hesabın var mı? giriş yap

  • mehmet, topal mopal ama sağlam geçiriyor. hatta geçirmeden önce bir hemoroid kontrolü yapıyor. temiz olduğunu görünce dayanıyor. aga her zaman demişimdir, bu devirde bir körden korkacaksın bir de topaldan.

  • işte bu dediğim twitter tag'i.

    bu ülkede bişeylerin değişebileceğine dair ümitleri arttıran tag.

    izlemem bilmem ama iddialara gire geçen yilın kazananı en başından belliymiş. öyle yada değil insan zekasıyla alay eden bu program , ve bu programda sms'lerden gelen parayla seyma subaşı'nın lükslerinin karşılanması salaklıktır.

  • gelin sizlere bu uygulamanın nasıl çalıştığını oldukça basite indirgeyerek anlatmaya çalışayım.

    bu uygulama teknik olarak "machine learning" yani "makina öğrenmesi" kullanıyor. spesifik olarak ise "generative adversarial network" ya da kısaca gan kullanıyor. adı üstünde gan'lar sıfırdan veri üretiyor ve ürettiği verileri orjinal veri setindeki verilere benzetmeye çalışıyor.

    peki nasıl oluyor da bu kadar doğal fotoğraflar üretilebiliyor?

    gan ağları 2 farklı ağdan oluşur. 1. ağ veri üretir, 2. ağ ise bir verinin gerçek mi yoksa yapay mı olduğunu ayırt etmeye çalışır. bu 2 ağ, birbiriyle kıyasıya bir yarış içinde eğitilirler. veri üreten ağ gerçeğe yakın veri üretmeye çalışıp 2. ağı kandırmak üzere eğitilirken 2. ağ da tahmin yeteneklerini güçlendirip kendisine verilen verilerin gerçek mi yoksa sahte mi olduğuna daha iyi anlamak için eğitilir.

    belli bir süre geçtikten sonra 1. ağ veri üretmede o kadar iyi hale gelir ki 2. ağ üretilen bu verinin gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlayamaz. bu noktada ağların eğitimi tamamlanır ve 1. ağ artık oldukça gerçekçi veriler üretmeye hazırdır.

    işin etkileyici yanı ise, bir gan oluşturmak için uygulama alanına dair teknik bilgi bilmeye gerek yoktur. tek gereken yeterli sayıda veridir. faceapp uygulamasında ise tek gereken yeterli sayıda ve çeşitte yüz resmidir. kapsamlı bir veri seti oluşturduktan sonra yeni yüzler yaratmak için başka hiçbir bilgiye veya veriye ihtiyaç duymazsınız.

    "peki madem gan dediğimiz şey resim üretiyor, nasıl oluyor da faceapp sıfırdan resim yaratmak yerine bizim verdiğimiz bir resmi alıp onu değiştiriyor?" diye sorabilirsiniz. yukarıda anlattığım algoritma gan ağlarının genel çalışma mantığıdır. nispeten yeni bir teknik olduğu için yoğun olarak araştırılan ve yüzlerce çeşidi olan bir ağdır gan. faceapp gibi bir uygulama yapabilmek için mevcut algoritmayı biraz değiştirmeniz yeterli olacaktır. örnek olarak aşağıdaki gibi bir süreçle faceapp gibi sonuçlar elde edebilirsiniz.

    1- örneğin yaşlılık filtresini ele alalım. güzel bir gan için yüzbinlerce, hatta milyonlarca yaşlı insan yüzü içeren veri setimizi oluşturduk.

    2- sıfırdan yaşlı üretebilen bir gan ağı eğittik.

    3- eğittiğimiz ağı biraz değiştirerek verilen bir resmin üstünde oynama yaptırarak yaşlandırmaya çalışacağız. bunun için 2 kritere bakarak eğitebiliriz:
    a) resmi değiştir ama değişen resim orjinal resme mümkün olduğu kadar benzesin, bu sayede üretilen resimler resmin sahibine benzemek zorunda olacak.
    b) değiştirilen resimi gan'ın 2. ağı yapay olarak algılamasın, gerçek olarak algılasın, yani yaşlandırılmış resim doğal dursun, yapay durmasın.
    3- bu ayarlarda 2 ağı karşılıklı eğitip yeni bir tür gan elde edelim.

    bu şekilde faceapp gibi sonuçlar alabiliriz. ama fark ettiyseniz sadece yaşlılık filtresi yaptık. diğer filtreler için ayrı veri setleri ve ayrı ağlar eğitmemiz gerekecek. o yüzden yeni bir filtre eklemek biraz zahmetli bir işlem.

    gan dediğimiz ağların diğer kullanım alanları için ise aşağıdaki linke bakabilirsiniz
    https://machinelearningmastery.com/…arial-networks/

  • kendisiyle şöyle bir anım var. yıllar önce arkadaşlarla bodrum'a gitmiştik marinada gezerken kıyıya demirlemiş bir yatta kendisini görmüştük.

    uzanmış güneşleniyor. ama nasıl vamp bir kadın, nasıl bir aurası var anlatamam. o zamanlar ekranda en sık görüldüğü dönemler biz de sivilceli ergenleriz bunun da etkisiyle ona hayran hayran bakmaya başladık.

    her halde öküzün trene baktığı gibi bakmış olmalıyız ki
    -çocuklar hafızanıza yeteri kadar kaydettiyseniz bırakın da güneşin keyfini çıkarayım dönüşte tekrar bakarsınız demiş, ardından da o müthiş kahkahasını atmıştı. bunun üzerine biz kafalar önde jet hızıyla ortamdan uzamıştık. azarlamadan, hakaret etmeden, esprili bir dille rahatsız olduğunu belirtmesini takdir etmiştik.

    bende her zaman dobra, eğlenmesini bilen, hayattan zevk alan, kafasına göre yaşayan bir insan imajı çizmişti. ışıklar içinde uyusun.

  • "ben ayrıldığım kişiye geri dönmem"

    evlendik.

    hatırlamakla kalmıyor haftada bir kaç kez kendisine de hatırlatıyorum.

  • harika olmuş. kişisel marvel filmleri sıralamamda the avengers ve captain america the winter soldier'dan sonra en iyi film olarak yerini aldı.

    (fragmanlar ve cast harici spoiler içermez)

    bir defa başta rdj ve chris evans olmak üzere kadronun tamamına yakını çok iyi oyunculuk çıkarmış. tek şikayetim martin freeman'dan yana. yine klasik, nev-i şahsına münhasır jest ve mimikleriyle görüyoruz kendisini. ayrı parantezi hak eden oyuncular ise t'challa karakterine can veren chadwick boseman. t'challa'nın aksanı, gerektiği yerde olması gereken duyguyu yansıtması falan on numara. ve elbette canımız spider-man'imizi sonunda olması gerektiği gibi oynayan tom holland. spidey/peter parker'ın bu filmde henüz gençliğinin verdiği fırlamalığı ve bir yandan da neler olup bittiğine tam emin olamamaktan kaynaklanan şaşkınlık durumları çok güzeldi.

    senaryo ve kurguya gelirsek film uzun olmasına rağmen izleyiciyi pek sıkmadan, gerekli yerde aksiyonu, gerekli yerde espriyi ve gerekli yerde plot twist'i vererek tam dağılmak üzere olan konsantrasyonu yeniden toparlıyor. sanırım sadece 1 yerde hafif sıkılır gibi oldum, onun sebebi de malum sahneyi fragmanlar ve tv spot'lar ile zaten tamamen vermeleriydi. ilk kez izliyor olsam sanırım sıkılmazdım.

    salona girerken en korktuğum şey filmin bir captain america filminden ziyade avengers filmi olacağıydı, zira sinemaya giderken yolda soundtrack albümünü dinlediğimde de cap temalarından çok avengers temaları vardı ancak beklediğim gibi pek olmadı. avengers filmin çok merkezi bir noktasında bulunmasına rağmen russo kardeşler bunun bir captain america filmi olduğunu da çok iyi yansıtmış. fakat bazen filmde öyle olaylar oluyor ki "bu da yapılır abime be?!" demekten kendinizi alamıyorsunuz. yapılan team cap ve team iron man promosyonlarının bir sebebi varmış ve bu sebep sadece iki takımın birbiriyle çarpışması değil.

    filmin zayıf noktalarına gelirsek;

    bir kere kötü karakter sıkıntısı çoğu marvel filminde olduğu gibi dikkat çekiyor. daha doğrusu kötü karakter sıkıntısı değil de, baş kötünün motivasyonu diyelim. bu filmde de bu motivasyon çok ama çok zayıf kalmış.

    müzikler bu sefer pek etkili değil. iron man'deki ac/dc tonlarını zaten beklemiyordum ama en azından the avengers'ta veya captain america the winter soldier'da akılda kalan tınılar vardı. bu filmde ise aklımda kalan en ufak bir nota yok açıkçası.

    herkes aunt may'i çok beğenmiş ancak ben pek beğenmedim. bir kere marisa tomei bu karakter için biraz fazla genç gösteriyor. bunu toparlayacak bir diyalog yazmışlar aslında ama yine de ben eski, beyaz saçlı, tonton may hala'yı sevenlerdenim.

    klasik olarak filmin artı ve eksilerini listeyelerek entry'i tamamlayayım.

    artılar:

    +genel olarak senaryo
    +klasik team up filmi kafasından uzaklaşmaları
    +oyunculuklar
    +t'challa / black panther / chadwick boseman
    +malum plot twist ve sonrası
    +çizgi romanda yaşanan bazı olaylara güzel giriş yapmaları
    +havaalanı sahnesi!!!
    +spider-man / peter parker / tom holland
    +her cap. filminde olduğu gibi bunun da marvel sinema evrenini derinden etkileyecek bir film olması.

    eksiler:

    -kötü karakterin motivasyonu
    -aunt may
    -müzikler
    -fragmanlarda çok fazla sahne gösterilmiş olması
    -filmin en başındaki sahnelerden birindeki iğrenç cgi (arabalı sahne)

    filme puanım da 8,5/10

  • bu soruyu ali ismail korkmaz , abdullah cömert , ethem sarısülük ,berkin elvan somada ölen madenciler , suructa havaya uçurulan gençler , daglicada sehit dusen askerler ve daha sayamadığım onlarca yüzlerce manasız cenazenin abilerine soracak firsati hic olmadi.

    allah aşkına soruyorum size biraz iman sahibiyseniz hiç mi günahıniz yok kardesim. siz yıktığınız vesayetin yerine kurduğunuz rejimin meyvelerini yerken masumiyetinizden ve sorumlulugunuz olmadığından eminseniz , neden korkuyorsunuz?