hesabın var mı? giriş yap

  • eve gidince ara diyen bi arkadaşım vardı. asla yapmam ama ilk kez eve gidince aradım. telefonu kapalıydı (saat 23 suları). ertesi gün akşamüstü beni aramışsın diye aradı geri. eve geldim dedim. daha yeni mi dedi. hee dedim kapattım.

  • o unutulmaz günde, o "anlatılmaz, anlattıkça yaşanır; hatırlandıkça coşulur" maçta ben oradaydım. hiç unutmuyorum, - galiba - 12.55 gibi garip bir başlangıç saati vardı maçın, ali sami yen stadı kapalı tribünü alt bölümün en ortasındaki yerime ulaştığımda seremoni başlamak üzereydi, üzerinde biletimdeki numara yazılı koltuk dışında başka yer olmaması olağanüstü iyi bir şeylerin yaşanacağının müjdecisi gibiydi âdeta. uğur tütüneker kaleciyi çalımlayıp eski açık tarafındaki kaleye (ki tam 4 yıl sonra eintracht frankfurt'a karşı gene aynı kalenin filelerini havalandırmıştı.) ilk golü gönderdi, devre arası herkes heyecanlı, sevinçli ve umutlu görünüyordu, çoğunluğun beklentisi "3 - 0 ve uzatmada işi bitirme"ydi, mustafa denizli numaralı tribünün altındaki tribününde hapsedilmişti isviçre`nin uefa'sı tarafından, oysa ilk maçta saha ortasına kadar girip hakeme itiraz eden neuchatel antrenörü gilbert giresse devre arasında gene sahanın ortasındaydı.
    ikinci yarı galatasaray onbiri, tribündeki onbinleri, tanju çolak ile uğur tütüneker'in ard arda gelen ve birbirinden organize golleriyle coşmuş, mağrur ve arkaları sağlam isviçrelileri sürklase etmiş, en önemlisi de "biz yapamayız, ilk maç 3 gol yedik, biz kim 4 - 5 atmak kim, tarihimizde yok öyle bir mucize, buna inananlar deli" şeklinde öznel yorum (!) ve görüşleri tarihe gömmüştü. beyaz formalı metin yıldız, cevat prekazi, cüneyt tanman, ismail demiriz, savaş koç, arif kocabıyık ve bu muhteşem zaferin ardından demir parmaklık cezasından kurtulan mustafa denizli dakikalarca tribünler önünde zafer turu attılar.

    daha sonra ilginç şeyler oldu, uefa maçın tekrarına karar verdi, ulusça büyük tepki gösterdik, isviçre ile her türlü ilişkinin kesilmesi bile tbmm'de gündeme geldi, ne idüğü belirsiz ucuz kahraman müsveddeleri (ki onların çocuklarını bugün de mağdur olmadıkları halde federasyon, tahkim kurulu vd. hakkında atıp tutarken görüyoruz, orman kanunu cumhuriyeti(!)nin odun üyeleri) haksızlığı düzeltip adaleti sağladıklarını ilan ettiler, işin kötüsü birçok koyun sürüsü üyesi bu teneke yalancılara inandılar. oysa galatasaray'ın başında bugünkü gibi basiretsiz bir yönetim yoktu o gün, futbol davalarının o dönem (ve uzun yıllar boyunca) avrupa'daki en büyük uzmanı, bayern münich kulübünün avukatı bir alman ile anlaşarak maç sonucunun (5 - 0'lık skor 5 jüri üyesinin birden onayıyla kesinleşti, adalette de 5 - 0'lık bir galibiyet almış olduk) tescilini sağladılar.

    türk futbol tarihinde bir dönüm noktasıydı, aşağılık kompleksimizi o gün mağlup edip çimlere gömdü sarı kırmızılı aslanlar, tıpkı 1993 manchester united maçları ve 2000 uefa kupası finalinde mağlup ettiği gibi. keşke bugün "isviçre bizden iyi, barajı geçemeyiz" diye ahkâm kesen futbol uzman(!)ları da o gün isyankâr mucizeye tanıklık etmiş olsalardı...

  • köpeği tarafından şartlı reflexlendirilerek her zil çaldığında köpeğine yemek veren adam

  • sap bir muhasebe yazılımıdır. hatta ve hatta maliyet muhasebesi yazılımıdır. öncelikle bunun üzerinde anlaşmak lazım. kendisi erp (kurumsal kaynak planlama) yazılımı olduğunu iddia eder ancak tüm mimarisi ve süreçleri o fı ve co belgelerinin doğru oluşması yani şirketin mali tablolarının ve ürün maliyet hesaplarının düzgün yapılabilmesi üzerine kurguludur. satış, satın alma, üretim, kalite, insan kaynakları ve depo yönetimi departmanlarındaki insanlar bu kıl yazılıma o nedenle seve seve katlanmak zorundadır.

    özellikle büyük şirketler ve denetim şirketleri bu yazılıma bayılır. çünkü sap aslında hiç de optimum olmayan ultra karmaşık bir veritabanına sahiptir ve bu özellikle böyle yapılmıştır.

    siz gidip bir yazılım firmasına, bana bir erp yazılımı yap derseniz o gider onu en basit ve kullanışlı şekilde yapar ama ileride şirkette birisi yanlış sipariş girdiğinde ya da muhasebede hata yapıldığında git bunu sistemden düzelt diye ıt departmanından istekte bulunmaya başlarlar. oradaki veritabanı admini de girer sisteme kaydı veritabanından siler eder sonrasında bir bakmışsınız ki sistemde isteyen istediği gibi at koşturur hale gelmiş.

    işte bunu sap 'de yapamazsınız. ben türkiye'deki hiçbir şirketin bilgi işleminde sap basis db admin vs. işi yapıp da doğrudan hana db'den sql query ile veri silerim diyebilecek bir delikanlı tanımıyorum. çünkü bunu yaptığınız anda onbinlerce tablo arasındaki referential integrity'i büyük ihtimalle bozarsınız. sistem çöker ve sonrasında da kolay kolay geri toplayamazsınız.

    bu nedenle sap'de attığınız kayıt orada durur. silinemez ve değiştirilemez. örneğin faturayı 10tl değil de 100tl diye kestiyseniz bunun ters kaydını alıp bakiyeyi 0'layıp tekrardan 10tl'lik kayıt atmanız gerekir. ya da mal girişi yaparken yanlışlıkla 1 yerine 10 adet yazarsanız gidip 10 adetlik ters kayıt yapıp tekrar 1 adet giriş yapmanız gerekir bu sayede sistemdeki her adımın kaydı olmuş olur. bu kayıtlarla kafama göre oynayabilsem bilgi işlemciyle anlaşır, depodaki bir ürünü çantaya atar sonra veri tabanı üzerinde envanterden sildiririm. sonradan sayım yapıldığında 1 tane çalmış dahi olsam eksikliği anlaşılmazdı.

    yani sap yazılımı şirketin patronları ve hissedarlarının acaba bu şirketteki tipler teşkilat olmuş benim paramı zimmetlerine mi geçiriyordur kaygısını azaltır. denetlemeye gelen firma bu kayıtlar güvenilir mi acaba içinden bir şey sildiler ya da değiştirip kitabına mı uydurdular diye daha az kaygı duyar.

    yani siz sap'den çok daha ucuza çok daha hızlı ve pratik bir yazılımı 5-10 kişilik mahmut yazılım ticaret a.ş. yaptırabilirsiniz ancak milyar dolarlık şirketlerin yatırımcıları parasını mahmut yazılımın ürününe emanet ettirmez.

    hana ise sap'nin kendi geliştirdiği in memory database'in adıdır efendim.
    s/4 hana da erp'nin hana veritabanına göre optimize edilmiş ve bazı süreçlerinde performans iyileştirmeleri yapılmış halidir. mesela s/4 ile birlikte bkpf ve bseg'e alternatif acdoca tablosu gelmiştir vs. vs.
    bu hana veritabanındaki tüm veri ram'de tutulur bu nedenle daha hızlı işlem yapar.
    ancak sap hana sunucularının donanım yatırımları da tuzludur. örneğin çalıştığım şirket hana için 2x24tb ram kullanan milyonlarca dolarlık sunuculara ihtiyaç duyar çünkü malzeme defteri ya da yevmiye defterinde bir ay içerisinde milyarlarca kayıt oluşuyor.

    3 kişilik yazılım firmasının yazdığı şey 50 kişilik depoyu idare edebilir ve 1000 dolarlık sunucuda çalışabilir ama dakikada milyonlarca işlem olan yerde patlar, ancak sap tıkır tıkır çalışır. stabilliğin ve performansın arkasında bu yatar.

    bu arada sap ekranlarını da artık fiori ui5 ile dilediğiniz gibi web tabanlı ve istediğiniz çözünürlüğe uygun olacak şekilde değişik renk ve görseller ile tasarlayabiliyorsunuz. karmaşık süreçlere ya da işletime ayıracak ekibi kaynağı olmayan şirketlere de bulut tabanlı saas versiyonu s4hana on cloud mevcut.

    yine de dediğim gibi 50-100 kişilik bir kobide ve patron "ben depocum hasan'a, muhasebecim ayşe'ye, satın almacım murat'a güveniyorum. bu adamlar benim malımı çalmaz, üretip sattığım şey de basit bana ne kadar mal oluyor kolayca hesaplıyorum" diyorsa, hiç gerek yok boşa sap'ye para vermesin. gitsin bulsun bir yazılım onu kullanıversin.