hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: az bilinen efsane duyarlar)

    edit: bu tiplere zaman zaman sjw de deniyor. türk halk diliyle "havadan nem kapan" tayfa olarak da bilinirler. yine bu tipler, linç olarak da adlandırılan av vakti yaklaşınca duyar kasarlar ve birinin ağzından çıkacak en ufak kelimeye bakarlar.

    edit2: bunlar değişik adamlar. tarihte bu oyunu geliştirenler, yani taşların elle yapıldığı zamanda yaşayan kişiler; her bir taşı sanat eseri kabul ediyor ve taş yapan ustalar oluyor. böylesi değerli bir şeyi dayanıklı malzemeden yapmak lazım ama taşların da karışmaması, net bir şekilde seçilmesi, zeminle de uyum içinde olması gerekiyor. mantıklı olarak da fildişi ve koyu renkli taş kullanmak akıllara gelmiş. bunu, buradan alıp nelere bağlıyorlar.

    edit3: bir de "neden kadın yok?" denmiş. iyi de taşların türkçe isimleri, erkek de değil: piyon, kale, fil, at, vezir. sayarsan bir tek kral var. hem bu bir savaş simülasyonu. oyunun ortaya çıktığı tarihlerde, kaç savaşta kadın var? hem vezirin birçok dildeki karşılığı da "kraliçe" olarak geçmekte.

  • kaşifinin ismini taşıyan acılık ölçeğine verilen isim. 1912 yılında kırmızı biberin acısını ölçmek için kullanılmaya başlanmış. belirli ölçüde biber ezmesi önce şekerli suyla karıştırılıp sonra bu sıvıya bir öncekinin iki katı olacak şekilde kademeli olarak su ekleniyormuş; ta ki dört uzman biberin acısının kaybolduğuna karar verene kadar. böylece kat sayısı biberin acılık derecesini belirliyormuş.

  • her şey bittiğinde, cd projekt red ve netflix unutulup gittiğinde dahi yarattığı kitap evreni ve geralt of rivia karakteri ile hatırlanacak olan doğu avrupalı yazar.

    eserlerine yüklediği sarkazmın, iktisadın, halk irfanının, felsefenin, kudretin, cehaletin, yaşamın ve ölümün özgün terkibi sadece kendisine aitti. the lady of the lake'te nilfgaardlı tacirler loncası karakterlerinin gözünden ifade ettiği şekilde her iktisatçı gibi, elindeki tamamlamış olduğu ürünü (son kitabın tarihi 1999) nakit paraya çevirmek istedi ve serbest rekabete açtı.

    buraya kadar her şey normal.

    1999-2007 arası, eser haklarını kendi iradesiyle satmış olduğu firma gerçekten eserlerini cümle cümle inceleyerek, kendisinin özgün terkibine oldukça uyumlu the witcher oyununu piyasaya sürdü. oyun zamanı için bile biraz aksak bir işti, dijital dünyayı oynanışını beğenenler ve beğenmeyenler olarak ikiye bölmüştü ancak aklı başında hiçbir oyuncu, oyunda ortaya konan continent'in ve ana karakter geralt of rivia'nın derinliğine laf etmedi ve ettirmedi. düş olamayacak kadar gerçekçi, ama gerçek olmayacak kadar da dijital bir iş vardı önlerinde; herkesin kafası allak bullak olmuştu.

    bu kafa karışıklığı the witcher'ın 2. oyunu olan assassins of kings'le giderek beğeniye, 2015'te çıkan ve dünyayı sallayan 3. oyun the wild hunt'la ise önü alınamaz bir hayranlığa dönüştü. oyunların başarısı, sosyal medya'nın gücüyle birleşerek yüz milyonlarca kişiyi etkisi altına aldı; bir zamanlar haklarından ticari olarak vazgeçmiş olduğu evreni birden merak ve hayranlık ile ilgi odağı olan bir yazara, bir edebiyatçının sanatı için bekleyebileceği en büyük şerefi getirdi; ölümsüzlük.

    hâl böyleyken kendisinin oyunları ve oyunların sosyal medya devriminin gücüyle dönüştüğü küresel hayranlığı, ölçü birimi sırf nakit para olan bir potansiyel olarak benimsemesi; yapımcı firmaya "benim evrenini anlamadılar", "oyunlar çöp", "benzerlik bulmak için mikroskopla bakmak gerek", "oyuncuların neyi sevdiklerini anlayamıyorum" gibi ifadeler kullanıp "uzanamadığı ciğeri (ticari kâr) mundar etmeye çalışan hesapçı kedi" tutumuna girmesi; sevenlerini üzmüştür.

    ilgili tutumla açtığı tazminat davasından, ticari hiçbir meşru hakkı olmadığı halde yapımcı firma cdpr'nin izanı ve saygısı sayesinde istediği tutarı alabilen yazarın, hep istediği nakit para'yı aldıktan sonra dahi yapımcı firmayı ve o firmanın oyunları aracılığıyla kitaplarının evreniyle tanışan insanları kötülemeye devam etmesi, artık 'hesapçı dede'likle dahi hoş karşılanamayacak bir yakışıksız tutum olarak kayda geçmiştir.

    kendisi netflix'le anlaşmış ve "evrenimin esas ürünü bu" diyerek izleyicilere siyahi elfleri, slav temelli kurgusunda yok denecek kadar az görülen bame fenotipli aktörleri ve aktrisleri yutturmaya kalkmış olabilir; ancak oyunlar sayesinde kitaplarının açılmış olduğu batı pazarında dahi kitapları cdpr'nin the witcher oyun evreni için hazırlamış olduğu dijital görsellerle yayınlanıyor ve "evrenimin esas ürünü bu" dediği netflix dizisinin başrolü olan henry cavill'in dahi, sıkı bir the witcher oyuncusu olduğu biliniyor.

    yine serisinin son kitabı the lady of the lake'teki siyasi müzakereler konusunda okuyucusuna aktardığı görüşlerden örnek vermek gerekirse; kendisine the witcher evreninin aidiyet ve kullanım haklarının kimde olduğuyla ilgilenmediğimi, ticari olarak birilerinin kazanması için birilerinin kaybetmesi gerektiğini ve ilk bakışta iktisadi kayıp yaşamış gibi görünen'in dahi (kitaplarda nilfgaard'dı, bu örnekte kendisi) mağlup görünümlü galip olabileceğini, kendisinin eserleriyle dünya durdukça hatırlanmayı garanti altına alarak gözümde esas galibiyetini zaten kazanmış olduğunu, kitaplarıyla sadece oyunun ve dizinin popülaritesi sayesinde tanışan bir edebiyatsever olarak özgün terkibiyle böylesine gerçek olmasını isteyeceğim derin bir evren ve karakterler yaratmış olduğu için müteşekkir olduğumu bilmesini isterdim. bilse dahi tabi ki umursamayacağını da bilirdim.

    yazdığın, okuttuğun, yaşattığın ve düşündürdüğün her şey için teşekkürler bay sapkowski.

    evrenin derinlerinde bir yerlerde göl ve hanımı, yoldaşlarıyla daima seni bekliyor olacak.