hesabın var mı? giriş yap

  • "ı have spent my whole life scared. frightened of things that could happen; might happen; might not happen. 50 years ı've spent like that. finding myself awake at 3am. but you know what? ever since my diagnosis, ı sleep just fine. ı came to realize it's that fear is the worst of it, that's the real enemy." bu sözdür. ingilizce bilmeyenler için " bütün hayatımı korkarak geçirdim. olabilecek, olması muhtemel, olmayacak şeyler için korktum. gece üçte kendim uyanık bulurdum. ama biliyor musun? hastalığım teşhis edildiğinden beri rahat bir şekilde uyuyorum. korkunun her şeyden daha kötü olduğunu fark ettim, gerçek düşman korkudur. "

  • efes one love festivalinde, "eyüp sınırları içinde bira festivali" istemiyoruz diye ortalığı yıkan eyüplü kepazelerin çakallığıdır. bu namussuzlar alkol satışının yasak olduğu konser sırasında migrostan çalınmış sepetle kutusu 7,5 liradan bira satar. normal zamanda 5 tl olan otoparkındaki afişin 5 tl'lik bölümünü kesip 12 tl'lik yama ile millete çakar. semt sakinlerinin oluşturduğu organize ayakçı takımı konser akşamı sokak aralarına park eden insanları tehdit ederek 5'er tl toplar. dükkanının leş tuvaletini "tuvalet 1 tl" diye kocaman kartona yazıp sıra bekleyen insanlardan nemalanır ve daha bir sürü şey. saymayacağım hava güzel, kadıköye gitmek lazım.

    ha bu arada sorsan hepsi müslümandır, kutsal ilçelerinde alkol içilsin istemez bu bok kokan yerlerin sakinleri.

  • saklanmıyordur. bilmeyen cahildir. mustafa kemal atatürk zübeyde hanım'a evlendiği için gönül koymuştur.
    ulan bir sikim bildiğiniz yok. öğrenince de yeni bir bilgiymiş diye satmaya çalışıyorsunuz.

  • o isikli yildizlar yok mu hala ıstiklal'e gidince bize maziyi hatirlatan o yildizlar. o yildizlarin ustunde de selocanli turkcell reklami olmali tabii, yilbasindan once alisveris yapilmaya gidilmis. kar yagiyor, kalabalik ama insanlar bir birine carpmiyor. arap turistler vara vara diye cocuk kovalamiyor, sonra tramvay agaclarin arasindan yavasca geliyor, farlari acik. daha sonra yukari dogru cikiyorsun, kizilkayalar var, hemen 2 tane islak atiyim diyorsun sonra dolmusa gecerim ya da akm onunden otobuslere... kizilkayalar'a geldiginde bu adamlar gezi'de bize hamburger vermedi demiyorsun, otobuste bu soforler bizi sopayla kovaladi demiyorsun, biniyorsun kirmizi beyaz korukluye geliyorsun eve, yilbasi programinda huysuz virjin varmis, hadi bakalim...

    edit: cadde patates oldu, ne kasmışım yazarken. püü

  • bilmesek bunların bir yakınına sarhoş bi şoför çarpti da öldürdu sanacagımız poz.

  • dinlenme tesisinde otobüs yıkanırken tüm oyuncuları indirip otobüsün fırçalarla yıkanmasını izletsinler. insan orada hayatı sorguluyor, ertesi hafta köpek gibi koşarlar. garanti veriyorum.

  • ailece akşam yemeğinde anaokuluna yeni başlamış ilay (4,5) ve ilkokula yeni başlamış ege (6,5)...

    ilay: durun durun, yemeyin, önce yemek namazı yapmamız lazım...
    romica: yemek namazı da nedir?
    ilay: açın elinizi, benim bağırdığımı bağırın benden sonra, tamam mı?
    romica: tamam.
    ilay: kan içelim, kan içelim!!!
    romica: o ne be???
    ege: of ilay, öyle değil o... yediğimiz can olsun, içtiğimiz kan olsun, hepimize afiyet olsun!

  • flatiron binası stil olarak gerici olarak değerlendirilmekteydi. yerinde daha önce rönesans tarzında süslemeleri olan üçgen bir bina vardı.
    woolworth binası ve onun yapımını takip eden diğer binalar gibi flatiron binası da gotik ve rönesans motiflerinin coşkun karışımını yansıtmaktadır. flatiron binası, 19. yy’ın sonlarında kule şeklinde yapılar tasarlamak üzere paris’te ecole des beaux-arts’da eğitilen mimarların stilinde tasarlanmıştır. 22* kat, klasik yunan sütunu şeklinde başlangıç, orta ve son olmak üzere 3 bölümden oluşmaktadır. geniş pencereler ve ilk üç katın rustik kireçtaşı binayı sıkıca tutar. ince bir kornişin üzerine geçirilmiş çok süslü arkları ve sütunları olan iki kat ise sonuçta tatmin edici bir görüntü oluşturmuştur.
    burnham*’ın geleneksel olmayan tasarımı sayesinde liriksel bir yapıda olan flatiron binası, düzensiz yerleşim yerine göre oldukça başarılı olarak değerlendirilmektedir. burnham*, serbest duran muazzam bir sutun görüntüsü yaratmak amacıyla, keskin bir köşe oluşturmak yerine binanın bitişini yuvarlaklaştırmıştır. dimdik duran bu heyecan verici üçgen kulenin en tepe noktaları arasındaki mesafe sadece altı feet genişliğinde olup binanın gerisinden ayrı bir görüntü teşkil eder, fakat binaya bağlıdır da.

  • - cinayet saati napıyodun.
    - mbappe'yi kesiyordum.
    - cinayet saatini nerden biliyorsun?
    - ben hep mpabbe'yi keserim.

    hasan ali kaldırım