hesabın var mı? giriş yap

  • muharrem ince zeki adam.

    farklılık dikkat çeker. gece mitingi diye bir şey çıkardı adam, gece miting yapıyor, binlerce insanı peşine takıyor. işte bu liderliktir.

    bu liderlik yarın bir hile olduğunda ysk önüne çağrı yaptığında 50 bin kişiyi oraya toplar.

    ihtiyacımız olan şey liderdi. bulduk. gerisi kolay.

  • bay rte ve davutoğlu'nun derin stratejisi sayesinde türkiye cumhuriyeti uyguladığı sözde dış politika ile başta ortadoğu, kuzey afrika , kafkaslar bölgesinde delicesine güç kaybederken iran 'ın fırsatı kullanıp içinde bulunduğu durumdan son hızla çıtığının resmidir.

    çok değil bir kaç sene içinde bugün hayal bile edemeyeğiniz haberler duyacaksınız iran _ amerika _ avrupa üçgeninde.

    geçmişler olsun.

    nasıl bir derin strateji ise elin oğlu imkansız denilen durumlardan müzakere ve diplomasi ile çıkıyor biz çatışmadır, silah'dır, bomba'dır, mülteci 'dir , savaş riski'dir battıkça batıyoruz ve hala dibi bulamadık.

  • yemek isteyen kim? niye midemizi bozalım durup dururken. ishal olmaya niyetimiz yok.

    tanım: boş laf.

    edit: başlık başa kalalı çok olmuş. kaçtı mı, silindi mi ne olduysa bu başlığı açana.

  • (bkz: arkadaşlar yeliz konuşuyor)

    edit: başlık sahibi çok sevgili yazar, başlığını sahipsiz bir evlat misali ortada bırakıp kaçtığı için ilk entry bizimki olmuş.. bazı yazarlar, bugün hortlayan bu başlığı benim açtığımı sanıp mesajlar atmış.. başlık benim değil, entry’m de @2 mahiyetindeydi, fazla sikmiş, öldürmüşüz ilkini..

    kusura bakmasın..

  • - seni anneme anlattım
    - buyrun ?
    - seni de anlattım
    - ha ?
    - seni de seni de onu da anlattım
    - hayırdır hanım kızım
    - hepinizi anlattım anneme hepinizi nıhhaha
    - deli galiba ?
    - seni de anlatıcam kaçma gel buraya

  • çok babacan adamdır... çok uzun yıllar önce bir gün, sabahtan başladık arkadaşlarla içmeye. akşam da taksim'e çıktık. adını hatırlayamadığım bir barda gece acayip uyku bastı beni ve "tuvalete gidip kestireyim" dedim kendime. evet sözlük yazarları, gerçekten sabahtan içmeye başlamıştık çünkü. neyse efendim... küçücük bir tuvalet. üstü açık ama... cabrio yani. ben kendimce en temiz köşesinde tuvaletin sadece beş dakika için gözlerimi kapatmaya niyetlenerek amele oturuşu dediğimiz pozisyonu aldım ve kapattım gözlerimi. ne kadar zaman sonra bilmiyorum, başımdan aşağı dökülen bir kova suyla uyandım. kafayı bir kaldırdım... selçuk yöntem. tuvalet cabrio olduğu için bir sandalye üzerine çıkmış ve bir kova suyu dökmüş üzerime; zira dışarda inanılmaz bir tuvalet kuyruğu oluşmuş ve ben tüm kapı çalmalarına, tüm seslenmelerine rağmen uyanmamışım. neyse, o kafayla hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. karşımda selçuk yöntem... kendi babamın da adı selçuk ve bunu belirterek sarıldım kendisine. rezalet resmen!!! sağolsun o da sarıldı. sonra barda oturduk, kahve ısmarladı falan... ben sürekli selçuk baba dedim kendisine. ne anlattıysam dinledi... ne anlattığıma dair de en ufak bir fikrim yok. yani şimdi yıllar sonra düşünüyorum da, bugün tuvalette sızıp kalan genç bir adama kahve ısmarlayıp dertlerini de dinlersem, sayesindedir. güzel adamlarla karşılaşmak gerek hayatta... güzel adamdır vesselam!

  • denizde kısmının altını çizerek ortaya attığım iddia. iddiamı tek tek nedenleriyle belgeliyorum:

    adam havuzda yüzüyor. tuzsuz suya alışık. bizim gibi denize değil. biz daha yürüyemezken denizdeymisiz, fotograflarla sabit. yüksek yüzmeye alışkınız. deniz onun için deplasman.

    adam havuzda bile gözlük takıyor. demek ki narin, zora gelemez. denizde gözü yanar. ben gözlüksüz biçimde denizde aşağıda ve yukarıda bir saniye bile kırpmam, su kacirmamayi biliyorum ama agzima, burnuma, kulagima su kactiginda da gik demem. onun gözlük sürtünmesinden dolayı +10 hp (beygir) bana ekle.

    maykıl slip mayo giyiyor. biz şortla yüzmeye alışığız, bu da yavaşlatır. bir gören olmayacaksa maykılın slipten ben de giyeyim 10 hp oradan gelir de gerek yok.

    maykıl bong-ot falan içiyormuş. ben normal sigara bile içmem. alkolüm yoktur. yoktur derken oyle degil, disiplinle: bir yudum, bir nefes dahi içmiyorum. sosyal içici bile değilim, içici değilim, sosyal de değilim. dolayısıyla ciğerler temiz. iyotlu havayı yiyince büyük ihtimal maykılın ağzına 10. kulaçta içtiği tütünden dolayı balgam gelecek, benim en büyük sıkıntım 30 dakika önce yediğim lahmacundan dolayı ağzıma mide özsuyu gelmesi olabilir.

    ondan sonra sakallarım çeneden suya surtup fren yapıp yavaşlatıyor. sakalı da kessem 10 hp de oradan gelir. dikkat edin maykıl ayro-dinamiği sağlamak için sinekkaydı tıraşlı biçimde yarışıyor. öbür türlü suya çenenizin oradan bir sürtme hissediyorsunuz.

    kelebekte falan tabi ki yoruluyorum, hem kurallarına uygun yapmayı bilmem, zaten samimi fikrimi sorarsanız maykıl gibi yarışıp eve ekmek getirmiyorsanız kendinizi gereksiz yere yormaktan başka bir şey değil. ama kulaçlıda ilk 10 metrede çok net tokatlarım. (onlar artistliğine serbest diyor buna. gerçek adı kulaçtır. siz serbestte köpekleme giden adam gördünüz mü amk, fark yersin.)

    ilk 10 metreden sonra geri kalabilirim, profesyonel sporcudur sonuçta. yuzme idmani yapıyor. boyu 193'müş ve kim bilir ortaya çıkmayan ne dopingler vuruyorlar. (şarapova gibi) ama ilk 10 metrede roket gibi fiırlar arayi yarim metre açar salarim ben. sonra o geçtiginde "ben zaten salmıştım" derim.

    hele bir de fırtınalı havada 1 metrelik dalgalara karşı kapışacaksak net 10 metre ayırırım. gerci o havayı tecrube etmediyse yuzebilecegini de sanmiyorum. offroad yuzme teknikleri farkli. buyuk ihtimal "stilim bozulur" fln diyip havuzuna geri doner.

  • kaliforniyum, doğada bulunmayan sentetik bir aktinittir. sentetik olmasına rağmen oldukça kullanışlı bir elementtir. nükleer reaktörlerde başlangıç nötron kaynağıdır. yüksek oranda nötron üretme özelliği vardır. bu özelliği, kaliforniyumu önemli elementler arasına alıyor. kaliforniyum, yüksek atom ağırlığına sahip elementler arasında aynştaynyum elementinden sonra gözle görülebilir miktarda üretilebilen ikinci elementtir. dünyadaki en pahalı ikinci madde olduğu belirtiliyor. adını, ilk sentezlendiği kaliforniya üniversitesi’nden alır.
    kaliforniyum, dünyadaki en pahalı ikinci maddedir. cf-249’un mikrogramı 160 dolar, cf-252’nin mikrogramı 60 dolardır. bazı kaynaklara göre de, kaliforniyum-252 izotopunun gramı 27 milyon dolardır diyorlar.