hesabın var mı? giriş yap

  • bu biraz hüzün, biraz gariplik, biraz şaşkınlık ve çokça da eskişehir soğuğu hikayesidir.
    çoğu öğrencinin yaptığı gibi faturalar (elektrik, doğalgaz, telefon) mümkün olduğu kadar ihmal edilir. elektriğin ya da doğalgazın kesileceğine dair bir ihbarname gelene kadar ödenmez faturalar. bu ihbarname geldiğinde aceleyle para denkleştirilir ve son dakikada ödenen faturalarla deyim yerindeyse son dakika golleriyle yaşam devam ettirilir.
    yine son ana bırakılmış faturalar fakat bu sefer öğrenciler biraz daha umursamazdır. çünkü faturalar ödenmeden ara tatil için memleketlere gidilmiştir. evden ilk dönen vennus olmuştur. ve eve geldiğinde gördüğü manzara ürkütücüdür: doğalgaz borcundan dolayı mühürlenmiştir (olayın ürkütücülüğüne dair şüphesi olanlar bir kış gecesi eskişehir soğuğunda biraz dolaşmayı deneyebiliriler). "yarın para bulur öderim" düşüncesiyle bir gece idare edebileceğini düşünen vennus evde başka hiçbir ısıtıcı olmadığı için bulabildiği tüm battaniyeleri üstüne sararak uyumaya çalışır ve bir yandan da "donar mıyım lan acaba?" diye kendine sormaktadır. o gece gerçekten de vennus'un hayatındaki en soğuk gece olmuştur.
    ertesi gün doğalgaz borcu ödenir, akşama kadar doğalgazın açılacağı öğrenilir. vennus akşam olana dek eve gitmez çünkü okulun boş ve sıcak laboratuvarları vennus için gerçekten iyi bir alternatiftir. akşam eve döndüğünde gördüğü manzara bir gün önceki manzara kadar dehşet vericidir: doğalgaz henüz açılmamıştır. vennus çaresiz biçimde, o soğuk gecelerden bir tanesine daha merhaba demek üzeredir. kafaya geçirilen kapşonlar, üzerine örttüğü battaniyeler lokal bir ısınma sağlamaktadır ama kafa battaniyelerden dışarı çıkarıldığında inanılmaz bir soğuk yüze tokat gibi çarpmaktadır. "dün donmadım ya bugün de donmam herhalde" diyip uyur.
    ertesi gün, doğalgazın ufak bir aksilikten dolayı açılmadığını öğrenir ve doğalgazın artık kesin açılacağına dair güvence almıştır yetkililerden. vennus doğalgazın açılacağından emin bir şekilde akşama kadar gezer dolaşır ve vakit geç olduğunda eve gelir. doğalgaz vanasındaki mühürün kaldırıldığını görür, sıcak bir ev artık vennus beklemektedir (bekle sen). dairenin kapısı açılır. el, lamba düğmelerinden birine uzanır ve o an elektrik çarpmışa döner: elektrikler borcundan dolayı kesilmiştir. o an belki gerçekten elektrik çarpsa çok daha mutlu olacaktır vennus, çünkü ısınması için kombiye, kombinin de elektriğe ihtiyacı vardır. yapacak bi şey yoktur, borcun ödenmesi, elektriklerin tekrar açılması gerekir. o soğuk gecelerden en az bir tanesi daha onu beklemektedir. "keşke bir kutup ayısı, bir penguen olsaydım, başlarım üniversitesine" der ve uykuya dalar. ertesi gün onun için sıcak bi gün olmak zorundadır, çünkü elektrik faturası da ödenmiş, elektrikler tekrar açılmıştır. vennus kombiyi açar fakat ateşleme yapmamaktadır. kullanma klavuzundan kombiye biraz su basıp, su basıncını artırması gerektiğini okur. kombiye giden su borusunun vanasını çevirir fakat hiçbir hareket, gelişme, huzur verici bir su akış sesi yoktur. o an akıllı su sayacının üstündeki şu yazıyı hatırlar: "kredi az"

  • kaizen, sürekli gelişim anlamına gelen bir sözcüktür. japon sanayiinin gelişimi ile adı duyulur olmasına karşın bir üretim stratejesi ya da kalite felsefesi değildir. kaizen, bir yaşam felsefesidir. özünde var olan ilke; insanın büyük değişiklikleri yapmadan, sürekli olacak biçimde ufak adımlar atarak çok büyük gelişimleri korkusuz ve geri dönüşsüz biçimde başarabileceği vurgusudur.

    insan büyük değişimlere karar verdiğinde ve bu değişimi başlattığında korku ve endişeler nedeniyle başarısızlığa uğrar, sonrasında ise kendine güvenini kaybeder. işte tam bu noktada kaizen felsefesi devreye girer ve insanın önüne bir seçenek koyar. kocaman bir sıçramanın riski çok büyüktür, bunun yerine küçük değişikliklerle aynı mesafeye başarısızlık ihtimalini ortadan kaldırarak ulaşabileceğini söyler. bir dağın zirvesine doğru ilerleyen sarp kayalıklı ve uçurumlu bir yolu tercih etmektense, dağın eteklerinden dolaşarak zirveye kolayca ulaşılabileceğini söyler. ilginç olan nokta ise büyük değişimlerle kendini yenilemek ve kaizenle ilerlemek arasında zaman farkı yoktur. hatta bir noktadan sonra kaizen düşüncesi, sıçramaya dayalı gelişmeleri de aşıp; zerrelerin yanyana gelerek büyük rakamları nasıl alt ettiğini gösterir, başarıya giden sürecin daha da kısa olmasını sağlar.

    japon pazarı adıyla kalitesiz ürünler satan ülkemizdeki bazı mağazalar, bir zamanların japon ürünlerine ülkemizdeki bakış açısını yansıtması bakımından manidar. oysa bugün japonlar kalitenin ve dürüst çalışmanın sembolü konumunda. tabii bu hususta, japon mucizesinin mimarı, dr edward deming'in de hakkını teslim etmek gerek.

  • "erdemli oldukları söylenen kadınlara aldanma eugenie. onların tutkuları bizimkiyle bir değildir, onlar genellikle çok daha aşağılık olan tutkuları önemserler. bu tutkular hırstır, kibirdir, kişisel çıkarlardır, çoğu zaman da onlara hiçbir biçimde yol göstermeyen bir yaradılışın soğukluğudur. bu tür varlıklara saygı göstermeli miyiz, sorarım sana? kendilerini sevmekten fazlasını becerebilmişler mi? kendilerini tutkular yerine bencilliklerine kurban ettikleri için mi daha iyiler, daha akıllılar? bence, sadece tutkularını dinleyenler daha haklıdır, diğerlerinden daha değerlidir, zira bu ses doğa'nın biricik uzvuyken, öteki aptallığın ve önyargının sesidir."

  • midem bulanıyor bu diziyi izlerken, içim kalkıyor, boğazım düğümleniyor. babam iki adım ötemde. kendisiyle gurur duyuyor, o da sevdi çünkü başka bir kadını, o da ikilemde kaldı. ama bırakmadı bizi, annemi ve senelerce yüzümüze vurdu bunu. gurur duyuyor babam, aşkını bizim için hiçe saymış. gurur duyuyor babam, 7 kızının evlilğe olan, erkeklere olan inancını güvenini sarstığı ve 30 yıllık karısının gururunu hiçe sayıp bunları söylediği için...

  • başlığı açan aktroll "ak partililer de zengin takiliyor ama adamlar sosyalistiz, esitlikciyiz, sosyal adaletciyiz diye ortalarda gezinmiyor." demiş. yani diyor ki ak partililer de hırsız ama hırsız olduklarını inkar etmiyorlar. adında adalet olan bir partinin sosyal adaletçiyiz demediğini de iddia ediyor bu troll. çok dürüstçek gerçekten.

  • üniversite sınavlarının yapıldığı güneydoğu'daki bazı merkezlerde pkk'lı veya pkk sempatizanı salon amirlerinin/gözetmenlerin pkk'lı piçlerin çatır çatır kopya çekmesine müsaade etmeleri sebebiyle rastlanan bir durumdur.

    bu sayede odtü'ye, boğaziçi'ne, itü'ye girebileni çoktur da mezun olabileni pek yoktur. ya ders başarısızlığından atılırlar ya da bir noktada dağa çıktıkları için devamsızlıktan. olmadı eylemde vs geberdikleri için kayıtları silinir.

  • -iyi günler turkcell musteri hizmetleri ben hede nasil yardimci olabilirim?
    -iyi gunler hanfendi. burda bir turkcell vericisi var..
    -evet?
    -size girsin hehehoheoeh
    -size daha yakinmis beyefendi, bence size girsin
    -oeeh?

    bu diyalogu yapan bayan arkadasim hic istifini bozmadan diger cagrisini almistir.