hesabın var mı? giriş yap

  • en başta, cebinizdeki mevcut nakit dışında paranıza erişiminiz 72 saat boyunca kesilir. kartınızı ne pos cihazlarında ne de atmlerde. kullanamazsınız. bu sizinle birlikte büyük şirketlerin, devletlerin de varlıklarına erişmesinin, en iyi ihtimalle, zorlaşacağı anlamına geliyor.

    tedarik zincirlerinde, stok, sevkiyat durumu bilgileri de hemen her yerde erişilemez hale geleceğinden, bu malların hareketi de durur ya da neredeyse durma noktasında yavaşlar.

    sağlık hizmetleri mümkün olan en ilkel seviyede ilerler. hastanede sıraya girip doktoru görürsünüz belki. randevu falan almak, özellikle büyük şehirlerde neredeyse imkansız hale geleceğinden, acıdan kıvranana kadar beklemeniz mümkün. bunun akabinde, ilaçlar satın almanız, teşhis alsanız bile tedaviye erişmeniz ya imkansız ya da çok yavaş hale gelir.

    toplu ulaşım büyük ölçüde sürdürülebilir. özellikle tren ağlarında %100 değilse bile, ikincil sistemlerle, temel kapasiteyle taşımacılık mümkün olur. yalnız kara yolu taşımacılığı hem yakıta erişimin zorlaşması, hem de trafik yönetim sistemlerindeki sorunlar nedeniyle çok tehlikeli hale gelir. uçaklardan söz etmiyorum bile. gemiler ise yolunu bulur elbet ama taşınan malları limanda kaydetmek vs çözülmesi gereken işler olarak kalır.

    online hizmet veren tüm servisler bu süreçte yalnızca maliyet yönetimi değil, b2b kullanıcılarının dertleriyle de boğuşmak durumunda kalır.

    üniversitelerde, akademik çalışmaların özellikle bilgisayarlarla yapılan değerlendirme, deney ve benzeri süreçleri durur, bu çalışmalardan düzgün yedeklenmemiş , özellikle bulut sistemlerinde bulunan bir çoğu kaybedilebilir.

    elektrik, su ve doğalgaz altyapıları, özellikle yeni nesil sistemlere sahip ara istasyonlarını kaybedeceğinden çalışamaz hale gelecektir. bunlar için yedek sistemlerin kapasiteleri yine yüzde yüz verimliliğe ulaşamaz.

    bir sürü şey daha eklenir, bunca kaosun içinde "neyse ya sokam global krize ben kitap okıyım" diyecekseniz, deyin tabi.

    72 saatin sonunda tüm internet birden bire ayağa kalksa bile, bu sürede kaydedilmeyen her bir iş, (yer değiştiren ürünler, verilen hizmetler, borçlar, alacaklar, yeni doğan insanlar, yer değiştiren insanlar, hayatını kaybedenler .....) yeniden sisteme ekleneceğinden, en az bir kaç ay boyunca her şeyin yavaş ilerlemesine sebep olacaktır.

    süre ne kadar uzarsa kaos da öyle büyür. tahmin etmek için müneccim olmaya da pek gerek yok gibi.

  • 50 kusur yasinda, hayatinda turkiye'de bulunmamis, konustugu 19. yy turkce'sini dedesinden ogrenmis bir adamin sirf turkce konustugum icin aglamakli olup ellerime sarilmasina yol acar bazen.

  • meb bakanı selçuk'un “herkes üniversiteli olmak zorunda değil. sen ağa ben ağa, bu inekleri kim sağa” cümlesi türkiye'nin eğitim alanında da neden sınıfta kaldığını gözler önüne serdi."

    link

    yorumsuz yorum;

    "herkes universite mezunu olmak zorunda degilse her mahalleye niye universite açtınız?"

  • eğer tiroid hastası değilseniz kesinlikle iyotlu tuz kullanılmalıdır.

    tuza iyot doktorların talebiyle eklenmeye başlanmıştır.aldığımız iyotun neredeyse tamamı vücudumuzda tiroid hormonları yapımında kullanılmaktadır.bu hormonlar basitçe anlatırsak metabolizma hızımızı belirler.bu açıdan az veya çok olması ciddi sorun yaratır.

    sanıldığının aksine sadece fazla iyot değil aynı zamanda yetersiz iyot da guatr hastalığı yapmaktadır.hatta karadeniz bölgemizde daha sık guatr görülme sebebi iyot azlığıdır.bunun sebebi de hem iyottan fakir topraklar hem de bolca tüketilen lahananın iyot emilimini azaltmasıdır.

    tabi guatr tiroid hastalıklarından sadece birisi.bir başka örnek de hamile kadınlardır.çocukların sinir sisteminin gelişmesinde tiroid hormonları çok çok önemlidir ve çocuk anne karnında bundan mahrum kalırsa geri dönüşü olmayan zeka geriliği yaşamaktadır.hatta yenidoğandan alınan topuk kanında da bu kontrol edilmektedir.

    sonuca gelirsek bir tiroid hastalığınız varsa doktorunuzun önerdiği şekilde beslenin aksi halde iyotlu tuz kullanılmalı.

  • tarih bilgisi, belge diye sunduğu fotoğraftaki hayatını kaybeden anzak askerlerini şehit türk askeri sanacak kadar olan birinin hezeyanı. aynı kişi, anzak koyu ismine karşılık avustralya hükümetinin benzer bir kararla canberra yakınlarındaki bir sahile gelibolu ismini verdiğini de bilmez. savaşın kazanılmasında kilit rol oynayan komutanın savaştan sonra ölenleri düşman değil kendi evladı gibi gören zihniyetini de sevmez ama ona da iki çift laf söylemeyi arkası yemez. çünkü bunlar ne insanlıktan, ne centilmenlikten ne de hatalardan ders çıkarmaktan nasibini almışlardır. bunlar için ölen yalnızca müslüman, kutsal olan sadece kendi adamı, toprağıdır* . saygıdan, güzellikten mahrumdurlar. ee vermeyince mabud neylesin mahmut.

  • burda sayfalarca avukatlara kinini döken aptalların defalarca izlemesi gereken video. başkan bilmiyor mu avukat kimliğini çıkarıp göstermeyi yemeğine sohbetine devam etmeyi. avukatlık böyle bir meslek, içine adalet ateşi düşmeye görsün haksızlık, hukuksuzluk görünce susamıyorsun. ben kendimi savunurum da aynı tavrı başkalarına gösterirlerse ne olacak diyorsun. doğrusunu öğreteyim bu vasıfsız ordusuna diyorsun. bu videodaki adam kendisi için değil bizim için kavga ediyor. bizim hakkımızı savunduğu için gözaltına alınıyor. yarın aynı polis gelip bizim yemeğimizi zehir etmesin diye mücadele ediyor. bizim özgürlüğümüzün kavgasını veriyor.

  • birkaç gündür instagramda art arda sanat dünyasının 150 başyapıt resmini paylaşması nedeniyle takipçi sayısı 609 bin'den 607 bin'e düşen fazıl say bu bilgiyi paylaşmış.
    acun biti hakan hatipoğlu hangi akla hizmetse altına yorum yapıyor: aynı şey bana da oluyor bayram tebriki paylaşınca :)

    sonrası uygulamalı cringe. fazıl say: "siz ne işle uğraşıyordunuz?" diyor. sonrası h.h. için karanlık... onu bir daha gören olmadı. yorumunu siliyor tabii.
    fazıl say klavyene sağlık. doblo bilmeyen vedat milor'dan sonra en nazik insan ezme bu olurdu herhalde. içimin yağları eridi. evet.
    http://m.hurriyet.com.tr/…s-yapiyorsunuz-41025688/4