ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.
30 nisan 2021 alkol yasağının geri gelmesi
-
dünyada eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal deneyin ortasındayız. hakikaten üzerine hukuki tez yazılacak cinsten bir durum bu. ortada bir mevzuat yok (varsa söyleyin avukat olarak ben bulamadım) , yetkililerin "doğrudan" alkol yasağı olduğuna dair bir söylemi yok ; sadece toplumsal olarak böyle bir söylem var ve toplumun neredeyse tamamı bunu kabul ederek bu yasağa uyuyor ya da varlığını kabul ediyor. kitlesel histeri yoluyla kanun uydurup buna uyan dünyanın ilk toplumu olarak tarihe geçtik sanırım.
agar.io
-
en buyuk balonun isminin "greece's debt" olmasini gormemle yarmistir.
sevgilinin ölmesi
-
ömür boyu yüreğinize takılan büyük yumru.
ne yapsan geçer, ne yapsan hatırlamazsın, sırrı yok..
o’nun olmadığını bilerek yaşamanın rengi ruhsarı yok…
yapma derdim..bu kadar hızlı kullanma, "bir yanım böyle ölmek istiyor" derdin hep…
o gece kavga ettik , meydandaki fırının önünde.. bas bas bağırdım sana. gençtim, hatta hala içim çocuk, “gözüm görmesin seni dedim”. o kadar emindim ki ertesi gün göreceğimden…doğumgünümdü, kıyamazdın..
gençtim, o kadar fevriydim ki…pişman olmanın ne demek olmadığını bilmiyordum henüz.
o kadar emindim ki…sinirle uzaklaştım yanından, son defa kokunu bile duymadan, sarılmadan…
ertesi sabah şarkı söyleyerek uyandım barış.
kapının önünde seni ya da çiçeğini göreceğim diye oyalandım, nazlandım.
ölüm soğukmuş, ölüme nazlanılmıyormuş.
neşeyle atladım merdivenleri, hep buluştuğumuz yere gidecektim ve sen orada bana sürpriz yapacaktın hesapta…yokuşu inerken biri geldi nefes nefese koşarak..“ duydun mu? ” “barış yoğun bakımda…” ben o anki bakışımı bir daha bakabilir miyim barış?
nasıl arabaya bindim.. nasıl hastaneye geldim…
eve gidince babana anlatmışsın beni. “görmek istemiyor beni” demişsin. göstermediler seni bana. son bir defa tutturmadılar ellerinden. diyemedim..bilemezdim..diyemedim…
cenazeni, toprağını bile elleyemedim..bilemedim..böyle olacağını bilemedim…görmeyeceğimi bilemedim..
hışımla çıkmışsın evden. motora atladığın gibi edremit e gitmişsin. dövme yaptırmışsın.
sol göğsünün üzerine bir kalp. içine de adımı yazdırmışsın..bilemedim..bir hışımla dönmüşsün. tam da “barış yoğun bakımda” dedikleri yerde savrulmuş motor. paramparça olmuş. bilerek mi yaptın? bir yanın hep gitmek isterdi..hep gitmek. bilerek mi gittin..
hastanede ailenden uzak bir köşeye çökmüşken duydum annenin feryadını. yanmaz mı, o yürek yanmaz mı?..benden bilmez mi, haksız mı..
senden sonra doğumgünlerimi kutlayabilir miyim ben barış?
sevinebilir miyim doğduğuma?
affet beni..bilemedim..
adımı karıştırıp tenine, gideceğini bilemedim…
son bir defa “seviyorum” diyemedim…
edit: 8 sene önce yasanmıştır ve tamamen gerçektir..keske olmasaydi ama gercek.
s. peker avukat karını şifa mahallesine gönder
-
neden efe aydal roleplay gibi konuştuğunu anlayamadığım yeni ölü ya da sakat adayımız. şimdiden rahmet ya da şifa diliyorum flash tv reis.
nba maçı için insanları uyandıran kahraman davulcu
-
bu sabaha karşı mahallemden geçen davulcu. bu ülkede hala iyi insanlar var.
kafein
-
sadece kahvede değil; çikolatada, çayda, kakaolu içeceklerde ve enerji içeceklerinde de bulunmakla birlikte, dünyada altmıştan fazla bitkide de bulunan madde.
kafein böcekler ve hayvanlar için toksik bir madde olduğundan dolayı, bitkilerdeki kafein bir nevi bitkinin koruma duvarıdır. kafein içeren bitkilerden böcekleri uzak tutar.
ibn-i sina'nın el-kanun fi't-tıb kitabı, tarihte kahveyi bir tedavi yöntemi olarak gösteren ilk kitaptır. o zamanlar kahve cildi temizlemek, nemini azaltmak ve cilde güzel bir koku vermek için kullanılıyormuş. ciltteki nemi azaltmasını sağlayan şey içerdiği kafein sanırsam. zira kahve içildiği zaman da içeriğindeki kafein vücutta dehidrasyona sebep olur.
kahvedeki kafein vücuttaki etkisini kırk beş dakika içerisinde göstermeye başlar. etkisi en az iki en çok on iki saat sürmekle birlikte bu süre kişinin metabolizmasına ve aldığı kafein miktarına göre değişebilir.
günde yaklaşık 500-600 mgdan fazla alınması anksiyete, çarpıntı gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir.
kognitif yetiyi artırır(dolayısıyla alzheimer ve parkinson hastalığı riskini azaltır), metabolizmayı hızlandırır, iştahı azaltır ve kişiye enerji verir. hatta bu enerji verici etkisi yüzünden "kahve içen yorulmaz" derler. kahvenin bu enerji verici etkisi 15. yüzyılda müslüman dervişler tarafından keşfedilince arap yarımadasının dört bir yanında kahveciler açılmaya başlamış. 17 ve 18. yüzyılda deniz ticareti iyice yaygınlaşınca kahve, avrupa'da da yaygın bir şey haline geldi.
hakkında daha fazla bilgi için şuraya ve şuraya bakılabilir.
#incedenbedellikaybı
-
bedelli askerlik ben de istiyorum da, bedelli olmazsa oy vermem diyenleri görünce kanım donuyor. bu mu yani? bu kadar basit mi?
tanım : haysiyetsizlerin toplandığı bir hashtagdir.
sinemada şımarık çocuğun ailesine verilen ayar
-
ana hikayeden açılan ve uçları kapatılmayan yan hikayeler yüzünden puan kırdım. onun dışında genel hali fena değil ama daha iyi alternatifleri varken tercih edilmez.
imdb : 6.5/10
tür: biyografi/dram
edit : silip kaçmış. kötü değildi lan :(
wesley sneijder
-
selcuk ve burak taraftarin gozunde bitirildikten sonra ibne basin tarafindan hedefe oturtulan yeni isim.
bak kardes, sen sneijder'i tanimiyor olabilirsin. nasil bir gecmisi oldugunu sana anlatayim:
yolanthe ile yasadigi evlilik ilk evliligi degil bu adamin. ilk evliligi de, esinin kendisini en yakin arkadasi ile aldatmasi sonrasi bitti zaten. bi tane cocugu var ya, o yolanthe'den degil... eski esinden. cocugunu bile almis bu aldatma olayindan sonra.
ulan bu adam yolanthe icin mezhep degistirmis, katolik olmus.
yolanthe ise wesley'nin eski esinden olan cocugunu kendi cocugu gibi goruyor.
simdi boyle bir adamin esini aldatacagini sen de dusunmuyorsun ama, turk futbolunun en serefsiz, en adi, en pislik insanlarindan aldigin emirle bu cirkin haberi yapiyorsun.
mide bulandiriyorsun turk spor basini... kiralik kalemlerinle mide bulandiriyorsun!
ülkede tayyip'in atatürk'ten daha çok sevilmesi
-
ilginç bir tespit. rte'nin ölümünden 1 gun sonra bu karşılaştırmayı tekrar yapmanızı rica edeceğim.
(debe editi : ilk debe'mi borclu oldugum fauna'ya tesekkur ederim. [bkz: arak yaparak debe'ye girmek])