hesabın var mı? giriş yap

  • yapısalcılığa yaslanan bir metin çözümleme yöntemi.
    bu yaklaşıma mesafeli olan bir hocamız anlatmıştı:
    new york'ta ünlü bir yönetmenin filmi izleniyor.
    sonra filmin görüntülerinin göstergebilimsel çözümlemesi yapılıyor.
    yok efendim filmin son sahnesinde kuşların havalanışı özgürlüğü simgeler falan filen diye.
    sonra yönetmeni çağırıyorlar konuşmacı olarak.
    ona söylüyorlar bu tespitleri.
    adam da diyor ki "sormayın sabahın köründe o kuşları parktan kovalamak için o kadar çok çabaladık ki... ama bir türlü başaramadık. girdiler görüntüye ister istemez."
    bu yaklaşımla çalışanlara saygım sonsuz.
    metinlere yönelik bir farkındalık yarattığı muhakkak.
    ancak enformasyon çağında kullanıcı türevli içerik bu derece yoğunken hem izleyiciyi hem de üretim aşamasını görmezden gelen metin okumaları saçma geliyor.

  • hiçbir şeyin sonu değil diyen arkadaşlara anlatayım. herkes için bu dediğiniz şey geçerli değil. 25 yaşında okulumu bitirdim. 26sında askere gittim. 27 yaşında iş aradım bulamadım. bulamayınca da 1 sene bütün iş durumlarını kenara atıp sadece kpss'ye odaklandım. dedim ki ben 1 sene bu sıkıntıya katlanıp gerekirse tüm kitapları tarayacağım ve çalışacağım. ortamım değişsin diye de 8 sene yaşadığım erzurum'dan kalkıp izmir'e taşındım. ekim ayında başladığım maratonda sınava kadar pek çok kitabı aldım, her yayından soru çözmeye çalıştım. temmuz ayının 5'ine geldiğimde yaklaşık 35000 soru ve 50'ye yakın deneme çözdüm. son 1 ay her gün dersaneye gidip sabah 8, akşam 5 ders çalıştım. akşam da eve gelip deneme çözmeye veya konu tekrar etmeye çalıştım. benim gibi ders çalıştığını bildiğim türkiye'nin muhtelif yerlerinde en az 10 arkadaşım var. hepimizin tarih neti 15 net civarında.

    demem o ki belki hiçbir şeyin sonu değil ama hiçbir bokun da başlangıcı değil. halbuki ben 1 senelik emeği bir şeylerin başlangıcı olsun diye vermiştim. şu an 1 sene önceye geri döndüm. ösym soru komisyonu zaman makinasını buldu, bilmem kaç bin öğrenciyi 1 sene öncesinin hayattan hiçbir beklentisi olmayan tiplerinde geri döndürdü.

    gerçekten müfredatta ve geçmiş senelerde olduğu gibi sorular olsaydı da yapamasaydım anlardım. yani "buraya çalış" dedikleri yerlerde çalışmadığım ya da gözden kaçırdığım bir yer olsaydı kimseye kızma hakkım olmazdı. şimdi kızma hakkım var ama ben kızdıkça o kurum üste çıkıyor. din, iman bilmem ama insan hakkı diye bir kavram var. onun cezası da bu dünyada çekiliyor. hayatım boyunca hiç beddua etmedim ama şimdi eğer yukarıda biri varsa ve insan hakkını önemsiyorsa umarım bunca insanın emeğini hiçe sayanların cezasını kendi çocuklarından çıkarır. yazık bunca emeğe, paraya, insana.

  • "hey, tell me the truth. are we still in the game?"

    simdiye kadar izledigim en iyi filmlerden biri. en az 3 kere izlenmesi gerekor kanimca.
    cok guzel bi kurguya sahip, zeka pariltilariyla dolu. bunun light'i icin (bkz: matrix).

  • tam boykot edeyim diyecekken zaten hiçbir şarkısını dinlemediğimi, hiçbir filmini izlemediğimi farkettiğim sanatçı. kimdi lan bu?