hesabın var mı? giriş yap

  • 2 3 saat kumda yattıktan sonra ağır adımlarla suya doğru yaklaşır, normal insanlar gibi alıştıra alıştıra girmez paldır küldür girebilir suya sonra ağır kulaçlarla plajdakilerin şaşkın bakışları arasında kıyıdan uzaklaşmaya başlar. arkasından bakanların göremeyeceği uzaklığa gidene kadar durmaz. orada da neler olduğunu kimse bilmez. bazen ekürileri olur yanlarında. gittikleri noktada yaklaşık 30 dk sırt üstü şekilde güneşlendikten sonra dönüşü çoğu sadece kurbağalama yüzer asla giderken yaptığı gibi kulaç atmaz ( tabi arada kondüsyonu sağlam olanlar da yok değil gittiği gibi dönüyo ). artık plajdakiler onu unutmuştur. aaa birinin topu kaçmış heralde diye plajda homurdanmalar başlar karşıdan gözüken kafası için ancak o esrarengiz amcadır kurbağalama geldiği için sadece kafası gözükür. biraz daha yaklaşınca insanlar simayı hatırlarlar ve kendi eğlencelerine geri dönerler. sudan çıkar duşunu alır tam kurulanmadan havlusunu toparlar evine doğru yol alır. muhtemelen akşam yemeğinin yanında rakı içecek olan adamdır.

  • (bkz: adam kazandı)

    hocaya artık torun sevme zamanının geldiğini tavsiye edelim. o gün ortadan kaybolmasıyla kendisine inanıp sandık başında saatlerce oy tutanaklarını inceleyen insanlara saygısızlık etmiştir. milletin sinirlerini daha fazla germeden ufaktan yol alsın.

  • ne yazık ki aynı zamanda birçok öğretiyi yerle bir eden kazanımlardır:

    * kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
    * her önüne gelenin yarasına merhem olmaya kalkma,
    * inanmış görün ama her an tetikte ol,
    * güçlünün yanında yer al,
    * hayatın merkezine kendine koy.

  • bitirdiği bölümle alakalı bir işte çalışamayan onlarca insandan biriyken, tam da deneyimsiz insanları işe alıp eğiten bir seyahat acentası bulmuştum ikda. hemen başvurdum tabi. görüşmeye çağrıldığımda elime o sayfalar uzunluğundaki başvuru formlarından biri sıkıştırıldı.
    formu doldurup bekleme odasında diğer insanlarla kanka olacak kadar uzun süre oturup, yaklaşık 8 ayrı görüşmeden geçtikten sonra; genel müdürün karşısına çıkmaya hak kazanan sınırlı sayıdaki insandan biriydim.
    müdür sıfatını taşıyan adam, önce uzun uzun başvuru formumu inceledi. 3-5 genel sorudan sonra sordu:
    "baban ne iş yapıyor"
    kitapçık halindeki başvuru formunda tabii ki aile fertlerinin adları, meslekleri, bitirdikleri okul gibi sorular da mevcuttu ki; o zamanlarda takriben 8 sene önce ölmüş babamın adından başka bişey yazmak saçma olurdu forma.
    "babamı 8 sene önce kaybettik efendim"
    "hmm. başınız sağolsun.ne iş yapardı"
    "heykeltraştı"
    "nerden mezundu peki"
    "tatbiki güzel sanatlar"
    "deden ne iş yapardı "
    (allah allaahh. adam sülalemi araştırmaya başladı...)
    "ressamdı efendim"
    "tabii yaa. doğru"
    (ne ki şimdi bu?)
    "vay bee. vefat etti demek.
    (nası yani??)
    ...biliyo musun biz senin babanla arkadaştık. hatta bi ara beraber bir serigrafi atölyesi bile açmıştık"
    !!! (dumur)
    "ciddi misiniz? ne zaman?"
    "78-79 seneleriydi. daha bitirmemişti baban okulu. sonra çok iş yapamadık kapattık. nası vefat etti peki?"
    " şimdi şööle ki...."
    muhabbet burdan sonra uzar, gider. işle ilgili tek bir cümle bile kurulmaz. ne nerde okuduğumla ilgilenir, ne amaçlarımla ne de ideallerimle - babamın eski arkadaşı. iş görüşmesi yerini eski günlere yapılan bi yolculuğa bırakır. gitme zamanının geldiğinin hissedildiği anda iki tarafın da gözleri yaşlı, sesleri tirektir.
    teşekkür edip ayrılmak için kalktığımda gözünden sevinçle karışık üzüntü okunur müdür insanın. bense çıktıktan sonra muhasebesini yaparım babamın o eski ama hayatını kariyer uğruna sanatından mahrum bırakmış arkadaşıyla; istediği gibi yaşayıp bu dünyadan göç etmiş sevgili babamın hayatının...

    yıllar sonra gelen edit: arada hikayenin sonunu merak edip işe başladın mı diye soranlar oluyor. cevabım hayır çünkü mevzu bahis yerden haber geldiğinde, başka bir yerde çalışmaya başlamıştım bile çoktan..

  • universiteden iki arkadasla aramda gecen olayla sanirim cozdugum hede dir. yurdisinda okumaktayiz,bir arkadasin babasi rahatsizlanmis hemen turkiyeye donmek istiyor biz de yurtta hep beraber ucak bileti falan bakiyoruz saat kacta var falan filan arastiriyoruz. sonra iceriden x sahisi geliyor soruyor hayirdir diye. anlatiyoruz iste olayi durun bi dakka diyip geri odasina gidiyor. bi 15 dakka sonra geliyor diyor sen hazirlan 4 saate bizim ucak seni goturecek. megerse adamlarin bikac tane ozel jeti varmis babasina sormus acil bir durum diye babasi da tabi oglum demis. simdi bu cocuk bizimle birlikte ozel yurtta kaliyor dayanamadim sordum abi niye eve falan cikmadin diye, hepiniz burdasiniz ortam var dedi gulumsedi gitti. ıste bence maddi zenginlik boyle bisey olsa gerek.
    edit:yazim hatasi.
    edit 2: cok soruldu napiyim artik yazayim, arkadas babasini kaybetti, son bir kere gormus oldu.

  • fetocu olarak anılmaktan son anda yırtanların daha bir çılgınca (işemeli sıçmalı) kutladığı, kutlayacağı; alakası olmayanların ise tamamen nötr (noluyoruz amk tadında) kaldığı, kalmaya devam edeceği gün.

  • liselerarası basketbol maçında atatürk lisesi-süleyman çakır lisesi karşılaşmaktadır ve salon iki okul ogrencileri tarafından hınca hınc doldurulmustur. karşılıklı tezahuratlar, bir sure sonra karşılklı atışmalara ve gerilimli tezahuratlara dönmüştür.
    polis ve guvenlik ekipleri ,birden suleyman çakır lisesi tarafına, kafa göz cop allah ne verdiyse dalmıştır.
    olayın şokunu atlatamayan suleyman çakır lisesi ögrencisi;
    hem sopa yiyip hem de kendisine vuran polise sormaktadir : "abi noldu ya niye daldınız niye vuruyorsunuz ?"
    polis de, hem acımazsızca vurmakta, hem de cevap vermektedir "s.kilmiş atatürk diye bağırıyorsunuz olm"

  • filmi seyrettiğim üç saat sonunda, hayat bu işte ve böyle devam edecek diye mırıldanarak yatağa doğru yollandım, yaptığım yanlışlar ve üzdüğüm insanları düşündüğüm bir gece geçirdim. içimden ben şimdiye kadar kasıtlı olarak kimseyi üzmedim ve asla hiç kimsenin benden nefret etmesini istemiyorum diye sayıkladım. bi türlü uyuyamadım. kötü hissettim. yaşadıklarımı boş hissettim. bir an kafayı yediğimi zannettim. fimde beni bu kadar karıştıran neydi bilmiyorum ama beynim uzun zamandır hiç çalışmadığı kadar çalıştı hem de benim kontrolüm dışında. o çocuk gibi böyle şeyler olur deyip geçmek istedim ama gökten kurbağa yağacak kadar kötü bişey yaptığımı düşündüm. sonra uyudum. sabah ben yine aynı bendim.