hesabın var mı? giriş yap

  • "aydınlanmak için ışığı kafamızda canlandırmamız değil, karanlığımızı fark etmemiz gerekir."

    "siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz."

    "ne acı, örneklere göre yaşayanlara! yaşam onlarla değil. bir örneğe göre yaşıyorsanız, o örneğin hayatını yaşıyorsunuz demektir, oysa sizin hayatınızı sizden başka kim yaşayabilir? o zaman kendinizi yaşayın. yol göstericiler devrildi, önümüzde aydınlanmamış yollar var. aç gözlülük yapıp yabancı tarlaların meyvelerini silip süpürmeyin. size yararlı olacak her şeyi veren bereketli toprağın kendiniz olduğunu bilmiyor musunuz?"

    "eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, ortalama insan hakkındaki tüm bilimsel bilgileri bir yana atıp, tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve ön yargısız bir tavır benimsemek zorundayım."

    "bir insanın başına gelenler onu başkalarından ayıran özelliğidir. tüm parçaların birbiriyle uyumlu olduğu bir modeli temsil eder. yaşamı devam ettiği sürece bu parçalar birer birer önceden belirlenmiş bir tasarıma uygun olarak yerine oturur."

    "yalnızlık insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."

    "artık elinde mitolojinin anahtarı var. ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsün."

    "diğerinin sevmediğimiz özellikleri, kendi kendimizi bulmaya yardım edebilir."

    "ruhun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü bir doğası vardır."

    "çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum."

    “düşünmek zor zanaattır. bu yüzden çoğu insan sürüyü takip eder.”

    “her şey oldukları şeye değil, sizin onlara bakışınıza bağlıdır.”

    “görüşünüz ancak yüreğinizin içine baktığınızda berraklaşır. dışa bakan düş görür, içe bakan uyanır.”

    “doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. anlamlı oluşunun mu, yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek, insanın yapısına bağlı.”

    “anlaşılmak mı istiyorsun? kendini anla! o zaman yeterince anlaşılmış olursun.”

    “bütün kaosun içinde bir evren, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır.”

    “günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında.”

    "kapı çatlaklarından, anahtar deliğinden süzülüp gelen dış görüntü ve seslerden çok, kendi iç dünyasına, tekil söyleşisine çevirmiştir tüm dikkatini o. dublin her yerdedir ve hiçbir yerdir onun için. tıpkı "odysseus" sözcüğünün, "outis" ve "zeus", yani "kutsal hiç kimse" anlamını taşıdığınca..."

    "size verdiğim ne bir öğreti ne de ders. neye dayanarak size öğretebileceğimi düşüneyim? size bu adamın yoluna dair haberler veriyorum, sizin kendi yolunuzun değil. benim yolum sizin yolunuz değil, o nedenle ben size öğretemem. yol içimizde, tanrılarda değil, öğretilerde ya da yasalarda da değil. yol, doğruluk ve yaşam içimizde."

    "bir şeyi anlamak yola dönüşün köprüsü ve olanağıdır."

    ''insanlık tarihi başından beri aşağılık duygusu ve kibrin çatışmasından ibarettir.''

    "oysa bugün bunu kim biliyor? ruhun sonrasız verimli diyarlarına giden yolu kim biliyor? yolu basit görünümlere bakarak arıyorsunuz, kitapları inceliyor, her türlü fikre kulak kabartıyorsunuz. bunun ne yararı var? yalnızca bir yol var bu da sizin yolunuz. yol mu arıyorsunuz? benim yolumdan uzaklaşmanız için uyarıyorum sizi. bu sizin için yanlış yol da olabilir. herkes kendi yoluna gitsin. ben sizin için bir kurtarıcı, yasa koyucu, baş öğretmen olmayacağım. siz artık küçük çocuklar değilsiniz."

    "bilinmeyen bir şeyi hissetmek ve bir gize sahip olmak önemlidir. böyle bir şeyi yaşamamış bir insan, önemli bir şeyi yaşamamış olur..."

  • bu tipler türkse, mekân türkiye'de ise bence şahane iş çıkarmışlar.

    şu videoda ilk bakışta ortadoğu'ya ilişkin hiçbir şey yok çünkü.

  • şu adamın şovundan ben bile sıkıldım. her albümünü ezbere bilirim. o kadar da fanıyım. ama yok "kadınlar ık mık" yok "müzikten sıkıldım" yok "tükendim" eeee.

    (bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)

    zenginlerin derdi cidden çekilmiyor. utanmıyorlar da açıklama yaparken. az iç manyak herif. hay allah'ım ya.

  • sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
    işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
    bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
    öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
    dayanamadım annemin ağlamasına.
    telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
    kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
    amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
    üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
    bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
    annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
    her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.

  • kuzenim, 14 yaşındaki oğlunun facebook mesajlarına bakmaktadır. "yin yang, gel gel beraber okuyalım çok komik" çağrısıyla birlikte bu eşsiz günaha katılıyorum. yazışmalar muazzam.

    ilk mesajla birlikte her şey hızla gelişiyor..

    erkek: beni eklemişsin? tanışıyor muyuz?
    kız: ben sizin okuldan bilmem ne sınıfından bilmem kim. ben seni tanıyorum ama demek ki sen beni tanımıyorsun.

    araya birkaç kısa geyik serpiştirildikten sonra:

    erkek: çıkalım mı?
    kız: düşünmem lazım..
    1-2 dakika sonra kız: düşünüyorum...
    1-2 dakika sonra kız: tamam kabul ediyorum.
    erkek: oleyy. çok sevindim :)))

    5 dakika sonra erkek: aşkım?
    kız: aşkımmmm.

    yarım saat sonra erkek: o senin fotoğrafının altına yazıp duran lavuk kim?
    kız: salağın teki ya boşver. peşimde koşup duruyo. yüz vermiyorum. önemli biri değil, kafana takma.
    erkek: benim için önemli ama!..
    kız: ya boşver, yakında vazgeçer zaten.
    erkek: neyse ben onu hallederim en kısa zamanda..

  • önce sokak köpekleri sonra da bu it taparlar toplanmalı. bunlar topluma zarar kişilerdir.

  • isyerinin caycisi ile diyalog:

    - bir sey icer misiniz agbi?
    - yok daha yeni ictim, almayacagim.
    - olsun agbi yeni ictiysen, bak yeni cay demledik.
    - allah bos oturani sevmez diyorsun yani.
    - biz de pek sicak bakmiyoruz agbi.