldeyken daha da güçlendirilmiştir. ingiliz askeri heyeti bu tahkimat için "burası 6 ayda aşılamaz" teşhisini koymuştu.

    mustafa kemal paşa taarruz ağırlık noktası olarak bu mevkiyi seçti. bunun iki sebebi vardı.

    - taarruzun baskın şekilde olması için düşmanın hücum beklemediği bir noktasına hücum etmek gerekliydi ve yunan ordusu bu bölgeye bir saldırıyı o kadar beklemiyordu ki taarruzdan bir gece önce türk cephesinden kaçan bir asker taarruz edileceği bilgisini verdiğinde bile yunan ordu karargahı bunun bir aldatmaca olduğunu düşünmüştü.

    - türk ordusunun insan ve araç gereç kaynağı kısıtlıydı. o sebeple uzun sürecek bir cephe savaşını kaldıramazdı. her ne olacaksa kısa sürede olup bitmeliydi. o sebeple düşmanın bu en güçlü noktasına iyi bir darbe vurulursa düşman ordusunun toparlanması zor olacaktı ve taarruz kısa sürede amacına ulaşacaktı.

    "beklenmedik nokta" kısmı bu şekilde halledilmişti. peki "beklenmedik zaman" konusu nasıl çözülecekti?

    taarruz noktasına 12 türk tümeninin kaydırılması planlanmıştı. bu kadar büyük bir gücü neredeyse hiçbir doğal görüş engelinin olmadığı orta anadolu coğrafyasında düşmana sezdirmeden bir yerden başka bir yere taşımak mümkün değil gibi görünüyordu. peki bu kadar askeri güç nasıl fark edilmeden düşmanın burnunun dibine kadar getirilmişti?

    - birlikler gündüz uyuyup gece hareket ediyordu.

    -birlikler kalabalık şekilde birlikte değil küçük gruplar haline hareket ediyordu.

    - düşman fark edeceği için raylı taşıma yapılmıyor, birlikler yürüyerek yer değiştiriyordu.

    - düşman fark etmesin diye sahte karargahlar kuruluyor, birkaç göstermelik askerin etrafta gezdiği, içi boş çadırların olduğu sahte birlik toplanma alanları yaratılıyordu.

    - ağır toplar motorlu araçlarla değil kağnılarla hareket ettiriliyordu ve gece ses çıkmasın diye kağnıların tahtadan tekerleklerine çaputlar bağlanıyordu.

    - düşman hava gücünün keşif yapmasını engellemek için az sayıdaki ve sürekli arıza yapan türk uçakları imkanları elverdiğince sürekli taciz uçuşları yapıyorlardı.

    "beklenmedik zaman" sorunu da bu şekilde çözülmüştü.

    sonrasını zaten biliyorsunuz. 26 ağustos sabahı tek darbe ile üçe bölünen yunan ordusu mustafa kemal paşa'nın filistinde yaptığı gibi hemen o anda hızla geri çekilmek yerine bulunduğu alanı savunma tercihini yapınca 4 gün içinde paramparça oluyor ve 30 ağustosta muharip gücünü kaybetmiş yığınlara dönüşüyordu.

    askeri açıdan çok riskli, cesur ve o kadar da klas bir planla düşmanı vatanımızdan atıyorduk.

  • etil alkolün farmakolojik etkilerinden biri acıkmadır. insülin direnciyle ilgisi yoktur.

    tüm yazılanları okudum; yok gabaerjik reseptörmüş yok solunumun durmasıymış... ne alaka amk! alkol alınca solunumun mu duruyor? aksine, alkol kısa süreli (bir kaç saatlik) kullanımda solunum hızını arttırır.

    esas sebebe gelirsek; etil alkol, mideden gastrin ve hcl salınımını uyarır. bu salgılar sindirim salgıları olup, vücuda besin maddesi (kompleks karbonhidrat, yağ, protein) girmeden salındığında yine mideden ghrelin hormonunun salınımını uyarır. ghrelin hormonu, beyinde hipotalamusta bulunan açlık merkezini uyarır ve açlık hissedersin.

  • 4 aralık 1998'de vizyona giren , başrolünde erkan can, ella manea, haldun boysan'ın olduğu filmin 40. dakikasında kamil, yemek masasında otururken "bugün de ben bir hikaye anlatayım size" diyerek lafa girer ve gençlik yıllarından bir hikaye anlatmaya başlar. video

    hikayeye göre kamil, samsun'da, kendisinin de küçükken aşık olduğu kızın isteğini kıramaz ve askerlik arkadaşı ile evlenirken nikah salonuna gidecek gelin aracını kullanmak zorunda kalır. ancak onur duyduğu bu görev yüzünden spor toto kuponunu yatıramaz. iki gün sonra fenerspor vs samsunspor maçı oynanır ve samsunspor fenerspor'a 5 gol atar.

    kamil'in, düğün nedeniyle oynayamadığı kupona 32 milyon tl ikramiye çıkar. sene 1980'dir ve filmde 15 liralık sigara fiyatı üzerinden hesap yaparlar ve 320 milyon sonucuna ulaşırlar. idris kaptan, bu yanlış hesap üzerine "çok da değilmiş be" der. (aslında hesaba göre para 320 milyardır.)

    bu paranın bugünkü değerini, günümüz sigara fiyatları, enflasyon ve dolar kuru üzerinden hesaplayacağız.

    öncelikle bahsi geçen ve 15 liradan hesaplanan sigaranın ne olduğuna karar vermek gerekiyor. filmde kısa marlboro, maltepe ve tekel 2000 sigaraları görünüyor. güncel fiyatlarının ortalamasını kullanacağız. bugünkü fiyatları ile kısa marlboro 27 tl, samsun 26 tl ve maltepe 24 tl'dir. ortalamasını aldığımızda 25,66 tl yapıyor. düz 26 tl üzerinden hesaplayacağız.

    buna göre, 1980 yılında 32 milyon tl ikramiye ile satın alınabilen 2.133.333 adet sigaranın yani ikramiyenin bugünkü ederi 55.466.666 tl yapıyor.

    enflasyon hesabını tcmb'nın enflasyon hesaplayıcısı ile (resmi enflasyon rakamlarına güvendiğimizi varsayarak) kolayca yapabiliyoruz. 1980 nisan ayı ile 2022 nisan ayı aralığını kullanarak hesap yaptığımızda paranın bugünkü karşılığının 11.462.249 tl olduğunu görüyoruz.

    dolar hesabı yaparken 24 ocak 1980 kararları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. kararlar öncesinde 1 abd doları 47 tl ederken 70 tl’ye yükseldi. 1980 yılının ortalama abd doları kuru ise 91.04 tl'ye ulaştı.

    32 milyon tl'nin ortalama dolar kuru üzerinden karşılığı 351.494 dolara tekabül ediyor. ancak dolar enflasyonunu da göze almamız gerekiyor. nisan 1980 ile nisan 2022 üzerinden hesap yaptığımızda paranın bugünkü dolar karşılığının 1.254.565 dolar ettiğini görüyoruz.

    1.254.565 doları bugünkü kur olan 16.39 ile çarptığımızda, ikramiyenin bugünkü karşılığının 20.562.320 tl olduğu sonucuna ulaşıyoruz.

    not: @vertba'nın ricası üzerine hesaplanmıştır.

  • adaletsizliklerle doludur.

    bir balya dokümanı fotokopi makinesinin camlı yüzeyine koyup, "neden hepsini çekmedi de bir sayfayı çekti?" diye soran adam benim aldığım paranın en az 6 katı ücret alır..