hesabın var mı? giriş yap

  • "yunanistan dışişleri bakanı dendias, türk mevkidaşı çavuşoğlu'na depremle ilgili geçmiş olsun dileklerini ileterek yardıma hazır olduklarını bildirdi"
    yaa işte milliyetçi kardeş, düşmanlık başka, komşuluk başka bir şeydir. hani nerede o hayat tarzlarına hayranlık duyduğunuz arap ülkeleri, hani nerede o büyük ümmet?

    kaynak

  • bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm

    (bkz: kezban trafikte)

    ek:
    kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.

    birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.

    belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...

    akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.

  • türkiye cumhuriyetinin düştüğü durum. rahmetli ecevit'e ezik diyen o... çocukları onlayn mı?

    ben olsam manzarayı görünce geri dönerdim aq. onbaşıyla beraber 10 asker bile yok.

  • yoga deneyimi, yolculuğu, süreci, adına ne denirse... o kadar kişiye özgü ve her deneyim benzersiz ki, dışarıdan bakıp yorum yapmak epey anlamsız kalıyor aslında. yoga ile ilgili verilebilecek somut bilgiler var elbette. bir de herkesin kendi yolculuğunda karşısına çıkabilecek noktalar… benim de kafamda yuvarlanıp yerini bulmuş gibi duran taşlar var. bu yolcuğa yeni başlayanlar için kişisel olsa da yazmak istedim. bazıları epeyce ortak mesele…

    bu bir yarış değil: yarışıyordum, tam bir cahillikle. sınıftakilerden daha esnek miyim, denge pozlarında süper miyim, ben de kafamın üzerindeki pozlarda uzun uzun durabilecek miyim gibi dertlerim vardı. şimdi dönüp baktıkça sadece acınası ve amatörce dertler.
    bu asla bir yarış değil. bir yere varma hedefi yok. kendi içindeki insanla karşılaşmak ve önceki pratiğinle ilgili yarışabilirsin ama başkalarıyla yarışmak… hiç olacak iş değil.

    mat’ın üzerindeki insan: bir hocamdan (sosi eker) alıntı yapacağım: “mat’ın üzerindeki tavrın, hayattaki tavrına benzer.” benim için yoga’yı bedensel pratikten çıkaran bir ifade oldu bu. bazen pratiğim boyunca her yeni harekette bunu düşünüyorum. daha önce hiç girmediğim bir poz için hamle yaparken bu yenilik karşısında neler hissettiğime bakıyorum. yapmakta zorlandığım hareketler karşısında nasıl hissettiğime bakıyorum. bedenime uygun düşen bir poz karşısındaki sevincime bakıyorum. ruhen çok ihtiyacım olan bir poza gireceğimize dair yönlendirmeler söylenince yaşadığım sevinci gözlemliyorum. enfes.
    sonra sınıftan çıkıp yürürken bunları gerçek hayatla adapte ediyorum.

    her pratik ilerleme kaydetmek anlamına gelmeyebilir: her gün aynı performansı gösteremeyebilirsin, yapabildiğin bir pozu artık yapamayabilirsin. bu emeklerin boşa gittiği anlamına gelmiyor. her pratikte harika bir şekilde girilen poza bazen giremezsin, olmayabilir. işte bu aşamada kendinle inatlaşma. ben bu hatayı çok yaptım. kendime kızdım, hırs yaptım, kafama taktım, hırs ve gerilimle ufak çaplarda sakatlandım. bu pozu kafaya takınca, pratikteki diğer pozlarla ilişkimi azalttığımı anladım ve uyandım. meğer bütün pratiği tek poza kurban ediyormuşum.
    bir yoga pozu sadece bedenle yapılan bir şey değil. beden, zihin, ruh, kalp, mekan her şey etkileyebilir pratiği. buna uyanınca olmayanlar olmaya başlıyor bazen.

    yoga’da ilk denemeler için önlemler: ta ki uzman bir yoga hocasıyla tanışana kadar (gül dirican) yoga’da kendini koruma konusunda hiçbir fikrim olmadığını bilmiyordum bile. evde ve videolardan yoga yapmak mümkün, ancak bir hoca kılavuzluğu da bedenin konforu ve pratiğin verimliliği için çok faydalı.
    gerçekten iyi bir yoga pratiği deneyimlemek için, artık ne yazık ki endüstri haline gelmiş okullara değil de, az bilinen ama daha gönülden çalışan okullara gitmek güzel bir fikir olabilir.

    bırakmak: beden çalışmalarının çoğunda bu söylenir. bırakmak epey zor ve zaman isteyen bir şey gerçekten de. sadece mat’ın üzerinde değil, günün sıradan bir anında da hatırlamak gerek. bırakmak, izin vermek, alan açmak, ittirmemek, harekete davet etmek ama ısrar etmemek… sürekli akılda tutunca daha kolay.

    korku, endişe, güven sorunları: özellikle “lan ben bunu yaparsam tepe taklak devrilirim” dediğim şeyler karşısında çok hissettim ve hala hissediyorum. korkumdan utanıyordum, endişemden utanıyordum, güven sorunlarımı hocalarıma atfediyordum. yaptım bu rezillikleri. nedenleri düşünmek, aramak gerek.
    neden korkuyorum?
    “bu pozda sakatlanırım ben.”
    aslında ne?
    "demek ki hazır değilim."

    neden endişe ediyorum?
    “herkes yaptı ben yapamadım.”
    aslında ne?
    "kendimle değil, başkalarıylayım. hemen kendine dönmek zamanı."

    güven sorunlarım var...
    “bana bir şey olursa kim yardım eder.”
    aslında ne?
    "hazır değilim, olabilir."

    varış noktası yok, hep bir yolculuk: yoga’nın güzel taraflarından birisi bana göre bu. sonsuz pratik yapabilirsin, vardığın yerler hep kısa duraklar, sonra yolculuğa devam. ama yolculuk ileri doğru da değildir.
    biraz ileri, biraz geri, biraz dibe, biraz göğe, biraz döngüsel.
    hep hareket halinde olmak sadece.
    “tüm pozları öğrendim, ben yogiyim/yoginiyim” diye bir şey olmaması bizi birbirimizden üstün hissettirmeyen enfes bir sıradanlık noktası.

    bütünün bir parçası olmak: yoga’dan anladığım, çok sevdiklerimden birisi daha. sürüklenen ayaklarla gidilen dersten, evrenin minicik, miniminnacık ama yine de canlı kanlı bir parçası olduğunu hissederek çıkmak. shavasana’da yere köklerini saldığını ya da gökyüzüne karıştığını hissetmek. bu anı ve hissi aramak için hayatın geri kalanını mat’ın dışında bırakma düşüncesi de bonus.
    not: shavasana'da kalmayıp koşa koşa salondan çıkanlara kızmamak da sürece dahil.

    şimdi ve burada olmak dedikleri şeye çok yakın: çok popüler tabirlerden birisi de bu. mindfulness da diyorlar. yoga kadar “şimdi ve burada” olunan çok az şey var bence.
    5 duyu ile anı deneyimleyip, ortam, zaman, duygu oryantasyonunu sağlamak pek çok disiplinde arananlar arasında.

  • ekşi sözlük bu sene de tıp öğrencilerinin oylarıyla turkmsic "yılın en beğenilen sitesi" ödülünü aldı. törende "ama gök yeleli bozkurt hariç" diye de not düştüler.

  • doğru kişi diye bir şeyin olmadığını ve günümüzde herkesin her şeye katlandığını, evlilerin hepsinin mutsuz olduğunu fark eden insan dolayısıyla hiç evlenmeyecekmiş gibi hissediyor. kötü bir duygu değildir, evli olup mutsuz olmak mı yoksa hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek mi deseler kuşkusuz hiç evlenmeyecek gibi hissetmeyi seçerim

  • ak parti balıkesir milletvekili tülay babuşçu'nun dile getirdiği ara.

    --- spoiler ---
    "bu resim (resim değil fotoğraf) okunması gereken bir resim (öff yine). filistin'i vermediği bahanesiyle yıkılan osmanlı imparatorluğu ve filistin devlet başkanı'yla cumhurbaşkanı'mızın arka plan görüntüsü. muhteşem bir zeka. tabiki sn cumhurbaşkanı'mızın zekası. 600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi"
    --- spoiler ---

    haber.

    paylaşımı.

    artık aleni bir şekilde gerçek niyetlerini belli ediyorlar.
    yazık; nasıl da seviyorlar birey değil kul olmayı.

  • bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.