hesabın var mı? giriş yap

  • sırf bu dizi ve jimmy hatrına 32 yaşımda iş güç sahibiyken sınava girip hukuk okumaya karar verip, gece-gündüz-yaz-kış demeden alttan-üstten-yandan ders alıp 2 sene 10 ayda 4 yıllık fakülteyi bitirerek avukatlık stajını yapabilmek için 657 sayılı devlet memurları kanunun 24 aylık babalık iznini kullanabilmek adına 3 yıldır çocuk yapmayı erteleyip mezuniyete 2 ay kala corona virüsü salgını nedeniyle siki tutmuş eğitim öğretim sistemi yüzünden mezun olamama ihtimalim eşliğinde az önce 5. sezon 6. bölümü izledim.

    emeği geçen herkesin amk.

  • ilksel canlı atalarımızdan taşıdığımız bir özelliktir. hayatta kalmak için canlı sosyal zekasını değil, duygusal zekasını değil, sadece ve sadece grafik zekasını kullanır.

    bazen bir karartı, bazen bir çıkıntı, düşmanı tanımlamakta işe yarar hayatta kalanın üreyerek yola devam ettiği bir sistemde ister istemez hepimiz bu veri tabanını mitokondriyal dna yoluyla taşıyoruz. genelde tanımladığımız benzetme travmatik içeriklidir. çünkü aslında bir erken uyarı sisteminin parçasıdır. seçici algı veya algıda seçicilik ilkesi yoluyla fâal olur.

    (bkz: halı desenlerinde görünen yaratık suratları)

    tabi bunun cılkını çıkaran algılarda vardır. hatta kimi akıl hastalıklarını da besleyen bir özelliğe dönüşebilmektedir. sanatı beslediği bilinir.

    meraklı maymun-apofeni

    (bkz: pareidolia)

  • alttaki yorum twitten daha bomba.
    “türk qardaşlarımdan aff diliyorum ama sizin içinde olduqunuz veziyyete soxum. her saat kötü habermi olur?.”

  • türkiye için oldukça kötü bir durum. bizim en büyük ithal kalemlerimiz dolar üzerinden iken en büyük ihracatımız euro bölgesine yapılıyor. arbitraj avantajımız maalesef kayboldu

  • james hoffmann'ın v60 tarifi:

    100 derece su, (koyu kavrulmuş kahvelerde daha soğuk da olur)
    60g/l (16.6:1 oranı)

    1. kağıdı yıkayıp ekipmanı ısıtıyoruz

    2. kahveyi koyuyoruz ve ortasını parmaklayıp kuş yuvamsı bi şekil oluşturuyoruz

    3. zamanlayıcıyı başlatıp kahve miktarının iki katı kadar su koyuyoruz (30g kahve - 60g su)

    4. v60'ı elimize alıp bütün çekirdeklerin ıslandığından emin olmak için sağa sola sallıyoruz (hay allahım swirl kelimesi için de türkçe kelime uyduramamışız)

    5. 30-45 saniye arası bekliyoruz ve kahvemiz "çiçekleniyor", gazını mazını salıyor

    6. toplam suyun %60'ı kadar su koyuyoruz (500g suyun 300gsi)

    7. 30 saniyelik falan bir süreçte yavaş yavaş geri kalanı da ekliyoruz, james diyor ki ısı kaybı istemediğimiz için hep dolu dursun şu v60

    8. minicik saat yönünde minicik tersine karıştırıyoruz, yine swirl ediyoruz.

    bütün su aktığında kahvemizin düz bir yatakçık oluşturmuş olması gerek, kağıda da büyük büyük kahve parçacıklarının yapışmamış olması gerek. bütün bu işlemin de 3-4 dakika gibi bir şey tutmuş olması gerek.

    afiyetler olsun.

  • 80 cm'den 240 cm'e kadar,6 okkadan 180 kiloya, çift ayaklı, 4 nallı, toynaklı, toynaksız türlü mahlukatla birlikte olmuş bir insanım ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim: var böyle bir şey. kısa boylu kızlar yatakta daha aktif. gerçekten aktifler, çok aktifler. eeee bu kadar. zaten ben de birlikte olduğum mahlukat kısmına dikkat çekmek için yazdım bu entry yi. selamlar olsun hayvanlar alemine, nebatata...

  • geçen seneki "şampiyon 4. yıldız için sahada" yazan eleman yazmazsa eleyeceğimiz takımla maçımızdır

    edit: iş bu entry tüm lig boyunca bu entryi yazan, kalkın ulan fener'in maçı var diyen emekçi dostumuz, çubukluya gönül vermiş kardeşimiz nick yazmazsam ne olacak ki renkdaşımızı incitmek için yazılmamıştır. yaptığı totemin ters tepmesine, esprili bir tepkidir.
    kendisine ve çubukluya gönül vermiş renkdaşlarıma selam ederim.

  • 24 yaşında anladığım olay.

    bağlanma korkum falan yok. köpek gibi bağlanırım gel gelelim karşımdaki insan hiç bir zaman bağlılığımı kabul edemiyor. yapı itibariyle mobil iletişim çok umurumda değil. arayıp sormak benim fıtratımda yok ama bu demek değildir ki karşımdaki insanı önemsemiyorum. "hasta oldum ben" denildiğinde "geçmiş olsun"dur benim cevabım. "ay kıyamam sanaaa" geyikleri yapamıyorum. "karnım ağrıyor" diyen sevgilime "soda iç" derim ben. mantıklısı budur çünkü. beklenen ise "hiiiiii şimdi yanında olsam, ben bakarım sana". nereye yanında oluyorsun ? değilsin işte. var mı gerek, gereksiz lafa ? hatun kişi bunu istemiyor yazık ki.

    çok istiyorum bir kızım olsun. belki kız kardeşim olmamasından ya da kız kuzenlerimin hepsinin bana göre gerizekalı olmasından kaynaklanıyor bu durum.

    yalnız ölmek en büyük korkularından olan bir adamın çaresizliğidir bu.