ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayasofya önündeki alkollü ramazan eğlencesi
-
kimseye zararı olmadan kendi halinde eğlenen insanlar görüyorum ben. bir olay, taşkınlık vs yoksa size giren çıkan nedir tam olarak?
plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
-
hamaset nedir?
işte tam olarak budur.
plajlarımıza cesetleriniz vurduğu için özür dilemene gerek yok yavrum.
o plajlarda, çakal sürüsü gibi toplanıp, nargile çeke çeke, bağıra çağıra, gözlerinizle ve fotoğraf çektiğiniz kameralarınızla kadınlarımızı rahatsız etmeyin yeter.
bir de bu mağdur ayaklarını bırakın. kimse salak değil. mağdur ile yüzsüzü birbirinden ayırabiliyoruz.
12 mart 2013 schalke 04 galatasaray maçı
-
bundan 6 ay önce bana biri "bu maç sonunda burak yılmaz christiano ronaldo'nun önünde şampiyonlar ligi gol krallığına otururken, attığı golden sonra kendisine ilk sarılan didier drogba olacak. ayrıca maçı son dakikada 2-3'e getiren golden sonraki sevinçte wesley sneijder fatih terim'in üstüne atlayacak." dese daha fazla saçmalamasın diye fm 2013 cd'sini ağzına tıkayıp evden kovardım.
tübitak'a yakınımı atadım neresi tuhaf anlayamadım
-
"zaten anlayabildiğim fazla bi şey yok" şeklinde devam etmesi beklenen cümle.
hastası olunan sözler
-
"ona çok benzeyen birini bulursun. ve bu, zafere en çok benzeyen yenilgindir."
ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk teyze kaynaması
hepsiburada'da 1 tl'ye satılan bilgisayar
-
hemen fiyat alarmı butonuna tıkladığım bilgisayar. fiyat düşünce haber verecekler.
cem boyner'den berkin için tüm mağazalara talimat
-
boyner holding yönetim kurulu başkanı cem boyner'in, berkin elvan'ın ölümü nedeniyle bugün tüm boyner mağazalarında uygulanmasını istediği maddeleri içerir.
cem boyner'den kurum içi gönderilen e-mail'de şu ifadeler kullanıldı:
"tüm mağazalarda müzik yayınını durdurun bugün. mağazalardaki müşteri etkinliklerini iptal edin, bugün ve yarın. tüm mağazaların wi-fi şifrelerini iptal edin hemen. vatandaş istediği yerden haberleşme imkanına sahip olsun.
kritik noktalardaki mağazalarınızın hassas, evi uzak olanlarda olan, fiziki açıdan ilgiye ve desteğe ihtiyacı olabilecek personeli erkenden evine gönderin.
mağazalarınıza sığınabilecek vatandaşlara yardım için su, ilkyardım malzemesi vs. eksiksiz bulundurun.
bu güzel halkı allah korusun ama biz de bize düşeni eksiksiz, kimseyi ayırmadan yapacağız.
sorusu olan, önce sorusunu vicdanına sorsun, gereğini yapsın, sonra isterse şirketine, merkeze sorsun.
allah utandırmasın..."
"sorusu olan, önce sorusunu vicdanına sorsun, gereğini yapsın" kısmı duygulandırmıştır.
linki
edit: boyner, geçen yıldan bu yana satışlarını %51, karını ise %58 civarında artırmış, halihazırda reklama fazla ihtiyacı olmayan bir mağazalar zinciridir. bilgilerinize;
satış hasılatı 2012: 935,000,000 tl - satış hasılatı 2013: 1,415,000,000 tl
kar 2012: 6,870,000 tl - kar 2013: 10,880,000 tl
konya ssk hastanesi hasta sırası
-
yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:
sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...
işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.
22 ağustos 2016 gecesi yaşanan uykusuzluk
-
"çok ürpertici"
"aman allah'ım ben de uyuyamadım."
"sevgilimin de başına gelmiş."
"ninem de uyuyamamış" yorumlarının yazıldığı durum.
arkadaş iyi misiniz siz? buna bu kadar anlam yüklerken gerçekten ciddi ve samimi misiniz? şaka mı la bu?şu an ben buraya "22 ağustos günü başımın ağrıması" diye başlık açsam en az 3000 kişi "benim de başım ağrıdı, alla alla" diye entry girer.
kendinize gelin.rahat olun.civarda olun.
ekşi sözlük
-
3 senedir yazar olarak içinde bulunduğum oluşum. çılgınca entry giren birisi olmadım hiçbir zaman. çoğu zaman okumayı tercih ettim. ekşi sözlük sadece yazarları ile ön plana çıksa da, aslında okuyucu çoğu zaman daha önemliydi. çünkü okuyucu olmadığı takdirde entry girmenin manası yoktu. son günlerde farkettim ki artık yazarlar hiç okumuyor, sadece yazıyor. dinlemeden dır dır eden insanlar gibi... okumuyorlar, sadece yazıyorlar.