ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yürüyemeyen küçük kızı yürütüyoruz kampanyası
-
futbolcular yardim etmez.
inşaat zenginleri ihale zenginleri etmez.
milletvekilleri adaylar aday adayları siyasi partiler etmez.
ulkenin sosyal kurumlari yardim etmez.
yine biz sozlugun fakirleri ustuste para koyariz toplariz o parayi.
tanim: zengin ve fakir kavramlarini tekrar sorgulatan kampanyadir
dünya'nın merkezindeki ateş sönerse neler olur
-
(bkz: korkma sönmez)
sıla ve hazer amani ilişkisi
-
şu sılayı türk televizyonları ve halkı fazla gözünde büyütüyor diyor ve susuyorum
demir demirkan'ın yeni kız arkadaşı
-
(bkz: dostum kız arkadaşı demişsin ama bu nejat yavaşoğulları)
sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi
-
the hobbit unexpected journey filmindeki sahne de bunlardan birisidir.
hangimizin canı çekmedi ki o ağzına kadar dolu ambardaki etlerden, yuvarlak peynirlerden, tahta bardaklarda içki içmekten?
http://www.youtube.com/watch?v=i202e-csc18
hastası olunan sözler
-
parayla saadet olmaz klişesine karşı serin duruş;
"insanin parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. böylece zamanı satın alır. bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. yani para mutluluğu satın alır." albert camus
tuba büyüküstün
-
zeytin ağacı dizisi hakkında yapılan bir röportajda “oynadığınız karaktere benziyor musunuz” sorusuna evet cevabı vermiş.
tubacım bebeğim sen zaten herhangi bir karakteri oynamıyorsun, sen oynamıyorsun, sen hep kendinsin, karakter yaratmak gibi bir yeteneğin yok senin üzgünüm. çok don yağı gibisin ama evet çok güzelsin.
hypatia
-
hypatia (haypetya) tarihte bilinen ilk kadin matematikci.
"dusunme hakkinizi sakli tutun; yanlis dusunmek bile hic dusunmemekten iyidir."
hypatia
yaran olaylar
-
debe editi: evet insanlarla
konusurken agizlarina bakiyorum hala...
2003 yazi.
universite yillari,
alanyada 5 sap tatil yapmis donecegiz.
ben 1 gun erken donecegim;
kol kola, hafif cakir donus biletini almak uzere kamilkoc yazihanesine girdik.
sonra bizimkiler cikti ben kaldim tek yazihanede.
eskiden ,konustugum kisilerin suratina pek bakmazdim. ne yalan soyleyeyim hala agizlarina bakiyorum, yuzyuze konusurken insanlarin...
neyse yazihaneye girdik topluca sonra ben tek kaldim.
bilet tarihimi netlestirmek icin yazihanenin sol duvarindaki takvime baktim. sag kolumu bankoya dayadim. omzum elemana donuk...
yan donuk vaziyette bilet saticisiyla konusmaya basladim.
iste su tarihte su saate istanbul’acam kenari bilet istiyorum.
eleman tamam dedi.
ben yine omuzum elemana donuk parayi verdim ustunu avcumun icine tutusturdu.
bi garipsedim bu hareketini zira insanlara donukmayi daha dogrusu insanlarin bana dokunmasini da pek sevmiyorum.
neyse dedim.
eleman bileti kesti.
bileti de ayni sekilde elimi tutarak icine tutusturdu.
icimden bi tovbe cektim.
ben tovbemi cekerken eleman bankonun arkasindan cikti koluma girdi!!!
ben yardimci olayim size dedi.
basamaklardan nazikce indik.
arkadaslarimin yanina dogru ilerliyoruz...
ben durumu anlamistim, kas goz isaretiyle arkadaslarima izah etmeye calisiyorum.
beni yillardir taniyan arkadaslar da durumu anlamis olacak ki caktirmadilar...
eleman beni arkadaslarimin arasina birakti.
2 arkadas koluma girdi, tesekkur etti.
eleman yazihaneye girince kahkahalarimizi tutamadik...
2003 yilinda alanya merkez kamil koc calisani; sen ne kadar naif, iyi niyetli, yardim sever bir insan ki yuzune bakmayan bir düdüğün kör olabilecegini dusundun.
bir de yardim ettin...
ben kör degil bir hödüktüm, sayende biraz törpülendim.
sana tesekkur ederim...