ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ak parti'nin medyayı domine ettiği yalanı
-
doğan- penguen belgeseli, vergi cezası
cihan- ne istediniz de vermedik
ciner - alo fatih, show tv'nin peşkeşi
doğuş- ferit kardeş, ntv tarih'in kapatılması
ha birde :
(bkz: akp döneminde işini kaybeden medya çalışanları)
down sendromlu diye bebek aldırtmak
-
bu durumu cinayet olarak gören hadsiz köpeklerin down sendromlu çocuk sahibi olmaları en büyük dileğimdir. böylece arz-talep ilişkisi çok daha verimli şekilde kurulmuş olur.
size ultrasonda desinlerki; "ensesinde kalınlık var, down şüphesi var, emin olmak isterseniz şu şu testleri yaptırabilirsiniz."
siz de başkasının işine karışmamayı öğrendiğiniz gün olarak o anı kayıt edersiniz sevgili hadsiz köpekler.
kime neyi ispatlıyorsunuz anlamıyorum ki..
insanları yargılarken iki kere de düşünmeyin, siz zaten mümkünse hiç düşünmeyin, "yargılamak benim ne haddime" diyerek oturun oturduğunuz yerde..
debe edit: debedit
boğaziçi gönlümüzden geçen konuma ulaşamamıştır
-
boğaziçi'nin harika bir yolda gittiğini gösteren açıklamadır. o gönülden geçen yollara girmeye hiç gerek yok. anlaşılan odtü bitti sırada boun var.
bir hanımefendiden karı diye bahseden aydın
-
bilgisiyle dövdüğü cahilleri küçük ayrıntıda gizli hataları ile uğraştıran aydındır.
(bkz: hanımefendi)
(bkz: nagehan alçı)
kek yapmaya çalışırken vakfıkebir ekmeği yapmak
-
vanilyanın fazla konulmasıyla alakalı olabilecek durumdur.
vanilya kekteki yumurta kokusunu kırmasıyla bilinir lakin keke sertlik kazandırır. trabzon vakfıkebir ekmeği yapıverebilirsiniz :'(
21 mart 2017 diyarbakır'da vurulan genç
-
ulan sen önce "üzerimde bomba var" diye bağır. sonra kaçıp elinde "bıçakla" terör estir. polis vurunca da katil polis olsun.
edit: çok duyarlı yazarlarımızdan onlarca "faşistsin" başlığı altında mesaj aldım. onlara şunu söylüyorum; gidin paris'e "üzerimde bomba var" diye bağırın ve elinizde bıçakla etrafa saldırın. bakalım kaç saniye hayatta kalabileceksiniz? aynı olay amerika, italya, belçika için de geçerli.
ben faşist değilim ama siz adamı faşist yaparsınız...
şok market'in çalışanlarını dilenci yapması
-
kelimeleri düzgün seçelim arkadaşlar.
bir gün uçaktayım, yiyecekler ücretli. hostesin birisi 'bir şey arzu eder misiniz ?' diye yüksek sesle mutlu şekilde tek tek her yolcuya sorarak bizim koltuklara doğru geliyor. yanımdaki kelli felli orta yaşlı göbekli görmemiş herifin biri kızcağazı durdurdu, kızda bir şey istedi diye sevindi hafiften. yüksek sesle kıza; 'siz bu yemek satışından prim alıyorsunuz galiba' diye sordu. kız kem küm etti çok az miktar ekleniyor filan dedi sessizce. adam herkesin duyacağı şekilde; 'belli belli millete bu kadar yalvardığına göre...' dedi. adam aklınca hava yolu şirketine sövmenin gururunu yaşadı, ama şirketin satış politikasını uygulamak durumunda olan bir çalışanı incittiğinin farkında bile değildi. kızcağız çok bozuldu, işi gereği toparlamak zorunda olduğu için ses çıkaramadı.
o nedenle satışta ısrar olayı vardır. ısrar deyin, müşteriyle fazla diyalog halindeler deyin, bir şeyler satmak zorunda hissediyorlar deyin, ürünü tanıtmak zorunda hissettiriyorlar deyin. binlerce olumlu cümle varken;
'dilenci' ne demektir ya ? nasıl bir gönül kırmaktır bu. bu nasıl düşüncesizliktir !
sen daha yarısındayken fatiha'yı bitiren adam
-
senelerdir aklımı kurcalayan sorudur. sanırım fıkradaki gibi duaları numaralandırmışlar. fatiha mesela 4 numaralı dua. hoca el fatiha deyince, içlerinden "bismillahirahmanirrahim 4" deyip ellerini yüzlerine sürüp amin diyorlar. başka türlü olamaz çünkü bana kalırsa.